Meclis tatilde

İki gündür o kadar sıcak ki, bahçedeki her canlı hayatta kalabilmek için direniyor.

Gölge olan yerler bile, boynu bükük, akşamı, iple çekiyor tıpkı benim gibi.

Kuşların sesi, arada bir cılız bir tonda çıkıyor.

Şu aralar köydeki evimizdeyiz, bahçeye yeni dikilen bağlar bakım istiyor.

Sabah, akşam köydeki komşuları, işçileri, çocukları, gençleri izliyorum.

İster sıcak, ister dondurucu soğuk olsun,

piyango, hep onlara vuruyor.

Hayat bu,

Ne bitmeyen yollar, ne de dinmeyen acılar, gösterimden kalkmıyor.

Sabahın köründe, ailesiyle birlikte tarlaya giden çocuklar,

Capcanlı...

Ya tarladan,  dönüşlerinde? Aynı...

Yine capcanlı, tıpkı, bahçemdeki birbirinin içine karışmış YAZ  PAPATYALARI, ya da, yuvadan yeni uçmuş, kuşlar gibi. 

Eve girer, girmez, hemen asfalt yola çıkıyorlar  ve koşuşmaya başlıyorlar.

Bisikleti olanlar, bisikletlerin üzerinde cıvıl, cıvıl, yarış yapıyorlar, taa, sokak lambaları yanıncaya dek.

Bisikleti olmıyanlar da, bir köşede paylaşımı bekliyorlar.

Sokak lambaları yanar, yanmaz, aniden sessizlik çoküyor daracık bahçelere giden, asfalt yolun üzerinde.

Tüm gün, haşır neşir, oldukları her bir şeyi, üzerlerinde eve taşıyorlar.

İyice bakıyorum yüzlerine, ne bir yorgunluk ne de bir hüzün, mutlular.

Adı ÇOCUK, ne çoktan umuru, ne azdan, hem  de bu zamanda...  (bunlar köydeki işçi çocukları).

Hem  ÇALIŞIYORLAR, Hem  OYNUYORLAR, Hem DE MUTLULAR...  ( Okul zamanı ise, okullarına gidiyorlar).

Sokak sessizleşiyor birdenbire, çocuklar evlerine, ben de, memleketimin haberlerini izlemeye başlıyorum, Kıbrıs'ımın T.V KANALLARININ BİRİNDE...

Kıbrıs'ım da kaynıyor bu sıcaklarda, hem   SİYASETTE,  hem  de  her şeyde.

Gözümüz aydın 43 dereceyi bulacak sıcaklıklar, ama korkmuyorum, çünkü  kimse yanmaz,

M E C L İ S   T A T İ L D E...