Metin Lokumcu ve yerli üretim biber gazı...

Biz ülke olarak acı biberi çok severiz… 

Hele hele Güneydoğu acı bibersiz yapamaz… 

Acı biberi ile ünlü şehirlerimiz literatüre bile geçmiştir! 

İşte Kahraman Maraş Biberi… 

Şanlı Urfa İsot’u… 

Birde dünyada ünlenmiş acı biberler vardır… 

En ünlüleri Meksika ve Şili Biberleridir… 

Polisimiz biber gazını kullanmaya başlayınca, öncelikle Şili ve Meksika’dan biber gazi ithal edilmeye başlandı. Polisimiz biber gazını öyle sevdi ki; önüne gelen yerde kullanmaya başladı! 

Polisimiz bu kadar çok biber gazı kullanınca, acı biber severler kendi aralarında örgütlenerek, çeşitli yerler ve mekânlarda bir araya gelmeye başladılar. Bir araya gelmeden önce de polise telefon edip, falan yerde, fişman mekânda iktidar aleyhine(!) toplantı var diye kendilerini ihbar eder oldular. 

Büyük bir azimle olay yerine(!) gelen polislerimiz, sanki yangın söndürme cihazı ile gelen eski tulumbacılar misali, sırtlarına geçirdikleri yangın söndürme, pardon biber gazı tüplerini, büyük bir hışımla kalabalığın üzerine sıkmaya başladılar. Acı biber sever insanlarımız, polisimizin bu uygulamasından büyük zevk aldılar. 

Hatırlayın; acı biber gazı nerelerde kullanılmıştı? Hastanelerin acil servislerinde, işçi sendikalarının genel merkezlerinde, bulvar, cadde, sokaklarda, bilumum açık arazilerde, yani iktidar aleyhine olduğu iddia edilen her türlü toplantılarda kullanılmaya başlandı. 

Ülkemizin uyanık girişimcileri, bu yeni kazanç kapısını fark edip, yerli üretime geçtiler. Yerli üreticiler, buldukları yandaş bir işadamı kanalıyla, standartlara uymayan, yerli üretim acı biber gazı’nı İçişleri Bakanlığına satmayı başardılar. 

Acı biber gazı ithal edilmediği, yerli üretim yapıldığı için, polislerimiz artık daha çok biber gazı kullanabileceklerdi. Sonra yerli üretim biber gazlarının etkileri daha fazla oluyordu. Muhaliflerin aldıkları önlemler, yerli acı biber gazına sökmüyordu! 

Evet, acı biber gazının hikâyesi böyle. 

Bu ülkede, ne ünlüler biber gazından nasibini aldı. Benim hatırladığım kadarıyla CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Tekel İşçileri, üniversite öğrencileri, muhalif parti yandaşları, hes’lere karşı çıkan her türlü vatandaş, ürettiğini satamayan ve yola dökmek isteyen çiftçi… 

Ama bu kadar ünlünün içinde, hiç birisi rahmetli, emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümü kadar gündeme gelmedi. Sayın Başbakan’ın ismini dahi hatırlamadığı, ölüm nedenini bile önemsemediği Metin Lokumcu, üzerine sıkılan, yerli üretim acı biber gazının etkisi sonucunda, geçirdiği kalp krizi neticesinde hakkın rahmetine kavuştu! 

Din, iman edebiyatı yaparak halkı kandırmaya çalışanların, insan hayatı karşısında takındıkları tavır burada açıkça görülebiliyor. 

Rahmetli Metin Lukomcu’nun ölümü, iktidarın işine yaradı! Bir anda Sayın Başbakan’ın önüne geleni tehdit etmesi görmezden gelindi. Ardından da oğul Bilal Erdoğan’ın Amerika’da aldığı ev halkın gündemine gelmedi… 

Halk olarak çok mutlu olduğumuzu belirtmeliyim. Sayın Başbakanımızın mahdumları Bilal Amerika’da evlendi(!) Yani ev aldı. 

İşte ticaret bu! 

Türkiye’de, vergisiz pırlantadan kazandığını, ABD’de gayrimenkule yatırıp, ABD’de vergi mükellefi olarak, nasıl bir yurtsever olduğunu cümle âleme gösterdi! Yurtsever sözüm yanlış anlaşılmasın! Biz küçük bir Amerika değil miyiz? Aynı zamanda da BOP’un eş başkanlığını yürütmüyor muyuz? 

Ne diyelim, çoruyla, çocuğuyla içinde güle güle otursun.