Londra; Finansal terörizmin başkenti

Son zamanlarda içerde paralel devletle uğraşan hükümet, dışarda ise paralel devletin yurt dışındaki efendisi Britanya'nın Finansal saldırılarıylada baş etme çabası içinde. Adeta devlet siyasal ve mali olarak bağımsızlık savaşı vermektedir.

Hızla Türk para piyasalarından toplanan dolarlar dövizin genel ateşini arttırmaya başladı. Bu paraları kimin topladığına bakıldığında merkezinin Londra olduğu anlaşıldı. Aslında Britanya bu paraları başka bir merkezden de toplayabilirdi. Kendini ve hasmane niyetini saklama gereği bile duymadı.

Türkiyede ki paralel devletçiler kendinden eminler, güneş batmayan Majestelerinin gücünü Allahınkinden daha fazla gördükleri için sırtlarını hakka adalete ve Allaha değil Britanya Kraliçesine yaslamaları güç tasavvurlarının tamamen DÜNYEVİ oluşundan kaynaklanmakta. Sözde inandıkları Allahı yokmuş veya güçsüzmüş gibi görmelerinden dolayı bu tavırları. Asıl gücün ve gücün kaynağının PARA olduğunu sanmalarıdır onları yanıltan.

Oysa gerçek güç organize olmuş, inanmış ve Allahtan başkasına boyun eğmeyen baldırı çıplaklardan gelir, onların dualarından gelir.

Hükümet ve halk el ele vermedikçe paralel devlet ve kraliçe ile baş etmek oldukça zor. Ancak imkansız değil.

Şu an Türkiye, İslam Dünyası içinde Britanya'nın siyasal ve finansal terörüne teslim olmamış bir kaç ülkeden biridir. 

Bu konuda herkes sadece bir vatandaş olarak değil, insan ve insani sorumluluk olan HAK'tan yana olmak etikliği içinde elini vicdanına koymalı ve ona göre konuşmalı, yazmalı, tarafını belli etmelidir. Takım tutar gibi taraf tutulmaz.

Türkiye sonsuza kadar Britanya'nın ve ABD'li cumhuriyetçi faşistlerin sömürgesi gibi kalamaz.

Kendi madenlerin kendi petrolünü çıkartmadan sadece Doğu ve Batı bloku içinde güdük ve gelişmemiş bir ülke olarak kalamaz.

Bizim köklü bir geçmişimiz var, güçlü devlet geleneklerimiz var. Tarihteki en uzun süre hayatta adilce kalabilen imparatorluğu Türkler kurdu. Asya'da ve Avrupa'da yazılmış olan tarihten Türkleri ve misyonlarını çıkartırsak geriye hiçbirşey kalmaz. 

Madem karşımızdaki Britanya denen şeytanın tavrı böyle, o zaman Türkiye ve Türklerde bu tavra karşı kendi dinamiklerinin tamamını harekete geçirmelidir. Hilal'in gücü küçümsenemeyeceğini öğrenmek zorundalar...

Türklük bir ırk adı değildir. Türklük bir MİSYONDUR, temeli adalete, ahlaka, sorumluluk duygusuna ve vicdana dayanan bir dünya görüşüdür. Bu görüşe katılan isterse farklı bir ırk olsun o Türk olabilir. Bunun kanla değil kalple alakası vardır.

Bu misyon geçmişte Roma'ya ve onun haksızlıklarına karşı direndi ve Roma'yı tarihe gömdü. Nova Roma'yı İstanbul yaptı.

Şimdi ise günümüzün Roma'sı Britanya'dır ve dize gelmeyecek bir devlet değildir.

Balkanlar'daki Arnavutlar, Boşnaklar, Pomaklar, Müslüman Makedonlar yüzlerini ve umutlarını bize çevirmiş durumda. Hatta Britanya'da yaşayan milyonlarca Hintli, Pakistanlı, Afgan Müslüman'da yüzüü Türkiye'ye dönmüş durumda.

Balkanların Müslümanları farklı ırktan olsalarda Türk diye katledildiler. Irk olarak Türk olmasalarda onlar Misyon Türküydüler.

Bizler Türkiye'nin sınırlarını Edirne'den Hakkari'ye kadar göremeyiz.

Türklük İslamsız olamaz. İslam teoriyse Türklük kesinlikle misyon ve PRATİKTİR.

Bunun damardaki asil kanla asla alakası yoktur. Bu yürek işidir. Gözünü ve gönlünü siper etmenin adıdır. 

Bize sahte Türklük tarifleri yapan FAŞİSTLER şöyle geri çekilsinler bir. Yeter onların konuştukları ve yalanları.

Britanya nasıl ki KIZIL HAÇ'ın etrafında HAÇLI seferlerine devam ediyorsa ve bunu siyasal ve mali uşaklarıyla sürdürüyorsa bizler hangi ırktan olursak olalım ister Begoviç gibi Boşnak, ister Eyyubi gibi Kürt, isterse Dudayev gibi çeçen olalım sonuçta taşıdığımız misyonun adı " HİLALİ (İslamı) yere düşürmemektir." 

Bunu yapabileceğine inanan, adaleti, ahlakı, sorumluluğu ve vicdanı göğsünde madalya diye taşıyabilecek cesur insanlara ihtiyaç var.

Moiz Kohen'in (Alp Tekin), Atsız'ın, Türkeş'in IRK TÜRKÇÜLÜĞÜ saçmalıklarına karnımız tok.

Onların tarifleri bizi bölüyor.

Bu, elimizde kalan son kara parçası Anadolu'nun parçalanması ve kardeşlerimiz olan (Irk olarak Türk olmayan) Kürtlerin, Lazların, Çerkezlerin ayrılması için bir tuzaktır. 

Türkiye'ye ve böyle düşünenlere Arnavutluktan, Bulgaristan'dan, Kosova'dan, Bosna'dan, Sancak'ta Novi Pazar'dan, Ajarya'da Batum'dan, Kuzey Irak Kürdistan'ından dua eden binlerce yürek var. Hiç biri IRK TÜRK'Ü değil. Yürek ve Misyon Türk'ü.

Boşnaklar, Arnavutlar yıllarca TÜRK diye katledildi Sırplar tarafından. Balkanlarda MÜSLÜMANSAN SANA TÜRK DİYORLAR. ANADOLU BUNU ANLAMASIN DİYE KANDIRILDI....

Bu savaşı Britanya başlatmadı. Bu savaşı köle olmayı artık ret eden Emperyalizme karşı mücadele etmeye ve artık yeter demeye yemin etmiş Türkiye ve Türk halkı başlattı. 

Fas'tan Endonezya'ya, Kırım'dan Somali'ye kadar geniş bir coğrafya Anglo Sakson cehennemde yanan dünya'ya karşı artık kıyam istiyor.

YETER ARTIK!!!

David Cameron'ın ne (Müslüman Fonları için söylediği) Selamun Aleykum'une, Nede Prens Charles'ın Müslümanlığa geçtiği yalanına inanmayacak İslam dünyası.

Britanya hala İslamın ve Irk değil MİSYON TÜRKLÜĞÜNÜN en büyük düşmanıdır. Vahabiliği onlar kurdu. El Kaide'yi onlar besleyip büyütüyor. El Kaide asla İsrail'le mücadele etmiyorsa, en iyi islami film ÇAĞRI'nın yönetmeni Mustafa Akad'ı öldürüyorsa bunda Britanya'nın emri var.

El Kaide'nin ilahı İngiltere, Peygamberi Washington, Şeyhleride Suudi Arabistan'dır.

Bizler yine şanslıyız olanı biteni görebiliyoruz. Çözümümüz var, misyon sırası olan İNİŞ sırasına göre okuduğumuz KURAN var.

Ya Galler, Ya Kuzey İrlanda, Ya Amerika'nın ezilenleri, Ya Arap dünyasının yığınla bulunan Fakir ve cahil güruhu. Onlar sorunun ne olduğunu tespit edecek durumda bile değiller. Onlar tespit etselerde dayanacak ve buna karşı mücadele edecek ellerinde revize edilmemiş KOMÜNİZM'den başka bişeyleri bile yok.

Ülke olarak kendimize gelmeliyiz. Kendimize gelmezsek acılar kapımızı çalınca kendimize getirirler.