- Kategori
- Şiir
Mayıs vakitleri hüzünler asidir
Söz yitik, söz ölgün.
Hain bedesteninde metelik etmez.
Bir gül kurusu kokularınız...
Irmağın akışına bu vahşet sökmez.
Tarih bu!
Dinelir elbet kanaya kanaya...
Munzur ki;
Öfkeli, asi cıvan yatağı.
Munzur ki;
Ak köpükler içinde
Zümrüt bakışlı.
Hasretim toprak damlara değil!
Yürekler dolusu
Tutkulu aşklaradır.
Hasretim tozlu köy yollarına
Hiç değil!
Yakılan direnç köprülerinedir...
Lime lime parçalanan
Arsız tutkularımdır.
Kesildikçe çoğalan berekettir mesela.
Ne yana dönsem Vartinik;
Yarası kanayan Mirik.
Oluk oluk akan kandır yıldızlı kayalardan
Ne yana dönsem Kızıldere,
Kulakları yırtar bu zulüm.
Çığlığı boğdurulmuş Ankara,
Kara dem sürer cellat saltanatı.
Her mayıs vakitleri
Mavi atlaslar yırtlır.
Kurşun, karanlıklar kusar dal bedenlere.
Her mayıs vakitleri
Söz yiter, söz ölür.
Her yiğit yürek çatar kızıl şafaklara.
Ve hüzünler asidir
Daha yaşamak sevdadır
Narın çatlayan öfkesiyle...
Hain bedesteninde metelik etmez.
Bir gül kurusu kokularınız...
Irmağın akışına bu vahşet sökmez.
Tarih bu!
Dinelir elbet kanaya kanaya...
Munzur ki;
Öfkeli, asi cıvan yatağı.
Munzur ki;
Ak köpükler içinde
Zümrüt bakışlı.
Hasretim toprak damlara değil!
Yürekler dolusu
Tutkulu aşklaradır.
Hasretim tozlu köy yollarına
Hiç değil!
Yakılan direnç köprülerinedir...
Lime lime parçalanan
Arsız tutkularımdır.
Kesildikçe çoğalan berekettir mesela.
Ne yana dönsem Vartinik;
Yarası kanayan Mirik.
Oluk oluk akan kandır yıldızlı kayalardan
Ne yana dönsem Kızıldere,
Kulakları yırtar bu zulüm.
Çığlığı boğdurulmuş Ankara,
Kara dem sürer cellat saltanatı.
Her mayıs vakitleri
Mavi atlaslar yırtlır.
Kurşun, karanlıklar kusar dal bedenlere.
Her mayıs vakitleri
Söz yiter, söz ölür.
Her yiğit yürek çatar kızıl şafaklara.
Ve hüzünler asidir
Daha yaşamak sevdadır
Narın çatlayan öfkesiyle...