Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Levent Kırca - Adaylık bahane, halkla olmak şahane

Levent Kırca - Adaylık bahane, halkla olmak şahane
 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olması ne kadar siyasi ise, Levent Kırca’nın Üsküdar Belediye Başkanı adayı olması o kadar mizahi geliyor insana.

Üsküdar eskiden kozmopolit bir semti. Çocukluğumun geçtiği, Şemsipaşa’yı, Doğancıları, İmrohor’u hatırlarım. Camileriyle, çeşmeleriyle, evliyalarıyla tam bir tarihi semttir ve bildiğim kadarıyla şimdi bu semt AKP nin İstanbul’daki en sağlam kalelerinden biridir.

Büyükşehir'i Topbaş mı kazanır, Kılıçdaroğlu mu bilemem ama Levent Kırca, Üsküdar'da seçim, meçim kazanamaz.

O zaman, Türkiye’de en güzel sarhoş rolünü yapan komedyen Levent Kırca’nın o semtin adaylığında ne işi var?

Bunu sormadan, şunu sordum kendi kendime?.

Levent Kırca’nın Belediye Başkanlığında ne işi var?.

Bana kalırsa eğleniyor. Şansı olmadığını o da biliyor. Adam halk adamı. Yaptığı skeçlerin, oynadığı oyunların çoğunun kaynağı halktan alıyor çünkü onları, onların içinden izliyor. Muhtemelen seçimden sonra topladığı sermaye birikimini, halktan aldığını, yine kahkaha tufanı ile bir tiyatro oyunu olarak halka verecektir.

‘’Ben Başkan adayıyken’’diye ismi bile hazırdır belki.

Sanatçı gözlemi farklıdır.

Bir arkadaşım, ‘’Olacak o kadar’’ programının TRT de en çok izlendiği yıllarda, turnedeki Levent Kırca ve ekibi ile aynı ortamda bulunduğunu söyler ve rollerini ezberlemelerine falan gerek yok, yani onların gerçek hayatları da o kadar komik ki, ben onları dinlerken, çok komik bir tiyatro oyununda sanmıştım kendimi diye anlatırdı.

Levent Kırca tuluat’ın günümüzdeki en büyük ustası bence.

Düşünebiliyor musunuz?

Yanında çalışan personelin halini?. Ya da kendisine derdini anlatmaya gelen vatandaşın halini?

Derdini anlatmaya gelen bir vatandaşa bıyığını titretse, gözlerini yuvalarından çıkarır gibi yapıp da sağa sola çevirse?. Adam ne diyeceğini unutur gülmekten. Bundan büyük zulüm olur mu?

Bu millet onu suları kesildiğinde sabunlu bir kafayla İSKİ’yi arayan, ALO SKİİİİİ ile, ya da ne bileyim, bir zamanlar istek üzerine ‘’Ne okiiim’’ diyen Mustafa Keser’i taklit ederken ‘’Ne koyiiimmm’’ diyen, sık sık sarhoş olup, o zor durumda yuvalarından çıkan gözleri, kıpkırmızı burnuyla, polislere söyleği komik sözlerle, önemli adam olduğu için, açılışlardan dolayı çişi ettirilemeyen siyasetçi rolüyle, JETSKİ skeciyle, Küçük Selahattin’le, kemancı Bestami ile, darbe yapmaya çalışan ama ekrandan tepesine inen reklamlar yüzünden, sinirlenip ‘’yapmıyorum lan darbe, marbe’’diye vazgeçen onbaşı olarak tanıyor, hatırlıyor, onlarla gülüyor.

Alışmamış bedende pantolon durmazmış. Levent Kırca konuşuyor, halk Üsküdar meydanında toplanmış, kıyamet gibi. Yer gök insan dolu. Şimdi bu kalabalığı düşünün. Levent Kırca'nın hangi vaadine inanabilir ki. Onu bir siyasetçi görmesi mümkün mü?. Her sözüne gülecek. Ya da bu kadar kalabalığı görünce o ne yapacak?. Vaad edebilmesi mümkün mü?. Başlayacak tuluata, showa. Çünkü o yılların sanatçısı.

Levent Kırca, bence senaryosu seçim olan bir tiyatro oynuyor. Adaylığı formalite.

Seçimden daha büyük bir kazancı var.

Başkanlık bahane, halkın adamı olmak şahane…

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..