- Kategori
- Hukuk
Mal kaçırmayı önlemek istedi
Miras haktır. Aile bireylerinden birisi vefat ettiği zaman onun terekesini usulüne uygun olarak paylaşmak gerekir. Aynı aile de yemek yiyen, su içen kardeşler ne yazık ki, atalarından kendilerine düşecek malları paylaşamıyorlar.
Düşen malları bile üleşemiyorlar. Bankada bulunan parasını birisi fazla alacak diye imzaya yanaşmıyorlar.
Çevremizde pek çok aile bireyleri mal paylaşamadıklarından aralarında çözümü imkânsız sorunlar var. Yıllar önce vefat etmiş kişilerin malları, tarlaları paylaşılmadığından rezil görüntü içindedir.
Gayrimenkullerini evlatlarının bu hallere getireceklerini bilmiş olsaydı merhum ve merhumeler zırnık bırakmazlardı. Evlatlarım rezil olmasın diye malları edinip üç gün, gün görmeden ahrete göçenlerin pişmanlığını yaşamak istemem.
Yasalara göre mal paylaşımı bellidir. Fakat bazı babalar veya anneler evlatlarından kimini ihya ederken, kimini de mahrum ediyorlar. Evlatlarından birinin üzerine varislerin hakkı olan evin tapusunu satış yapmış gibi onun üzerine geçiriyor.
Toplum arasında buna “mal kaçırma “ denir. Mal kaçıranların olduğu ailelerin atalarına ve kardeşlerine yaptıkları kötülüğü kimse yapamaz. Bunlara tanık olan birçok kişi hala yanlışta devam etmekteler.
Aile bağları güçlü olarak gördüğünüz insanların “ mal kaçırma “ durumuna vakıf olduklarında birbirlerine hasım olmaktalar.
Babam evi vermeseydi, ben ne yapayım zorla verdi diye savunurken, kardeşleri hakkımızı alacağız diyerek mahkemeye düşüyorlar.
Sevdiğim büyüklerden birini ramazanı şerif bayramında ziyaret ettim. Konu döndü dolaştı. Mal kaçırma mevzuuna geldi.
Mal kaçıranlar gerçekten dürüst değiller. Tapuyu verelim diyenlerde maalesef masum değiller. Nasıl olur, hem ev senin olsun deyip, hem de sonra inkâr edenler var mı demek istiyorsun dedim?
Evet, evin tapusunu ver dedikleri halde sonra inkâr edenler de mevcut dedi. Anlatayım, müsaadenle diyerek derin bir nefes aldı. Belli ki, tecrübesi var.
Beraber kaldığım oğlumun evi yok. Diğer çocuklarımın evleri var. Önce ölürsem oğlumun evi olmadığından sıkıntı çekecek adım gibi biliyorum.
Müsait zamanda evlatlarımı çağırdım. Bu evde hepsini topladım. Kardeşlerinin halini anlattım. Evin odasının birinin ölünceye kadar benim olma koşuluyla tapusunu vermek istediğimi ifade ettim.
Sağ olsunlar hepsi kabul ettiler. Kendilerine de uygun yerlerden arsa verdim. Evi bıraktığım oğluma da tembih ettim. Evi senin üzerine tapulatacağım. Kardeşlerinin arsalarına göz dikme. Onlarda sana musallat olmasınlar.
Kabirde kemiklerimi sızlatmayın dedim. Hepsi kabul edince baba olarak sevindim. Konuştuğumuz üzere iki gün sonra tapuyu devretmek için tapu dairesine gittik.
Arsa verdiğim çocuklarım telefon ediyorlar. Telefonu açınca nerede olduğumu sordular. Tapu dairesindeyim, kardeşinize evin tapusunu devrediyorum dedim.
Baba bize sormadan nasıl olur da evin tapusunu devredersin demesinler mi? Başımdan kaynar sular döküldü. Dedim ki, çocuklar konuştuk işte, sorun yok ver dediniz, verdim.
Benim suçum yok. Sizler razı oldunuz bende ölümümden sonra malımın rezil olmasını istemediğimden bu yola başvurdum.
Olmaz baba biz vermeyiz dediler. Çocuklar ben bir kez konuşurum. Siz kabul ettiniz ben tapuyu devrettim. Babanın huzurunda verilen söze sadakat yoksa gerisini siz düşünün.