- Kategori
- Şiir
Masumdu aşk...

Çoktan bitirmem lazımdı
Senin
Yaşanacak çok şeyin
Zamanın varken
Zaman
Benim zamanım değildi
Bir tesadüf
Bir tatlı bakış içten gülüş
Unutturdu
Yıllara dağılmış yorgunluğumu
Masumdu aşk
Ne öfke ne yalan dolan
Sevgiydi
Verebileceğim tek servetim
Öylesine derin
Ve büyüktü ki sevdam
Eridi gitti
Önce gelmelerin bitti
Sonra
Merhabaların
Oysa bakmasan bile yüzüme
Yüreğini görürdüm
Dokunmasan tenime
Hissederdim
Hiç konuşmasan
Duyardım sanki sesini
Deli gibi bilmeme rağmen
Senden sonra
Sonbahar hiç olmayacak
Kalem kırıldı
Kelimeler “firari”
Harfler suskun heceler kırık
Günler boyu bekledim
Olmadı
Artık dayanacak gücüm kalmadı
Özlemekten
Beklemekten çok yoruldum
Biliyorum
Geliş gidişin de çok zordu
Senin için,
Sonbahar ateşiyle
Gülüşünü
Güvenini “özgürlüğünü” sevdim
Yetmedi
Belki de “ilk defa”
Kim olduğunu adını
Sanını yaşını
Bilmeden çok sevdim seni
Beklemek
Geleceğini umut etmek
Sevdiğini
Özlediğini istediğini düşünmek
Aldı götürdü
Beni benden anlayamadım
Kim olduğumu…
Kendim kor bir ateşin ortasındayken
Seni de içine sürüklediğimi
Senin
Neler çektiğini ne kadar zor
Anlar yaşadığını
Elveda derken titreyen sesini
Duymadan
Buğulanan gözlerindeki yaşları
Görmeden
Anlamam lazımdı, haklısın
Hata etmişim
Çekiliyorum hayatından…
Sonbahar treninde
Umutsuz ama aşık iki yolcuyduk
Yol bitti,
Yürekten çok sevmenin
İçten riyasız
Sevilmenin mahkumlarıydık
Görüş bitti…
Teşekkür ederim aşkım
Sevdamızdan
Hiç kuşkum olmadı sana inandım
Güvendim
Sayende anladım ki
Hayatın tadı bazen geç kalmakmış…
Şimdi alıp başımı
Gitsem de sensiz sessiz bu kentten
Her yaşta
Her yıl bir kez daha seveceğim seni
Yasaksız…
Öğrendim ki;
Ayrılık her yüreğe doğan “güneşmiş”
İyi de oldu
Arada bir “ölüm” yoklarken…
Hoşça kal…
Erdoğan ÖZGENÇ
Adana 30.08.2015 00.15