Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '12

 
Kategori
Kitap
 

Mahşerin Esrarı’ndan süzülerek Gönül İmbiğine dökülen Aforizmalar –II

Mahşerin Esrarı’ndan süzülerek Gönül İmbiğine dökülen Aforizmalar –II
 

"RESİM:İNTERNETTEN ALINTI" "Tevekkül ve şükürdür beni koruyan duvar."


"Gell!" diyen bir ses… Sürüklüyor peşi sıra.

"Gell!" diye seslenerek kimi çağırıyor acaba?

"Gell!" diyen sesi duyan var mı?

Siz beyefendi… Ya siz hanımefendi, duydunuz mu gaipten gelen o sesi?

"Gell!"

İşte yine o silueti belli olmayan ses.

O ses ki…

Mahşerin Esrarı’nın kahramanlarından biri olan Mehmet ile birlikte sizler de o sesin peşine takılarak esrarlı bir yolda mahşere yürüyeceksiniz ve hiç şüphesiz ki diğer kahramanlarla, Şeyh Galib ve Beyhan Sultan ile tanışacaksınız. Onların vuslata erteledikleri büyük aşkları ile hemhal olacaksınız gizem dolu bir yolculuğa çıkacaksınız kelimelerin arasında, satırların başlangıcında, cümlelerin bitişinde. Tabii bu büyük aşka tanıklık ederken de bir başka dünyanın, Mevlevihanin mistik dokusunda ney sesi ile kendinizden geçeceksiniz.

"Mahşerin Esrarı " bu kitaba çok yakışan bir isim olmuş.

Esrarlı bir yolda tüm hızıyla akıp giden bir hikâye,  Mehmet'in "Geell!" sesinin peşinden giderek kendi içinde yolculuğa çıkması ve özünü bulmaya revan olan yolculuğunda Şeyh Galib ile tanışarak Esrar Dede kimliğine bürünmesi.

Mehmet'in kendini buluşuna giden yoldaki (dün akşam bir solukta yeniden okudum o bölümü) içe dönüşleri, git-gelleri, medcezirleri, psikolojisi oya gibi ince ince işlenmiş. Ve itina ile okuyucunun gözleri önüne serilmiş. Düşününce hepimizin zaman zaman iç dünyamıza yolculuk yapmamız gerektiği duygusunun etkisinde kalmamamız mümkün değil.

Müthiş bir kurgu. Söylenecek başka bir şey yok.

Şimdi devam edelim Mahşerin Esrarı’nın esrar dolu satırlarını süsleyen cümlelerin arasında dolaşmaya ve o cümlelerin derinliği içinde kaybolmaya.

Duydunuz mu ney sesini. “Geell!” sesinin peşine düştü bizlerle birlikte.

MAHŞERİN ESRARI’NDAN SÜZÜLEREK GÖNÜL İMBİĞİNE DÖKÜLEN AFORİZMALAR –II

Zaman ve mekân…

Her mekân, kendinde yaşanacak olan şeylerin zamanını bekler; zamanın takdirini de sonsuz kudrete sahip yaratıcı tayin eder. Bu işte bize düşen nedir acaba?

*** 

Ölmek kader biliyorum…

Ama yaşarken her gün ölmek çok zor be Süveyda…

Çok zor…

Sana doğru yol alırken, geç kalmaktan korkuyorum.

Fırtınaları bitmeyen, karanlığı yaşadığım deryanda yolumu şaşırmama izin verme Süveyda…

***

Bunlar mı tam insan, ben yarım?

Ben mi tam insan, bunlar yarım?

***

Sonu gelmez acılar üşüşse de gönlüme,

Bir tutam vuslat için gece gündüz durmadan

Beni içten kemiren nefsimi vurmaktayım.

***

Beklemenin zevki miydi yoksa onu kendine çeken? Yoksa gülistan mı, gül kokusu muydu onu cezbeden? Yoksa vahdet mi?

***

Demek gam defterinde adı Galib olsa da, aslında mağlup olmuştu sevgiliye o da.

***

Bundan sonra başka bir sevgi yeşerir mi bu yürekte?

***

Oysa bu kapının demir parmaklıklarına el sürebilmek, mümkün müydü geçmişte?

                                                                                             ***

Gönül kuşum yoruldu artık kaçacak yer yok!

Hayallerimden başka yelken açacak yer yok! 

***

On ikinci muma hayat veriniz.

***

Dünyanın en fedakâr insanı; milleti, dini, kutsal kitabı, inancı için gözünü kırpmadan canını feda edebilen insandır.

***

Deliler gibi sevdiği halde; sevdiğinden, sevdiğinin lehine uzak kalmayı beceren, sevdasını mahşere erteleyip Süveyda’sıyla mahşerde buluşmayı bekleyen…

***

İnsanların arzu ve isteklerini, çok uzak sanılan Mahşer’e bırakmaları kolay iş miydi?

***

Tevekkül ve şükürdür beni koruyan duvar.

***

Konuşmasalar da, öyle bir hal vardı ki aralarında, sanki sükût dile gelmiş gönül sohbeti yapıyorlardı aralarında.

***

Bu gece böyle bir geceydi işte…

İlk defa kendinin, kendiyle buluştuğu gece…

İlk defa yüreğinin eriyip döküldüğü gece…

İlk defa Mehmet’in, Mehmet olduğu gece…

***

Haklısın Dost, her şeyin sahibi yüce Yaradan. Aşk, meşk, makam ve cümle her şey O’na ulaşmada sadece bir vasıta.

 

Mahşerin Esrarı’ndan / Mehmet Nuri Parmaksız – İlhan Akın

 

DEVAM  EDECEK…

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..