Magazin bombası!

Paris Hilton röpörtaj vermek için günlerdir bekliyordu.

Medyanın peşinden koştuğu dünya starı blogda görünmek, asiyazar’a konuk olmak için yarışma jüriliğini kabul ettiğini söyleyince tüm blogcuları atlatma fırsatını kaçırmadım.Şimdi saatler süren görüşmemizin kısa özetini veriyorum, önce bir hoş geldin ile söze başladım;

- Ülkemize hoş geldiniz.

- Thank you , teşekkürler ederim.

-Ülkemizi nasıl buldunuz?

-Harika! Ne mutlu ki Atatürk gibi bir lideriniz var.

-Beni şaşırtıyorsunuz, ülkemizde Atatürk’e ve Annesine Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ‘olur’ alınmış kitaplar ile saldırılırken düşüncelerinizden ders alınması gerekiyor.

- Nasıl olur! Dünyanın hayranlığını kazanmış, çağdaş ülkelerin yüz yıllar süren gelişme ve devrimlerini bir ömre sığdırmış Atatürk’e nasıl yapılır, ben anlamıyor!

-İnanın ben de anlayamıyorum! Neyse, hava alanındaki ilgiyi nasıl buldunuz?

-Müthiş! Şahsıma gösterilen ilgiden mutlu oldum. Size bir sır vereyim mi? Ülkenize üçüncü gelişim ve bu gelişimde artan sevgiden adeta sarhoş oldum.İyi ki beni kırmadınız, blogda söyleşebilmek için geldim ama insanınızın benim için kavga etmesine bayıldım!Size çok teşekkür ederim.

-Bir şey değil. Röpörtaj isteğinizi blogcuları ve Ali Eyüboğlu’nu atlatmak için kabul ettim. Aslında benim fazla zamanım yok. Biraz kısa yanıtlar verirseniz bana yardımcı olursunuz. Şimdi, ülkemizde en çok dikkatinizi çeken nedir, söyler misiniz?

-Geçen gün televizyonlarınıza takılırken Başbakanınızı mesir macunu dağıtırken gördüm. Eşi de katılmış, galiba bir ilk değil mi sayın asiyazar?

-Soruları ben sorarım, yılışma! Bizim memleketin ilkleri boldur. Meclis başkanları mesir dağıtmıştı fakat Başbakan ve eşi ilk kez oluyor. Çok zekisiniz. Başka neler dikkatinizi çekti bayan Hilton?

- Türk erkeklerine bayıldım.Ülkenizde çok güzel kadın var hepsi manken gibi, lakin beni görmek için erkekleriniz birbirini parçaladılar!

-Öyledir. Bi saattir konuşuyoruz daha manşet olacak haber vermediniz. Günlerdir mail atarak, araya bakan filan koyarak vaktimi aldınız. Ben..

Söyleşinin bu bölümünde kalkmak için hamle yaptım ama bırakmadı...

-Lütfen kalın. Size yılın magazin ödülünü getirecek bir haber vereceğim.

-Ha, şöyle yola gel bakalım. Neymiş bu önemli haber?

-İstanbul’da politikaya atılacağım.

-Ooo, ben şimdiden manşet geçeyim blog’a.

- Okey!

-Tamam, röportajımıza devam edelim Paris hanım! Ali Eyüboğlu atlatmasın beni?

-Merak etmeyin, sadece siz bileceksiniz.

-Peki, Başbakanımızı nasıl buldunuz?

-Asabi! Neden Teksasta bufalo sürüsünü Bush’a kaptırmış kovboy gibi sinirli anlayamadım. Üstelik çok orijinal, karizmatik bir tarafı da var. Mesela “Ananı da al git “sözü çok orijinal! “Üç çocuk yapın.”diyor ya geleceğe yatırım buna denir. Bush ile arası çok iyi.”Ulemaya danışın.” hukuk açısından müthiş bir buluş…

-Çok iyi devam edin… Kısa kesmenizi söylemiştim. Vaktim daralıyor. Aldınız sazı elinize tıngırdatıp gidiyorsunuz. Benimle röportajı Başbakan reklamı yapmak için mi istediniz? Dönelim politikaya olan ilginize!

-Yerel seçimlerde İstanbul’da aday olacağım.

-Türkiye’de?

-Tabii ki, başka İstanbul var mı? Ülkenizde aday olacağım. Gördüğüm ilgi ve alaka beni müthiş mutlu etti. Siz politikacıları el üstünde tutuyorsunuz. Kul köle oluyorsunuz. Belediye başkanlığından başlayacağım siyasete.

-İşi çözmüşsünüz, sonra?

-Yarın neler getirecek kimse bilemez, Tanrıdan başka…Reytingim yüksek. Sizin halkınız siyasetçileri el üstünde tutuyor.Dünyanın en pahalı benzinini kullanıp asgari ücrete çalışan başka bir millet yoktur.Seçmen harika!

-Anladım. Başka?

- Benim başım kanunlarla çok derde girer. Siz yasalara uymuyor! Yasaları kendine uyduruyor! Böyle demokrasi nerede var asiyazar?

- En demokratik demokrasi bizde, haklısın. Belediye başkanlığı adaylığınızı nereden koyacaksınız, Başlangıç olarak Beyoğlu filan mı?

-Hiç fark etmez. Nereden koysam seçilirim. Burası en özgür bir ülke, halka güveniyorum.

-Ohaa! Pardon, bu kadarına pes doğrusu. Kendinize güveniniz tam yani?

- Halâ dalganızı geçin siz asiyazar. Türban takıp “Özgürlük” desem muhalefete bir oy bile çıkmaz!

Söyleşinin bu noktasında koptum okuyucu dostlar.Kapıyı çarpıp çıktım odadan.Paçalarıma yapışsa da dönüp bakmadım. Kafasına buz koyuyordu Deniz Akaya Parisin.Kapıya çarpmış diye medyaya duyursalarda dersini ben verdim!

Tek canımı sıkan Deniz’in “Abi bir söyleşi de bana ayarla blogda.” dercesine çaresiz bakışlarıydı.Onunla başkası ilgilensin, tutturursa siyasete atılacağım diye olacakları hayal bile edemiyorum…

Hoşçakalın!

http://www.milliyet.com.tr/content/galeri/yeni/goster.asp?prm=0, 5338731&id=2&galeriid=315#galeriStart

Asiyazar. Milliyet Blog İstanbul.