Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '22

 
Kategori
Söyleşi
 

Mehmed Akif Aslan - Söyleşi

Bu söyleşimde 2020'de Sahi Ya Sevmek adlı kitabını Kutlu Yayınevi'nden çıkarmış olan Mehmed Akif Aslan'ı konuk edeceğim.
 
1-) Bir tümceyle kendinizi tanıtır mısınız?
 
Tecrübe ve mantığı ile düşünen lakin duyguları ile hareket eden yazarak yaşayan bir okurum.
 
2-) En son okuduğunuz kitabın adı nedir? Ne anlatıyor? Niçin okuma gereksinimi duydunuz?
 
Türk Aynştaynı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu tarafından kaleme alınan eserlerle yaklaşık beş yıl önce tanıştım. İlk okuduğum eseri “Bye Bye Türkçe”ydi. Okuduğum eserleri hakkında görüşlerimi aktarmadan önce Sinanoğlu’nun diğer eserlerinden bahsetmek istiyorum. “Hedef Türkiye, Büyük Uyanış, Ne Yapmalı? Türk Aynştaynı, İlerisi İçin” gibi eserlerini her yaştan vatandaşımızın okuması gerektiğini düşünüyorum. Bu minvalde “Bye Bye Türkçe” ve “Hedef Türkiye” temaları doğrultusunda bu soruya cevap vermek istiyorum. Kitaplar pusulalar aslında. Okurlar ise bu pusula ile edebiyat dünyasında yolunu bulmaya çalışan kitap kurtları. Bu kitapları tercih etme sürecimi en net açıklayan cümleye, “Doğru pusulayı bulma gayretim beni bu eserlerle buluşturdu.” diyebiliriz. Nihayetinde günümüzde tespitini rahatlıkla gerçekleştirdiğimiz “kültürle cançekiş”e net bir üslupla değinen Sinanoğlu’nun eserlerin eserlerini okumak bu sürece yönelik mevcut bakış açımı geliştireceğini düşündüm. Ki geliştirdi.
Türk Aynştaynı’nın şu an “Hedef Türkiye” adlı kitabını okuyorum.Kitaplar pusulalar aslında. Okurlar ise bu pusula ile edebiyat dünyasında yolunu bulmaya çalışan kitap kurtları. Bu kitapları tercih etme sürecimi en net açıklayan cümleye, “Doğru pusulayı bulma gayretim beni bu eserlerle buluşturdu.” diyebiliriz. Nihayetinde günümüzde tespitini rahatlıkla gerçekleştirdiğimiz “kültürle cançekiş”e net bir üslupla değinen Sinanoğlu’nun eserlerin eserlerini okumak bu sürece yönelik mevcut bakış açımı geliştireceğini düşündüm. Ki geliştirdi.
Türk Aynştaynı’nın şu an “Hedef Türkiye” adlı kitabını okuyorum.
 
3-) Bu kitapta en beğenmediğiniz kısım ne oldu?
 
Kitabın genelini anlatan anahtar kelime grubu “Kültür milliyetçiliği” diyebiliriz. Modernizm ve postmodernizmin etkileri sadece edebiyat üzerinde değil hayatımızın her alanında kendini hissettirdi. Artık postmodernizmi de geride bıraktığımızı söyleyebilirim. Sinanoğlu Bye Bye Türkçe adlı eserinde kültürel yozlaşmanın çeşitli alanlarda oluşturduğu etkilere bir bir değinmekte. Bu etkilerin özelinde “Türkçe”yi daha da derinlemesine ele almakta. Günümüzde kullandığımız Türkiye Türkçesi’nin asimile edildiğini ve toplumumuzun bu asimilasyona alıştığını söylemektedir. 
Özellikle İngilizce eğitimi adı altında sürecin nasıl ticarileştirildiğini, eğitim sistemimizin omuzlarına bir yük olarak bırakılan İngilizce dil öğretim yaklaşımının yanlışlıklarına değinmektedir. Ayrıca toplumsal hayatımıza entegre olan Avrupa-i kültürün artık normal karşılandığını ve bu hastalıklı uykudan uyanmamız gerektiğini söylemektedir. Sonuç olarak tamamladığım “Bye Bye Türkçe” ve okumaya devam ettiğim “Hedef Türkiye” kitaplarında beğenmediğim bir kısım yer almıyor.
 
4-) Siz bir yazar olarak bu kısmı nasıl değiştirirdiniz?
 
Toplumumuzun sinir uçlarına dokunan bu dayatma fast food kültürüne karşı, sert bir duruş sergileyen kişilerdenim. Ki Sinanoğlu bu sinir ucu tacizini sürecin ortalarında tüm çıplaklığı ile dile getirmiş. Türk Aynştaynı’nın bu sözlerinin altına ıslak imza ile imza atmaktan öte değiştirilecek bir husus görmüyorum. Lakin ekleme yapmak isterim. Kültürel değerlerimizden utanmayan kendi kültürü ile barışık bir nesil yetiştirme gayretine ek olarak  müfredatlarımıza “Milli ve manevi değerler eğitimi ve kültürel disiplin” temalarının işlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun sözlü ya da sadece kağıt üzerinde kalmasından öte bizzat uygulamalı derslerle genç nesile aktarılması gerektiğinin taraftarıyım.
 
5-) Kaleminden etkilendigˆiniz, yazarken ilham aldıgˆınız bir yazar var mı? Varsa hangi anlamda sizi etkiledi? 
 
Elbette “etkilenmek” kelimesinin altını dolduracak şahsının ismini taşıdığım en güçlü isim Mehmet Akif Ersoy. Kendisinden etkilenmemek mümkün mü! Devletine hizmet sürecinde aldığı kritik görevler, maddi beklentiden uzak vatanperver gayreti, edebiyat sevgisi ve ortaya koyduğu başarılı eserler bu etki gücünü ziyadesiyle artırmaktadır. Milli şairimiz Ersoy, İstiklal Marşı, Safahat adlı eserleri ile gönül penceremi genişleten başlıca kahramandır.
 
6) Son olarak okurlara ne demek isterdiniz?
 
Okumak çağ atıp kapatma gücüne sahip bir eylemdir. Okumak bireyin acıkması gibi fizyolojik ve biyolojik etkileri olan bir süreçtir. Okumak bir eylemden öte bir tohum, fidan ve hasat sürecidir. Kısacası okumak, hayatın bire bir kendisidir. Bu süreçte neyi, nasıl okuyacağız? Sorusunun altına güzel doldurmak gerekiyor. Edebi zevkten uzak, popülist kaygılarla ortaya konmuş fenomen romanlarının cirit attığı edebiyat mutfağında ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Kültürel geçmişimizi detayları ile yansıtan geleceğimize ışık tutan kutlu eserlere kitaplığımızda yer vermeliyiz. Aslında kitap seçimini doğadan aşina olduğumuz birçok duruma benzetebiliriz. Üzüm bağında olgunlaşmış bir üzüm mü koruk üzüm mü tercih edilir? Ya da tavında dövülmüş demir mi yoksa paslanmışı mı? Suyunu çekmiş çelik mi yoksa daha ustasının tokmağıyla başı ağrımamış bir çelik mi? Bu misaller uzar gider. Meselenin özü hamlık sürecinden geçip pişmiş akabinde yanmış kalemlerden çıkan eserleri kitaplığına alıp zihninizi o eserler meşgul edin.
 
Toplam blog
: 9
: 45
Kayıt tarihi
: 08.04.21
 
 

Editör ve yazar. ..