- Kategori
- Turizm
Maalesef hep beraber kaybettik

Kasırgaların yerine ekonomik tsunami ......
Çemberin İçinde Tehlike Çanları Çalıyor
Evet aslında bu sene içinde bulunduğumuz yılı maalesef gelen yolcu sayısında oluşan artışa rağmen gelirlerde düşüş becerisini gösterme "başarısını" gösteren tek turizm ülkesiyiz. Bu günden 2009 yılının zorluklarını ve sektörün alabileceği hali görememek için bakarkör olmak lazım...
Yine hazan ve hüzün mevsimi olan eylül ayına, sonbahar mevsiminin ilk günlerine 2008 yılı yaz sezonunun da son haftasına girmiş olduk.
Herkes bir son atak yaparak belki geçen aylarda kurtaramadıklarını kurtarmaya çalışıyor; Siyasi konjonktür ve ekonomik göstergeler buna müsaade etmez bir tablo çiziyor.
Aslında bu günden 2009 yılının zorluklarını ve sektörün alabileceği hali görememek için bakarkör olmak lazım.
Evet aslında bu sene içinde bulunduğumuz yılı maalesef gelen yolcu sayısında oluşan artışa rağmen gelirlerde düşüş becerisini gösterme "başarısını" gösteren tek turizm ülkesiyiz.
Tabi bu arada sektörümüzün değerli üst düzey yöneticilerine, değerli işletme sahiplerine kadar sektörün tüm bileşenlerini tüm ulusumuzun alkışlaması gerekir. Ben de alkışlıyorum. Eminim bedava tatilini yapıp ülkesine dönen turist de alkışlıyordur. Acaba alkışlar menfi mi, müspet mi? Temennim müspet olması, hayırlısı ile bir daha bekleriz. Bizler için para kazanmak önemli değil. Mühim olan insanlık! Geldiniz misafirimiz oldunuz verdiğiniz zararı karşılayabilecek tutarda bir kazancımız da olmadı; neyse mühim olan turizm yapmış olduk.
Yukarıda bahsettiklerim ile ilgili olarak işletme sahipleri, yönetici ve çalışanlarını yavaş yavaş cezalandırma yoluna gitmeye başladılar bile. Bu ay içinde otellerin insan kaynakları bütçelerinde rakamlar gerilemeye başladı. Kimi işletme sahipleri sezon ortasında yöneticileri ile yollarını ayırdılar. Ama o boşalan koltukları hala boş tutuyorlar ve tutmaya da devam edeceklerdir. Kısaca aranılan suçlular belli oldu...
Peki zaten senenin bir bütünü yerine bir kısmında çalışabilen ve kazanç sağlayan bu sektörde gerçekten kurların düşmesi ve gıda maliyetlerinde global olarak oluşan artışın müsebbibi sektör çalışanları mı? Elbette değil! Maalesef bedeli ödeyecek olanlar sektörün yöneticileri ve çalışanlar; Modern köle pazarlarının farklı versiyonlarını Türkiye'de mevcut sektörlerde görmek gerçekten mümkün. Önümüz kış olmasına rağmen sayıları milyonlarla ifade edilen sayıda insanımız maalesef evlerine ekmek götürebilme sıkıntısını yaşayacak. Fakat kimin umurunda? Hayatın acımasız döngüsü; yazın geçen güzel günlerin yerini artık kış aylarında sıkıntılı günlere doğru yavaş yavaş ilerlerken herkes kendisini hazırlasın.
Bakınız % 15 yolcu artışı gerçekleştiren sektörümüz geçen sene oluşan ciro hacmini kişi başı gelir ortalaması olarak yakalamaktan çok uzak !!!
Bu arada Antalya için on milyon turist hedefini de tutturmaktan çok uzak. Kazın ayağının öyle olmadığı sezonun sıcaklığı azalırken belli oldu. Gerçeklikten uzak son altı aydır verilen beyanların içinin ne kadar boş olduğu açık ve net olarak ortaya çıktı. Bu beyanları verenleri bu sektörün çalışanlarının vicdanına havale ediyorum.
Malum olduğu üzere mübarek Ramazan ayı içerisinde bulunuyoruz. Acaba sektörde çalışan insanlarımızın hakkına ve hukukuna ne kadar riayet ediyoruz. Belki binde bir; O zaman inananlar için cennet çok uzak.
Şimdi kimse "yandım Allah" demesin. İlahi adalet ve bedel ödeme zamanı; Dedim ya cehennem illa ki orada değil burada da yaşanabilir."Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste" O kadar insanın emeğinin karşılığını hem verme hem sigorta yatırma sonra sezon sonunda kapının önüne koy. Sonra da müslümanlıktan, dinden, imandan bahset hatta ve hatta hac ve umre gibi faaliyetlerde bulun. Son günlerde bir söz hafızama iyice yerleşti."Allah ile aldatmak "demek öyle olmuyormuş. Bakınız mali sıkıntının had safhada olduğu bu sektör artık ne duruma düştü her şey ortada...
Acenteler turist getirebilmek için bir nevi av yapıyorlar. Peki bunca tesis, acenteler turist avı yaparsa ne yapar? Armut toplar. Yolcu olmayınca bu kadar insanın istihdam edilebilmesi mümkün değil. O zaman, tekrar etmediği tekerrür ediyor. Ulu Önderin deyimi ile "Tarihin hiçbir zaman jest yapmadığı" bildiğimiz halde geçen yıllar ve edindiğimiz tecrübeleri şu ana kadar stratejik olarak tanımlayamamış olmanın acılarını yine tekrar tekrar çekmiyor muyuz?
Önümüzdeki sene için bu günden Rusya pazarının çok büyük yolcu hareketine hazır olduğunu kimse söylemiyor. En azından bu sene Rusya da kaç milyon kişinin yeni pasaport aldığı haberlerine henüz tanık olamadık. Zaten bakış açısı olarak iyi bir siyasi bakışın olmadığı Rusya pazarından yoğun bir hareket ve yolcu akışı beklemek bizler için hayal olur. Peki ya Almanya? Malumun ilan olduğu üzere maalesef bu sene beklenen hareketi yakalamayan Alman pazarının önümüzdeki yıl aynı trendi devam ettireceği tahminden öte gerçek olarak önümüze geliyor.
Öyleyse önümüzdeki yıl yapılacak olan tüm çalışmaları revize ederek yapmaktan başka elimizde ne kaldı. Şahsi kanaatim çok fazla bir şey olmadığı; Çünkü bu kadar yatak hacmini karşılayabilecek turist yapısına sahip çok fazla büyük pazarlara sahip olmadığımız ortada.
Geçirmiş olduğumuz yıl içerisinde artık herkesin ağzı epeyce yandı kimseden ses çıkmıyor. Aslında sular durulmuş değil. Dalgalar bundan sonra sertleşecek. Hesap yapılma ve hesap sorulma dönemi cevabını hiç kimsenin kolay kolay veremeyeceği bir sürece girdik.
Global krizin sadece Amerika da oluşturduğu maliyet 5 trilyon dolar. Türkiye'nin
GSMH'sı ise 500 milyar dolar. Yani dalga boyu ülkemizin 10 Katı, Ehh buyur buradan yak.
Sektör olarak hacim olarak ülke olarak işçimizle, işadamımızla nasıl dayanabileceğimizi tahmin edebilecek olan var mı? Hele ki 2001 krizinde 5 milyar dolara 50 milyar dolarlık batağa saplanan bu ülkede artık yastık altı yok hepsi kullanıldı. Krizden çıkacak yolları arayan da yok kafa yoran da...
En acı olanı ise güvenebileceğimiz bir bankamız dahi yok. Hatta ve hatta bankaların kapılarını kredi için aşındıran büyük otel grupları ve tur operatörlerimizi biliyorum. Hatta ve hatta hiç birisinin bu kapılardan elleri kolları dolu olarak yani kredi alarak çıkmadığını biliyorum. Biliyorum ki büyük gruplar dahil olmak üzere Sektördeki herkeste ödeme sıkıntısının başladığı hatta ve hatta personel maaş ödemelerinde bile sıkıntı yaşanıldığını biliyorum. O zaman bu sektörde ve ülkemizde diğer mevcut sektörlerin tamamında oluşan bu sıkıntının aşılabilme ihtimali yok.Kısaca Tehlike çemberinin içine düştük ve Tehlike çanları her saat başı çalmak yerine her dakika çalmaya başlamış. Ne olup neler olabileceğini elbette yaşayıp göreceğiz ama çok ağır sonuçlarını da hep beraber bu ülkenin bireyleri olarak yaşayıp göreceğiz.
Dünya Finans devleri ülkemizin geçirdiği kriz dönemlerinde uluslararası kredi piyasalarında ülkemin notunu eksiden yukarıya çıkartmayan devler dün itibari ile dünya piyasasından yok oldular. Nice milletlerin, devletlerin mirasını yiyerek koca bir buçuk asır ayakta kaldılar. Adına artık takdiri ilahi mi dersiniz veya Allahın adaleti mi bilmem ama bu işin sonunda ışık yok. Amerika bu kadarla çalkalanıyorsa cari açığı elli milyar dolarlara dayanmış kamuya ait işletmenin olmadığı bu ülke herhalde Amerika'dan fazla etkileneceği bir kriz ortamına doğru gidiyor.
Umarım her karanlık gecenin bir sabahı vardır. Umarım bir kapı kapanırsa başka bir rızık kapısı açılır. Sadece bir umut. Umutsuz insan aynı zamanda kalpsiz olur. Sonumuz çok iyi olmasa da iyi umutlar temennisi ile.
Kalın Sağlıcakla ;
Hüseyin Hakkı Kahveci
h.kahveci@yahoo.com