Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '10

 
Kategori
Deneme
 

Mağripten gelen, maşriğe giden

Mağripten gelen, maşriğe giden
 

Yolddaki..


Zamanın birinde upuzun sakalları olan, bir ayağı aksak, yaşlıca bir seyyah varmış. Bu seyyah şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy dolaşır, her konakladığı yerden bir şeyler öğrenirmiş. Ve bir sonraki durağında, bir önceki yerde öğrendiklerini anlatırmış. Hep, anlatır dururmuş. Masal dinler gibi dinlermiş ev sahipleri bu ak sakallı, aksak ayaklı seyyahı. Kah gülerlermiş anlattıklarına, kah ağlarlarmış. Bazen alkışlarlar, bazen de alay ederlermiş anlattıklarıyla. Yaşlı seyyah hiç vazgeçmez anlatır dururmuş. Bildiği herşeyi diğerleri de bilmeliymiş. Yoksa bilgi ne işe yararmış ki. Günün birinde kocaman bir gölün kıyısında, kızıl kabuklu, kızıl meyveli, kızıl yapraklı bir ağacın altına oturmuş soluklanmak için. Uyuyakalmış yorgunluktan oracıkta. Bir düş görmüş uykusunda.Düşünde kendini bir tahta kukla gibi görmüş. Kocaman bir ormanda kaybolmuş bir kukla. Uzun zaman bu ormanda yaşayan ama yine de yolunu hep kaybeden tahta bir kukla. Kukla bir sabah uyanmış, bir de bakmış ki ormanı kaplayan bütün ağaçlar, kırmızı güllere dönüşmüş. Öyle güzellermiş ki, hayranlıkla izlemiş önce hepsini, sonra da içlerinden birini dalından kopartmış. Ve bu çok sevdiği bu gülü, tahtadan göğsünün üzerine, dikenini çivi yerine kullanarak tam da yüreğinin ortasına çakmış. Günler günleri kovalamış, haftalar haftaları.Bir gün bir de bakmış ki o gülün yaprakları kuruyuvermiş.Söküp çıkartmak istemiş;eliyle dokunuverdiğinde bütün kurumuş yapraklar tuz buz olup dağılıvermişler birden. Bir tek yüreğine saplı diken kalmış sökülemeyen.

 
Toplam blog
: 28
: 669
Kayıt tarihi
: 17.07.10
 
 

Klasik Türk Musikisi, edebiyat, tiyatro, ülkeler, sosyoloji, psikoloji, tasavvuf gibi olgular ilgi a..