Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '11

 
Kategori
Siyaset
 

Lieberman; yeni Öcalan mı?

Lieberman; yeni Öcalan mı?
 

Başbakan Erdoğan'ı Kaddafi ve Chavez'e benzeten Lieberman, neyin peşinde?


PKK'nın yeni Serok'u; Hewal Lieberman mı?

Çok değil iki ay önce 13 Asker'in gölgede 45 derece sıcakta PKKlılarca öldürülmesi PKK 'da artık Öcalan'ı dinlememe ve onu Serok (Başkan)lıktan almanın fiili bir ifadesi olarak belirtmiş ve vur emrinin aslında Lieberman'dan ve Silvan Şalom'dan geldiğini söylemiştim. 

Çünkü Öcalan eylemsizliğin sürmesini istiyor ve Devletle yapılan görüşmelerin olumlu sonuçlanacağına inanıyordu. 

Bu noktada devreye iki isim girerek Eylemsizliğin olmayacağını PKK'ya dikte etti, bu isimler Lieberman ve Silvan Şalom'du. Bu yazıyı Temmuz ayında yazdıktan sonra, Türkiye İsrail'e karşı bir kaç maddeden oluşan restini geçen hafta açıklayınca işte bu ŞAHİN isimler fırsat bilip PKK ile Avrupa'da ve diğer her platformda görüşme tehdidinde bulundular. Aslında şimdiye kadar çok gizli bir şekilde yürüttükleri işbirliği bu sayede artık açıktan açığa devam edecektir. 

İsrail'in ŞAHİNleri kendilerine çok güvenen astığı astık kestiği kestik kafa yapısına sahip asla ADALET duygusuna sahip olmayan adamlardır. Bu isimlerin başında Ariel ŞARON gelir. Başbakan'ın One Minute dediği Perez ve eski Başbakan Olmert ve Barak (Şaronla kıyaslayınca) İsrailin aslında güvercini sayılır. 

Bu arada Ortadoğu'da oynanan ustalar satranç turnuvasında Rusya yeni bir hamle yaparak kendi ittifakında yer alan Kıbrıs Rum kesimine AB'in yapamadığı yardımı yaparak yaklaşık 6 Milyar 500 milyon TLyi verdi ve Kıbrıslı Rumların elini hem ekonomik hem de siyasi olarak güçlendirdi. Bu sayede kendinden gördüğü bu devletin adadaki görüşmelerde elini çok güçlendirmiş oldu. Bilineceği üzere Rumlar elektirik santralinde bilinmeyen bir sebeple çıkan patlamada ciddi krize düşmüştü ve kara kara KKTC ile anlaşmanın getireceği yükümlülkleri düşünmekteydiler. 

Esad'ın Suriye'de pes etmesi şimdilik zor görünmekte, Libya'da ise Kaddafi yanlıları ABD'in ve BATI'nın uşağı olarak gördüğü asilerin kontrolü sağlamasından sonra da ellerinden geleni ardına koymayarak sonuna kadar direneceklerinin ihtimalinin güçlü olduğunu düşünmekteyim. Fakat, Libya artık AB'nin bütçe açıklarını kapamaya çalışan bir sömürge devlet olmaktan kendini kurtaramayacaktır. 

Sarkozy, çay kaşığı ile verdiklerini milyonlarca varil petrol olarak AB'nin ve batan Yunanistan'ın kurtarılmasına harcanacaktır. Buradan ABD bişiler koparabilir mi? Evet bence en çok koparacakları şey, daha önce Türk firmalarının anlaştığı inşaat ihalelerini önce kendileri alıp sonra ucuza Türk firmalara yaptıracaklarından kimse kuşku duymasın, yıkılan onca yeri bizim aslan gibi göbekli kel, kalın parmaklarındaki uzun siyah kılları iri köşeli altın yüzüklerine secde etmiş taşeron müteahitlerimize yaptıracaklardır. 

Bu arada asıl BAHAR'ın gelmesi gerektiği henüz Arap baharının gelmediği Suudilere asla bahar mahar gelmeyecektir. Kral trilyonlarca dolar HAC ve Petrol gelirlerini BATI daki bankalara faizsiz olarak yatırmaktadır zaten. Sonra bu paralar Yahudi yatırımcılara düşük faizlerle verilmekte. Haccımız kabul olsun! Hz. Muhammed'in kemikleri mezarında sızlamıyorsa ben de Ayhan değilim... 

İşte böyle bir zeminde zavallı Filistinliler Suudi Kralına göre böcek gibi yok edilmesi gereken haşaralardır. Çünkü Filistinliler var olduğu sürece Suudi Kral'ın Taht otoritesi asla sağlam değildir. Orta Doğu'da İsrail'in en büyük müttefiki kesinlikle Suudilerdir. Suudi Arabistan ve Ürdün Kralı, Körfez emirlikleri İsrail'in en büyük gizli dostlarıdır. Bu dost ülkelerde bile bile oynatılan Ensest ilişkilerle dolu AŞKI Memnular aslında daha çok Yemen, Suriye ve Mısır'da da izlenmiş oralarda Facebook BALANS ayarıyla sosyal ağlarla sosyal ayaklanmalar buralara kadar gelmiştir. 

Bu tozlu ortamlarda, bu sisli havada şimdiye kadar gizli gizli PKK ile koordinasyon yapan Lieberman şimdi Öcalan'ı görevden aldırtıp kendisi tahta oturmuştur. 

Bundan sonra ne olacak? Bu tozlu ve zor sisli havada bence İsrail ve Türkiye arasında küçük çaplı doğu Akdenizde çatışma olabilir. Bu çatışma aslında daha büyük çatışmaları absorbe edecek nitelikte de olabilir. Şahinler'in tavrına göre yangın büyüyedebilir. 

Fakat şurası bir gerçek ki, BATI, Türkiye'nin Orta Doğu'da oynadığı akılcı ve dikkatli politikaları desteklemekten vaz geçtiği anda Türkiye'nin işi zor. Peki Türkiye'nin elini ne kolaylaştırmakta. Sizlere tuhaf gelecek ama, Rusya federasyonu, İran, Suriye, Irak Şiileri, Hamas, Iraktaki Türkiyeye bağlı Hanefi Araplar ve Lübnan Hizbullahı bu bölgelerde etkin olduğu sürece BATI asla Türkiye'nin kendi blokundan çıkmasını göze alamayacaktır.Çünkü, Batı, Türkiyeyi kaybederse herşeyini kaybedecektir. Bu abartı değil. O yüzden onlarda satrancını ve rolünü başarılı şekilde sahnelemekteler (özellikle sahnenin suflörü İngiliz Startejist ve Analistler işini çok iyi yapmakta) 

Türkiye, Kendi anayasal sorunları ve etnik sorunlarını çözebilirse çok daha güçlü olacaktır. Her zaman Türkiye'nin belli bir güç düzeyinin üstüne çıkmasını istemeyen batı, ilk defa Türkiye'nin kendi değerlerini savunma adına güçlü kalabilme çelişkisinide içinde taşımaktadır. İşte bu nokta İsrail'in Şahinleri ve Güvercinlerinin anlaşamadıkları noktadır. İkiside aynı hedefe gitmek istemekteler ama birisi Şaron gibi özgüvenle vurup yıkarak diğeri Peres gibi daha demokratik ve kurnaz yollarla başarmak istiyor ARZI MEVDUDU. Lieberman, yeni Öcalan olmaktan vazgeçmeyecektir. Belki devlet serbest bıraksa bile, Öcalan'ı kendi hareketlerine engel olacak diye öldürtedebilirler. 

Saygılarımla 

Ayhan ÖZCİMBİT 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..