Kutudaki bebek

Habere konu olan yer Ankara' da bir hastane...Gerek yazılı basında, gerekse görsel basında hemen herkesin bildiği, bilmese bile bebek ölümleri ile gündeme gelip öğrendiği bir hastane. Aslında hangi hastane olduğu ve bu hastanenin nerede olduğu önemli değil. Mesele üst üste gelen bebek ölümleri....Bebek ölümlerinin nedeni olarak hastane doktorlarınca prematüre oldukları, sendika tarafından ise enfeksiyon yüzünden olduğu söyleniyor...Neden de önemli elbette ama sonuç ölüm.. Geri dönülmez bir gerçek.. Evlat acısı ile yürekleri yanan, hastaneye bebeklerinin nasıl olduğunu öğrenmek için koşan ama bebeklerinin ölümü ile sarsılan anne ve babalar.. Hangi kelime anlatır ki onların acılarını? Yüreğim yanıyor deseler, yeterli mi hissettiklerini anlatmaya? Kelimeler, kifayetsiz.. Binbir hevesle alınan minik patikler, bebek arabaları, pembe ya da mavi minicik pijamalar ve eldivenler... Daha gözlerini açamadan, anadan bir damla süt içemeden, ismi bile konulmadan, hayatın acımasızlığı ile vakitsiz tanışma... Çoğu isimsiz bebek mezarları...
Haberlerde bir babanın elindeki mukavva bir kutu dikkatimi çekti. Bir bebek bezi firmasının kutusu... Bu kutunun içinde ne mi taşıyor diyorsunuz? Yok, bebek bezi değil... Hastanede ölen bebeğini taşıyor... Mukavva bir kutu ve bir bebek...İkisi yan yana gelir mi? Sözün bittiği, acının dayanılmaz olduğu yerdeyiz... Ekran başında bu olayı izleyen bizler için acı, ama evladını kaybeden ve onu mukavva bir kutuda taşıyan bir baba için çok daha acı...
Cennet kokulu bebeklerin ailelerinin ve hepimizin başı sağolsun...