ROGER FEDERER..
MAJESTE'NİN VEDASI....
Bazı sporcular vardır. Yalnız başarıları ile değil, davranışları, insanlığı, zerafeti ile zevkle izlenir, aradan yıllar, yıllar geçse de unutulamaz.
Gerçek efsane olurlar.
Bizde Metin Oktay'dır örneği...Oynarken de kraldı...şimdi de futbolumuzun değişmez kralı. Nesilden nesile...
İsviçreli Roger Federer gerçek kralı olduğu kortlara 41 yaşında muhteşem bir gecede, muhteşem bir maçla tenise veda etti.
Amerika, Avustralya, Fransa, İngiltere Wimbledon Grand slamlarını defalarca üst üste kazanırken yalnız kupaları değil, aynı zamanda gönülleri de kazanmasını bilmişti.
Kazansa da, kaybetse de onu defalarca seyretmekten ben de büyük keyif aldım hep...
Tenisi bir başka oynuyordu...Büyük ustaydı ama esas özelliği hırsını asla belli etmiyordu...Raket ona o kadar güzel yakışıyordu ki...Belki de bu zerafetiydi ona ''majesteleri'' sıfatını verdiren.
Kazanırken alçakgönüllü, rakibe saygılı, yenilirken zarifti...
Dün gece gecenin bir yarısı da olsa majestelerini Nadal ile eşleştiği Londra Laver Cup turnuvasındaki veda maçında izledim...
Duygu dolu konuşmasını yaparken;
Yalnız kendi değil, sahada arkadaşları, tribünde ailesi ve binlerce hayranı ağlıyordu...
Efsanenin gözyaşlarını gördüm...
-''Bu gece hayatımın en anlamlı gecesini yaşıyorum'' derken, ne kadar sevildiğini belki bu son gecede çok daha yakından fark etmişti...
Şunu düşündüm...
Spor da olsun, iş hayatında olsun, nerede olursa olsun, sadece başarı insanların sizi sevmesine, sizi yüceltmesine asla yeterli değildir. Unutulur gidersiniz.
Roger Federer gibi, Metin Oktay gibi sporcular ise efsane olur, majesteleri olur, kral olur, nesilden nesilde kalplerde yaşarlar....
Güle güle, Federer..
Güle güle majesteleri....
Sen kortları, insanlar seni sevdi...