Madem Korona, Sarıl Kuran'a!

Dünya tuhaf zamanlardan geçiyor...Çin'de başlayıp Avrupa'ta taht kuran korona virüsü, nihayet bize de bulaştı.

Dünya ölçeğine göre bizdeki, salgın sayılmayacak ölçüde olsa da, koronaya karşı çok ciddi önlemler aldık...Sağlık Bakanlığımız, ta işin başından beri özverili bir çaba içinde gecesini gündüzüne katmış çalışıyor...

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Sayın Fahreddin Koca, gerçekten gayretkeş bir bürokrat çalışkanlığı ile, virüse karşı büyük mücadele veriyor...Allah, gayretlerini boşa çıkarmasın inşallah!

Bu mücadele teröre karşı verilen mücadeleye çok benziyor...Prensip olarak terörü sınırlarımız dışında karşılayan Türkiye, korona'yı sınırlarımız dışında tutmak için ciddi önlemler aldı, alıyor.

Buna rağmen, son açıklamaya göre 18 kişilik, yurtdışı mahreçli enfekte insan sayısı var ülkemizde...Bu sayı artabilir elbette...Ama bir Çin, bir İtalya olmadığımız gibi henüz bir can kaybımız bile yok çok şükür!.

Bu virüs terörü öyle bir şey ki, yayılmadan önce ne kadar katı önlemler alınırsa o kadar işe yarıyor, belli bir yayılma döneminden sonra yapacak fazla bir şey yok...

Korona virüsü, daha ziyade yaşlı nüfüs üzerinde ölümcül etki gösteriyor. Bu manada, seksen yaş üzeri ölümler çok fazla...Ama benim gibi Altmışı geçmişler için de risk mevcut.

Bu yüzden, bilim insanları, ilgililer "Evinizde kalın, dışarı çıkmayın" diye uyarıyorlar...Zaten riskli yaşta olanların pek çoğu emekli insanlar; evde kalmak sorun olmaz.

Buradan sözü, Ramazan ayının son on gününde yapılan bir dini ritüele getirmek istiyorum...Son zamanlarda biraz unutulan bu ritüele "itikaf" denir.

Ramazanın son on gününü bir camiye kapanıp insanlardan uzak Allaha yakın geçirmektir itikaf...Eskiden hemen her camide, her yıl bir kaç itikafa giren olurdu, son yıllarda unutulsa da...

Evet, henüz Ramazan ayında değiliz ama çok yakınız...Madem evde kalacağız, bari bunu bir tür itikafa çevirelim, diyorum.

Dünyanın herc ü mercinden uzak, biraz kafa dinlemek ve ahir ömrümüzde kendimizi bir hesaba çekmek adına bir fırsat olabilir bu zorunlu korona karantinası...

Tüm dünya gibi, Türkiye'de son yıllarda fazlasıyla sekülerleşmeşmedi mi?..Mal mülk, iktidar, siyaset kavgası nerdeyse ölüm gerçeğini unutturur hale getirmedi mi hepimizi!

Oysa, Merhum Aşık Veysel'in de dediği gibi, "Dünya yalan, ölüm gerçek"..

Şimdi bunu yeniden idrak edip kendimize dönme zamanı...

Bu nedenle,diyorum ki, Madem geldi Korona, yönelelim Kuran'a...

Her ölümün bir sebebi vardır...Eğer, bizimki Korona ise, bari bizi Kuran'a eğilmişken bulsun!

Allah memleketimizi, milletimizi korusun!

AMİN!