- Kategori
- Şiir
Manevi huzur
Biraz sonra pasta kesecekler gibi
çatal bıçak gürültüsü vardı
akşam saatinde altıncı biramı yudumladığım
Eskişehir’in teras katında…
Tek isteğim biraz manevi huzurdu
ve orada bulmuştum
kimi ibadethanede
kimi meyhanede bulur
huzurun yolu farklıdır.
Beklentim yoktu
ellerim gibi amaçsız kalmak istedim bir süre
herkesin kaybetmeye hakkı olduğunu düşünüyordum
ve kazanmak zorunda olduğuma inandırılmış olmaktan sıkılmıştım.
Sonra sigara içmek için balkon bölümüne geçtim.
Dışarı açılan demir kapının hemen arkasında duruyordum
ve biri o kapıyı sağlam açsa yüzümde şekil değişikliği yapabilirdi.
Çok geçmeden biri açtı kapıyı ve zayıf bir kadının
siyah naylon çorap içindeki ince bacağı belirdi.
Beni kapının arkasında görünce korktu kadın,
yo tipimden değil
beni kapıyla incitmekten ki incitme konusunda
genelde soğukkanlıdır kadınlar.
Biz erkekler duygusal davranırız
birkaç eşya kırar ya da duvara yumruk atar
genellikle elimizi sakatlarız.
Bu hareket fiziksel şiddetin ötesine geçmez ve asla acımızı dindirmez.
Oysa kadınlar nasıl işkence edeceklerini bilirler.
Ruhu mengeneye alır, kerpetenle sökerler cevherini.
Neyse, kadın yüzüme bakıp “kapı arkası, durmak için tehlikeli yerdir.” Dedi.
Cevap vermek için acele etmedim.
Bir nefes çektim sigaramdan. “Ben insanlara güveniyorum.”
Sigarasını içerken gözlerime baktı ki bu iyi bir başlangıçtı.
Biraz bekledikten sonra konuştu: “Öğrenci misin?”
“Bir zamanlar.” Verdiğim her cevaptan sonra keskin bakışlarını
hissediyordum. Evet, dedim. Alabilirsin onu, hemen burada, balkonda.
Halka açık alanda seks. Bir bu kalmıştı yapmadığın!
Sonra kadının baş parmağını farkettim.
Buruşuk, küçük penisi andırıyordu.
Parmakları yerinde penis olan bir kadın!
Bir anda heyecanımı yitirdim.
Uzun sessizlikten sonra sigaramı kuma batırıp içeri girdim.
Bir daha görmedim onu.
İçki servisi yapan kızla bakışmayı seviyordum.
Bir içki söyledim ve
garson kızı bekledim.