Mayıs ve Galatasaray

Güzel sayılabilecek bir pazar günü. 19 Mayıs'ın ertesi günü. Çocukluğumdan beri heyecanlanırım 19 Mayıs'larda. Öncelikle, Gençlik ve Spor Bayramı. Kurtuluş savaşımızın ilk adımı atılmış ve o birliktelik Anadoluyu bugünlere getirmiştir. Saygı duymamak elde mi ?

Sonra, yazın geldiğini hissederiz 19 Mayıs'ta. Yazın o sıcak yaşam dolu havası kaplar her yanı. Benim için yazın başlangıcıdır 19 Mayıs ( 30 Ağustos ise bitişi ). Genel de Mayıs ayını çok severim. Ne sıcaktır, ne soğuk. Doyasıya yaşarız.

Bu güzelliklerin arasında 19 Mayıs'a yakışmayan bir maç yaşandı dün. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin derbisi vardı. Ama futbol yerine kavga, kargaşa, aşırı protestolar vardı. Galatasaray seyircisine yakışmayan bir tablo. Sanki dün Galatasaray seyircisinin yerine başkaları yer almıştı. Mayıs ayı Galatasaray için güzelliklerin ayı idi, dünkü olaylar bu görüntüye ters düştü.

Önceki yazımda da değinmiştim, medya, yöneticiler ve TFF un tutumu Türk futboluna ne kadar zarar verdiği dün bir kez daha görüldü. Galatasaraylı olarak dünkü manzarayı kınıyorum. Türk futbolu tekrar o eski günlerine kavuşana dek susmak istiyorum. Şu andaki zihniyetin değişmesi gerekiyor. Bizler bu duruma tepki vermeliyiz, yoksa işler iyice çıkmaz duruma girecek ve Futbol seyircisiz oynanacak.

Şu güzel Mayıs gününde güzel konulardan bahsetmek isterdim. Önümüz yaz, planlar yapmalıyız. Ama susuzluk, aşırı sıcaklar, genel seçimler, futbol anarşisi vb. var. Bizleri, önümüzdeki günlere bakmak ürkütüyor sanki....

Çayınız kaç şekerli olsun...