Manidar Hrant

Hrant Dink de arkadan, hem de kalleşçe vuruldu. O ürkek bir güvercin tedirginliği yaşıyordu.. Bu ruh hali hiç yoktan oluşmadı elbet. Kimileri, kimi şeyler sebep oldu...
Vahşi canavarlar ürküttükleri güvercini kalleşçe vurdular.
Arkadan vurdular.
Üç kurşun sıktılar ürküttükleri barış güvercinine.
Devlet erkanınca da, hükümetçe de "manidar" bulunmuş ve buyurulmuş bu menfur cinayet.
Evet, bizce de çok manidar! Çok sebepten ötürü manidar...
Sıralasak bazı manidar yanlarını...
Ermeni olduğu için vuruldu Hrant Dink, o yüzden manidar! Hatta Kürt, Alevi ve öteki benzerlerimizden olsaydı da manası benzeyecekti, değişmeyecekti.. Şöyle isterseniz bakın bir gerisin geriye, aynı tonda, aynı renkte, benzeyen manada vuku bulmuş ne çok şey görürsünüz nitekim.
Manidar, manidar manidar!
Ne çok manidar hem de...
Devam sıralamaya öyleyse, o manidar tarafından tutarak el ense...
O bir gazeteci ve yazar olduğu için de vuruldu, o yüzden manidar!
Aydın olduğu için, temiz toplum yanlısı tertemiz bir insan olduğundan da vuruldu, o yüzden manidar!
Irkçılığa karşı durdu, pirim vermedi ve tanımadı diye vuruldu, o yüzden manidar!
Barışseverdi diye vuruldu, o yüzden manidar!
İnkarcı ve baskıcı rejime karşıydı, o yüzden manidar!
Aslında...
"Ne yani, abartmayın! Kim girmiş bu yüzden hapse..." dedikleri, dile pelesenk ettikleri, falan fişmekan saydıkları 301. madde de vurdu Dink'i, bu yüzden de çok manidar!
Sıraladık bir nebze manidar tarafını, daha da sıralasak tutarak o tarafını el ense...
Sonuç çıkacak manidar!
Lirik bir coşkunlukla içime doluşan, durmaksızın sökün eden hüznü, hançeremde düğümlenmiş acıyı satırlarda, tümcelerde ne kadar sıralayabiliyorum, ne kadar sığdırabiliyorum buraya bilmiyorum; artık o da sizin takdiriniz ola...
Ama...
Ardından...
Manidar, manidar, manidar!..