Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '20

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Maviyle Yeşilin Aşkı

Ege ve Akdeniz kıyılarına gittikçe açılıyor içim… Küçüklüğümden beri bende yer eden Bodrum ve Kaş – Kalkan aşkını bu yıl tazeleme fırsatı yakaladığım için kendimi şanslı hissediyorum. Bodrum aşkımı uzunca bir aradan sonra geçen yıl tazelemiştim. Bu sene de Kaş-Kalkan kısmet oldu. ??

"Eğer bir gün Kaş-Kalkan’a yolunuz düşerse maviyle yeşilin aşkına tanıklık edeceksiniz. Öyle bir aşkı ki bu başınızı çevirdiğiniz, gördüğünüz, görmeseniz de baktığınız her yerde tanıklık edeceksiniz aşklarına. Kimi zaman tuzlu bir deniz suyu eşlik ediyor olacak bu aşka, kimi zaman ise ağaçlar, çalılar, çırpılar ve güneş."

Kaş’ta yapacağınız ilk aktivitelerden biri merkez limanından kalkan teknelerle yapacağınız tekne turu olmalı. Kekova, Batık Şehir gibi tarihin tanıklık ettiği birçok güzellikle buluşturuyor sizi. Bununla birlikte turkuaz rengi koylarında balıklarla dans etme fırsatı yakalıyorsunuz. Bu yıl tekne turuna çıkmasak bile daha önceki yıllarda yaşadığım deneyimi sizinle paylaşmak istedim. Belki bir gün ihtiyacınız olur, kim bile bilir ki. ??

Bu yaz ise Kaş – Kalkan’da yer alan Patara Plajı ve Patara Antik Kenti’ne uğradık öncelikle. Ucu bucağı görünmeyen kilometrelerce kum plajında, kendi sandalyeniz ve şemsiyeniz ile keyif yapabilir ya da belediyenin tesislerinden makul bir fiyata şezlong ve şemsiye kiralayabilirsiniz. Ayrıca özel arabanız yoksa ulaşımı hiç dert etmeyin. Kaş ve Kalkan’dan minibüslerle rahat bir şekilde ulaşım sağlayabilirsiniz.

Bir diğer görmenizi ve yüzmenizi tavsiye edeceğim plaj ise Kaş’ta yer alan İnceboğaz Plajı. Beach hizmeti alabileceğiniz gibi yine burada da halk plajından yararlanabilirsiniz. Suyunun berraklığına ve hafifliğine hayran kaldığım bir yer oldu. Yüzerken kendinizi balık gibi hissediyorsunuz.

Kaş – Kalkan’dan rahat bir şekilde ulaşım sağlayabileceğiniz bir diğer yer ise Fethiye Saklıkent Kanyon’u. Arabayla yaklaşık 1 saatte bu doğa harikası yere gidebilir, kanyonda, buz gibi sular içerisinde yürüyüş yaptıktan sonra su kenarında yer alan restoranlarında yorgunluğunuzu gidebilirsiniz. Restoranda otururken ayağını suya sarkıtmak ve hamak keyfi yapmak insanı çok rahatlatıyor.

Gitmek istediğim ancak gidemediğim yerler de oldu elbette. Ama ulaştığım yerlerle de çok keyifli bir yolculuktu benim için. Yukarıdakilere ek olarak eğer imkanınız varsa Kaputaş Plajı, Küçük Çakıl ve Büyük Çakıl Plajı ve Kalkan Halk Plajı’nı da görmenizi öneririm. Belki bu sefer gidemedim ancak kısmet olursa bir daha ki sefere gideceğim yerler listesine bunları ben de not aldım.

Son olarak size Kalkan çarşısı ve limanından da bahsetmek isterim. Küçük ama gelişmiş bir merkez. Sokaklarında yürürken Akdeniz esintisini iliklerinize kadar hissediyorsunuz ve yer yer kendinizi Rum sokaklarında zannediyorsunuz adeta. Limanı ve halk plajı yan yana sayılır. Dalga kıranın ucunda bulunan deniz fenerinden hem Kalkan’a hem de açık denize olan manzara bir harika.

 
Toplam blog
: 5
: 108
Kayıt tarihi
: 11.06.20
 
 

2007 yılından itibaren Halkla İlişkiler okumaya ve bu mesleği icra etmeye istekliyim. 2016 yılınd..