- Kategori
- Güncel
Maksat tezgâh boş kalmasın!

Aylar önce bir gazeteye servis edilen ve büyük gürültü koparan “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” yeniden gündemde.
Bir subayın “ihbar mektubu” ile Ergenekon savcılarına belgenin orijinalini gönderdiği savları ortalıkta.
Belge doğrudur, yanlıştır, vardır, yoktur kararı yargının görevidir.
Yargısız infaz ekibinin değil!
Yargı kararı olmadan yargısız infaz yapmak kimseye fayda getirmeyecektir!
Peygamber ocağı güzide silahlı kuvvetlerimize zarar verilmesi doğru değildir.
Hukuka ve hukukun vereceği karara saygılı olmak durumundayız.
Bırakalım hukuk kararını versin.
Bu ülkenin savcısı var yargıcı var.
Ne ki, yargı kararını bekleyen kim?
Neyin ne olduğu belli olmadan Genelkurmay Başkanının istifasını istemek akıl tutulması ile izah edilecek bir yaklaşımdır.
Yargısız infazdır.
Genelkurmay gelinen noktada haklı olarak tepki gösterdi. Yapılan açıklamada “İrticayla mücadele eylem planının öncelikle medyada yer almasının sağlanması, hukuk devleti adına kaygı verici ve çok düşündürücüdür” ifadesine yer verildi.
Açılımların tıkanma aşamasında belgenin tekrar gündeme getirilmesi manidar değil midir?
Şahit yakınlarının açılıma tepki vermesi, Türk halkının “Silopi” de Pkk katillerini karşılamada ve sonrası miting ve gösterilerde kantarın topuzunun kaçırılmasına tepkisinin yükseldiği bir dönemde belge ile gündem değiştirildi.
Bu ABD, Avrupa ve Arap emperyalizminin kotardığı bir komplo mudur?
Bakınız AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn açılımları olumlu karşılamakla beraber yeterli görmüyor.
Kıbrıs açılımı istiyor.
Limanların Kıbrıs Rum kesimi gemilerine açılmasını istiyor.
La Fonten ve Bin Bir Gece masallarındaki dalaverelere taş çıkartırcasına oyun içinde oyun tezgâhlıyor.
Üstü kapalı tehdidini savurmaktan geri kalmıyor. “AB kapılarını iyice kapatırız” diyor.
AB ve ABD üç milyonluk Ermeniye yetmiş milyonluk Türkiye’nin teslim olmasını istiyor.
Ve deniyor ki Türkiye son zamanlarda izlediği dış ve iç politika ile doğru yolda ilerliyor. Propagandanın odak noktası şimdilik bu kandırmaca ile devam ediyor.
Emperyal devletler bu görüşü dile getiriyorlarsa eğer açıp bakmak lazım tarih sayfalarına.
Tarih boyunca Türk ulusuna karşı yaklaşımları ne olmuştur diye.
Daha dün doğuda Ermeninin, batıda Yunanın yaptığı mezalimlere kimler destek olmuş, kimler çanak tutmuştur diye.
Gerçekleri bir kez daha hafızalarımıza kazımak için.
Gün bilimsel etiket adı altında yorum yapanların günü!
Gün mütareke basınına taş çıkartırcasına yayın yapanların günü!
Ne yazık ki…
Bizim liboş ve entel takımı TV’lerde arz-ı endam ederek AB ve ABD’nin sesyayarlığını yapıyor.
Yapacakları yorumun içeriği önceden belli kişilere niteliği ve amacı belli TV kanallarında yorum yaptırılıyor. İç ve dış açılımların tezgâhının doğru olduğu halka anlatılmaya çalışılıyor.
Kuzey Irak merkezli kurmayı düşündükleri sözüm ona Kürt devletini oluşturma planları sinsice kotarılmaya çalışılıyor.
Ermeni haritaları, Bulgar haritaları ve Kürt devleti sınırlarını gösteren haritaların medyaya servis edilmesi boşuna mı?
Barzani ve Talabani ikilisine verilen rol belli. Bölgede ABD’nin taşoranlığını yapan bu ikili açılımlarla ilgili Pkk’ya provokasyon yapmayın uyarısını yapıyor.
Sanırsın yıllarca Pkk katillerine destek olan, lojistik katkı sağlayan, silah ve mühimmat temin eden bir başkasıymış gibi!
ABD destekli Pkk taşoranlığını yapan Afrika yerlileriymiş gibi!
Belli ki derslerini iyi ezberlemişler.
Tüm bu yaklaşım ve dayatmaların altında yatan gerçek nedir?
ABD’nin bölgedeki çıkarlarını korumak, bölgede “ver kurtul” mantığı ile sorunsuz bir ortam oluşturmak ve bölge enerji kaynaklarını sonuna kadar sömürmek.
Ülkemizin altından, üstünden geçen borular doğudan batıya, kuzeyden güneye boşuna mı döşendi?
21.Yüzyılın sözüm ona modern itilaf devletlerinin amacı Misak-ı Milli’yi yok etmek, özlemi ile yanıp tutuştukları Sevr’i yeniden gündeme getirmek, ülkemizi kıskaca almak değilde nedir?
Kotarılmaya çalışılan Emperyal isteklerin tıkanma sürecinde tıkanmayı aşmak adına tezgâhlanan oyunu iyi okumak lazım.
ABD ve AB’nin Kürtlere yönelik planlarını deşifre etmek lazım