- Kategori
- Aşk - Evlilik
Lal kadınlar

Alıntı:Google Görseller
Lal kadınlar doğurdu sevda masallarını, sevda masalları da lal kadınları, arzulu, sancılı, ıslak gecelerde... Masal, masal içindeydi, yalan da yalan içinde, ağrı Kaf Dağı'nın ardında değil, lal kadınların taa yüreğinde. Tutuştu yorgun yürekler, çırpındı, sızladı. Soğuktu, üşümüştü yürekler. Lal oldu kadınlar, yalan masallarının da lal kahramanları...
Yutkundu,
Yutkundu,
Yutkundu lal kadın; Günlerce, aylarca, yıllarca...
Sevdasının rengi karaydı, kapkara, bulaşmıştı ellerine. Temizleyemezdi ki artık o karayı, kadife çiçekleri bile... Kara elleriyle tuttuğu küçücük bir yürek vardı şimdi... O küçük yüreği de bulamıştı sevdanın kara rengi...
Kördü, sağırdı lal kadın, uyuşmuş, nasır tutmuş, buz kesilmişti artık yüreği...
Buğulandı gözleri, boğazı düğümlendi, sessiz çığlıklar attı gecenin içinde. Ağrı, dağın eteğinde değil, onun yüreğindeydi... İncecikten bir sızı vardı yüreğinde, derinden kanayan bir yaranın sızısıydı bu. Ulaşmadı sesi dağlarının ötesine, çırpındı kuşlar yüreciğinde, kanat sesleri vardı şimdi kadının sesinin önünde. Uzadı yollar, büyüdü dağlar, daha bir kocaman oldu denizler... Yuttu sevdayı, sevdalıları... Yolun sonu çok derindi...
Kaderine razı oldu...
Sustu,
Sustu,
Sustu lal kadın; Günlerce, aylarca, yıllarca...
Gömerek yüzünü, bedenini sonsuz, sınırsız yanlızlığa ve karanlığa; sarıldı, daha sıkı sarıldı o küçücük yüreğe. Kırgındı, küskündü, içindeki yangını söndüremezdi artık, yalan kelamlar...
Küçük yürekle bir olmuştu yüreciği.
Sevdasını bulutlara verdi yağmurlarla yağsın diye, sulara verdi toprağa anlatsın diye, rüzgara verdi dört mevsim dağılsın diye... Bulutlar da yansın diye...
...
Lal olmuştu kadın... Sevdası içinde bir ömür yansın diye...
Not :Yanında iyi gider... Balık, roka, rakı; rakı, balık, kavun, peynir; bira, fıstık ve çayla kek gibi: Yavuz Bingöl-Yemin