Melissa P.

Melissa, ilk önce kendi yazdığı kitabıyla duyurdu adını. Kitap, bir genç kızın cinselliği keşfini anlatıyordu ve bu haliyle edebi bir değer taşımıyordu. Ancak kitap, gerek İtalya'da, gerekse dünyanın birçok ülkesinde milyonlar satarak inanılması güç bir rekora imza attı.

Çok geçmeden, sinemaya uyarlandı. Filmde, genç bir kızın, karşı cinse hissetikleri ile başlıyor ve erkekler tarafından "kullanılması" gözler önüne seriliyor. Bu filmden, 15-16 yaşında bir kızın isteklerini, arzularını, saflığını ve bunun neticesinde bunun kötüye kullanılışını rahat bir şekilde görüyoruz.

Ancak her defasında, Melissa kendisine bir engel koymaya çalışıyorsa da, libidosunun gereğinden "fazla" çalışmasına engel olamıyor. Karakterinin henüz şekillenmediği bu yaşlarda, kendi kendine "hayata karşı bir duruş" belirlemeye çalışıyor aslında. Her ergen gibi, kendi fikirlerinin dinlenmesini istiyor ancak duygularına yenik düşüyor.

Daha sonralarda ise, kendi yaptıklarının "bir cesaret işi" bahanesini kendisine yutturuyor ve kah bilerek kah bilmeyerek erkeklerin "fantezi malzemesi"ne dönüşüyor.

Ancak bence, film bir genç kızın cinselliği keşfini anlatmıyor. Çünkü görüyoruz ki, Melissa'nın babası sürekli dışarda, annesi ise onunla ilgilenmekte yetersiz kalıyor ve en iyi onu anneannnesi anlıyor.Anneannesinin ölümü, hayatının bir dönüm noktası oluyor ve herşey "olması gereken gibi olmaya" başlıyor.

Burada önemli olan bence, anne-babanın çocuğuna karşı ilgisiz ve sevgisiz olduklarında, çocuğunda bu eksikleri gidermek için farklı yollara başvuruyor olmasıdır. Kimisi bu ihtiyaçlarını cinsellikle giderirken, böyle bir "şans"a sahip olamayanların uyuşturucu kullanmak suretiyle veya başka suretlerle yanlış yollara saparak gideriyor.

Dolayısıyla, bu filmden alınacak mesaj; çocuk yapmakla işin bitmediği, çocuğun her türlü ihtiyaçları (gerek eğitim, gerek maddi) karşılansa bile, sevgi ve ilginin, çocuğun düzgün bir şeklilde yetişmesi için bir şart ve zorunluluk olduğu şeklinde ortaya çıkıyor.