Market Poşetleri Paralı Olacak-mış!

Olsun.  Poşetler de paralı olsun tabi de… iş ona gelene kadar daha ne kadar çok yerde plastik tüketimi yaptığımızı düşündünüz mü? Sadece parayla poşet satmakla çözülemeyecek bir konu bu plastik tüketimi.

Evinizin yakınlarında bir market varsa siz de görürsünüz mutlaka;  5 litrelik plastik şu şişeleri plastik ambalajlar içinde 4lü halde indirilir kamyonundan. Su şişesi plastik, üzerini saran ambalaj yine plastik. Evlerinize giren su şişelerinin hepsi plastik.  İster yarım litre, ister damacana olsun tamamı plastik.  Cam şişede alınan içme suyu var mı? Pahalı olan 1 litre civarı sular var ama büyük boy arasanız yok. Eskiden Taş… diye bir markanın 5 litre damacana suları vardı. Bir de kapılarımıza getirilen kocaman 20 litrelik cam damacanalar vardı. Küfeler içinde, ağızları kurşun ile mühürlenmiş halde getirilirdi. O zaman da içinin ne kadar iyi temizlenip, temizlenmediği ve güneşte uzun süre durunca yosun yaptığı söylenirdi.  Şimdi plastik oldu da daha mı sağlıklı oldu? Plastik şişeler bir kez daha kullanılamaz, diye kimse söylemiyor. Aldığınız yarım litrelik su şişelerinin bile tekrar kullanılmasının sağlığa ne kadar çok zarar verdiğini yazan yazılar okuyoruz.  Onlar kansere davetiye çıkarıyor da  plastikleri çıkarmıyor mu? Onlar da güneşin altında kapı dışlarında satılmayı beklerken kanser üretmiyorlar mı? 19 litrelik damacanalar kaç kere yıkanıp, kullanılabiliyor? Kullanım dışı kalan damacanalar nasıl imha oluyor? Doğaya mı atılıyor? Yakılıyor mu? Öylesi de zararlı değil mi? Küçücük poşetlerin naylonu doğa korumacılığı yüzünden paralı satılıyor da damacanalar ve ambalajlamada kullanılan ve bir kullanımda atılan onca plastik niye görülmüyor?

Aldığınız her şeyde plastik var. O kadar ki tuzlarımız bile plastik akıyormuş.  Her şeyin ambalajı plastik. Eskiden deterjanlar bile karton kutuda olurdu.  Şimdi yumuşatıcılar, deterjanlar hep plastikte.  Bir kere kullan- at.  Sonra? Onların doğaya dönüşümü nasıl olacak? Yediğiniz tüm hazır gıdalar zaten sağlıksızken bir de onların üzerinden sıyırıp attığınız paketler ne oluyor? 

Ekmekler bile naylonlara girdi. Aldığınız suları hemen cam şişelere, sürahilere boşaltın deniyor.  Pazardan aldığınız sebze meyveyi bile torbasında tutmadan, dolaba kaldırmamız gerekirken,  eskilerin kese kağıdı yerini plastiklere bırakmışken biz neden sadece poşetleri görüyoruz?

Bir düşünün bakalım, plastikte olmayan ne kaldı? Kuruyemiş? İçecekler? Gazlı içecekler hele!!!  Her türlü temizleyici?  Etler? Tavuklar bile plastik kaplarda.  Mağazanın birinden bluz, ayakkabı vs. alsanız, hem ürün plastik ambalajlı hem de mağazanın kalın naylon poşetleri evinize giriyor.  Başka?

Siz de örnekler katabilirsiniz.  Bir marangoz atölyesi ya da mobilya işi yapan dükkan bile sattığı- yaptığı işi streç naylonlarla sarıp da teslim ediyor alıcısına. Kolilenmiş her ürün naylonlu.   Marketlere çoklu halde gelen her ürün bilmem kaçlı ambalajlar halinde naylonlanıyor.

Plastik bu  kadar çok alanda hayatımızdayken marketlerde satılacak incecik poşetlere para istemenin altında başka nedenler olabilir mi diye düşünmeden duramıyorum.

Kaldı ki, hemen her gün televizyonlarda gördüğümüz profesörler plastikte olan her gıdanın ne kadar zararlı şekilde üretilip, saklandığını ve bunların bizleri -kanser başta olmak üzere- her türlü hastalığa itebileceğini anlatırken, bu işin sadece market poşetleri ile kalmaması gerektiğini ve daha geniş kapsamlı bir plastik engelinin konulmasının şart olduğunu düşünüyorum. 

Ya siz?