Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '15

 
Kategori
Tarih
 

Mehterin tarihi

Mehterin tarihi
 

Bilinen en eski askeri bando teşkilatı ve müzik grubu Türk Mehteri'dir. Mehterin tarihi Hun Türkleri dönemine kadar uzanır (M.Ö. 1700). Hun askerlerini meydan savaşlarının dehşetli çarpışma anlarına hazırlayan ve teşvik eden mehter, daha sonra kurulan Göktürk, Karahanlı, Selçuklu, Cengizli, Timurlu, Osmanlı, Kara Koyunlu, Ak Koyunlu, Memlük ve Hint Türk devletlerinde de geliştirilerek kullanılmıştır.

Hun Türklerinin “Tuğ”, Göktürklerin “Kübürge”, Selçukluların “Kös" ve "Nevbet” dediği mehterin çalınma amacı; gittikçe artan dehşetli davul seslerinin düşman üzerinde korku havası oluşturarak düşmanın paniğe kapılması sonucu mağlup edilmesi ve Türk askerine moral sağlamasıdır. Savaşın kızıştığı anlarda da devreye giren mehterin çaldığı “Hücum Marşı”ndan sonra genellikle düşmanın teslim olmaktan veya kaçmaktan başka pekte yapacağı bir şey kalmıyordu.

Türklerde aynı zamanda hükümdarlık alameti olarak kabul edilen tuğ (mehter) hakanların, sultanların ve padişahların kılıç kuşanma merasimlerine katılıyordu. Türk hükümdarlarının otağları önünde her gün mehter çalınıyor, nöbetleşe çalışan mehter takımları, bir dönem mehter adının “nöbet” kelimesi kökeninden gelen “nevbet” ismi ile anılmasına da yol açacaktır.

Osmanlı öncesi söylenen mehter marşlarının ve mehter takımlarında vazifeli askerlerin kılık kıyafetleri hakkında günümüze çok az bilgiler ulaşmıştır. Yusuf Has Hacib yazmış "Kutadgu Bilig" adlı eseri, 1069 yılında Karahanlı hükümdarı Tabgaç Kara Buğra Hanın huzurunda okuduğu sırada mehter ile ilgili şu mısraları da zikretmiştir;

Bulut kükredi, urdu nevbet tuğı                

Yaşın yanşadı tarttı hakan tuğı

(Gök gürledi, nevbet davulunu vurdu
Şimşek çaktı, çekti hakan tuğunu)

Selçuklular devrinde enstrümantal mehtere “kök” denilmekte, içinde söz bulunan mehtere de “yır” denilmekteydi. Selçuklularda 360 adet kök mehter marşı bulunmaktaydı. Günümüzde yapılan mehter gösterileri kısmen de olsa Osmanlı dönemi mehteran takımları ile benzerlik göstermektedir. Serhat boylarında kâfirle yaptığı gazalar ile nam salan Ertuğrul Bey oğlu Osman Gazi’ye Selçuklu sultanı tarafından 1289 senesinde gönderilen bağımsızlık fermanı ve tuğ takımı mehterin Türkler tarafından ne derece önemsendiğini ifade etmektedir. Osmanlılar tarafından daha da geliştirilen mehteran orduda ki en saygın birlik konumuna ulaşır.

Mehterin etkisini çok iyi bilen düşman kuvvetleri, savaş esnasında önce mehter takımlarına saldırarak Türk ordusunun moralini bozmaya çalışır, bunu yapamadığı zamanlarda da fırsat kollar, yakaladığı bir boşluk sonrası mehterana hücum ederdi. Şöhretinin zirvesine Osmanlı döneminde ulaşmış olan mehter takımı, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un surları kuşatıldığında büyük hizmetler eda etmiş, 70 davul ve 100 zurnanın durmadan çaldığı 300 kişiden oluşan mehteranın kös sesleri ile Bizans’ın kalbini titretmiştir. Yavuz’un, Kanuni’nin ve muzaffer Osmanlı padişahlarının ayağa kalkarak selamladığı mehter, Osmanlı zaferlerinin hepsine katkı sağlamış, vazifesini başarıyla yerine getirmiştir.

Osmanlı devletinin zayıflaması ile birlikte, Batı’ya ait değerlerin ön plana çıkması ve kabul görmesi neticesinde 1828 yılında Sultan II. Mahmud tarafından kaldırılarak yerine Avrupa ordularında kullanılan şekliyle bando takımları kurulmuş ve kullanılmaya başlanılmıştır. Sultan II. Abdulhamit Han devrinde ise mehter yeniden canlandırılmaya başlanmış, Enver Paşa tarafından 1914’de Askeri Müze bünyesinde kurulan Mehter Takımı geliştirilerek 1. Dünya ve İstiklal harbi sırasında da görevini icra etmiştir. 1935 yılında faaliyetlerine son verilen mehter, 1952’de yeniden icraya başlayarak günümüze ulaşmıştır.
Not: Fotoğraf bu satırların yazarına aittir ve bir müddet Mehter takımında sancaktar olarak görev almıştır.  

 
Toplam blog
: 65
: 3764
Kayıt tarihi
: 12.02.13
 
 

Ercişliyim. 2012 yılı içerisinde "Van Gölü Havzası ve Erciş Tarihi" 2015 yılında "Doğu ve Güneydo..