Martıların Günlüğü

Martıların Günlüğü, Şükrü Çakır’ın yeni kitabının adı. İzmit’te aylarca, martıların neredeyse her hareketini izleyerek yazdığı bu kitabı mutlaka okumalısınız.

İnsanlar yaşama genellikle –sadece- kendi penceresinden bakıp, çoğunlukla karşısındakini suçlar. Ya da hataları hep karşısındakinde arar. “Sen şöyle yaptın, sen böyle yaptın” der.

İnsanın pervasızca en kolay yaptığı suçlamaktır. Kendi yaptıklarını hatırlamak bile istemez. Bir insanın bu kadar bencil olması, ikili yaşamı ve sosyal yaşamlarını zorlaştırır.

Bu minval üzere, martıları izlemeye başlamış olan yazar, martıların günlüğüne “Ben bu şehrin en çok martılarını sevdim. Bir de çınarlarını; çınar gibi adamların; yapraklarını dökmüş olduklarını da gördüm… Yapraksız çınar olmak ne acıdır.” diye başlamış.

Gündelik yaşamın ipuçlarını martılarla eşleştirmiş, bazen romantik, bazen komik, bazen can alıcı tespitlerle donanmış günlüklerin II. Bölümünde de martılar için yazdığı birbirinden güzel şiirler yer almış.

Kitap, yazarın daha önce Antakya’nın Habib-i Neccar’ını anlattığı  “Koşan Adam Destanı” ve Altı Şair Üstü Şiir” kitaplarının da yayıncısı olan Deva Yayıncılık tarafından basıldı. Yayınevinin bilindiği üzere iyi bir yazar kadrosu var. Ve yayınladığı kitaplar çok geçmeden yeni baskılarını yapıyor. Örneğin Koşan Adam Destanı, 2. Baskısını yapan kitaplardan.

Şükrü Çakır, Martıların Günlüğü’nde şiirsel anlatımlarla, martılarının gündelik yaşamlarını kaleme alırken sanıyorum bize de  “Ey insan, sen hem eşref-i Mahlûksun ve yine ey insan sen Esfel-i Safilinsin” yani yaşam sana verilmiş bir mucize evet ama ayrıca yaşam karşındaki insanlara da verilmiş bir mucizedir, diyor. Gerisini siz anlayın artık.

Hem kendin için güzel düşün hem de başkaları için… Ben beğendim.

Martıların Günlüğünü okuduğunuzda ne düşünürsünüz bilmem. Ama önce kendinizi sonra da yaşam içerisinde bizimle birlikte nefes alıp veren her canlıyı düşünmek için birkaç dakikanızı ayırdığınızda yaşamın mucizelerini ruhunuzda hemen hissedeceksiniz.