Meclis görüşmesinden...

Dünkü meclis görüşmesini izleme fırsatı buldum.

Devlet bahçeli samimiydi. Deniz baykal yine öyle, her ikisi de yaptıkları konuşmada kendi üsluplarıyla günün konusunun dışına taşmadan, hatta hükümete fazla sataşmadan belirsizliklerden duydukları endişeleri ve kırmızı çizgilerini dile getirdi. Ve itiraz ettikleri ana noktaları net bir şekilde söyledi. Hala doğru düzgün bilgilendirilmedikleri için de gözleri kapalı olarak konuyla ilgili kendi önerilerine yer vermeye çalıştı.

Hükümet temsilcileri ve DTP'lleri izlerken bir vatandaş olarak beklentim, getirilmesi öngörülen etnik kimliğe dayalı özgürlüklerin sınırlarını öğrenmekti. Hiçbir şekilde tatmin olmadım.

Sayın Beşir Atalay hariç (o görevini yapıp ayrıldı kürsüden), hükümet temsilciler hiç şaşırmadığım bir ana fikir çevresinde dönüp durdular. Muhalefetteki kimse bu ülkeyi 'sevmiyordu'. Bir tek hükümet seviyordu.

Aslında Sayın başbakanımız, tüm konuşması boyunca her zaman yaptığı hatiplik becerileriyle idare etti. Tüm konuşma boyunca muhalefete vurunca konu dağıldı, açılımın duygusal boyutu her zamanki gibi şiirlerden alntılarla körüklendi...Ama somut olarak yanıtlanmasını beklediğim hiç bir soru yanıtını alamadı...Zaten amaç da o sorulara hiç girmemekti sanırım.

Sorular:

1. Dağdan inenlerle ilgili olarak bundan sonraki süreçte ne tür sosyal, ekonomik ve hukuki düzenlemeler düşünülüyor?

2. Kürtçe'nin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olkullarda okutulması planlanıyorsa, bu nasıl yasallaştırılacak?

3. Kürtçe'nin kamu iletişim dili olarak kullanılması planlanıyor mu? Öyleyse bu nasıl yasallaştırılacak?

4. Yerel idarelerin yetkilerinin genişletilmesi planda varsa, bunun sınırları ne? Nasıl yasallaştırılacak?

5. Genel af düşünülüyor mu? Düşünülüyorsa bunun sınırları kimleri kapsar?

Yanıtlanmadı...

Yetkili ağızlar, bu ve benzi soruların yanıtı cebinde olmadan ucu açık da olsa bir projeyi savunmaya kalkmamalı, bu yanıtlar varsa samimiyetle açıklamalı:

Hükümet hazırlıksız yaklaşımına devam ediyor.

CHP'nin sakin olmayı öğrenmesi şart.

DTP'nin bu güne dek hiç olmadığı kadar huzurlu ve sakin olması dikkate değer...