Mevcut despot yönetim yerine başka türlü bir despot yönetim getirmeyi hedeflemek çözüm değildir

Ülkesini seven aydınlar olarak görevimiz Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde verdiği Laik Cumhuriyeti ilelebet korumak görevidir. Bu da AKP’nin mevcut despot yönetimine direnmeyi gerektirir. Ancak mevcut despot yönetim ile mücadele etmek için AVM leri ve Kapitalist Düzeni çökertmekten bahsetmek anarşistliktir. Hele bu despot yönetim yerine Sosyalizm veya Komünizmin kurulmasını hedeflemek  büyük bir cehaletten ve  Sosyalizmin, Komünizmin ve Kapitalizmin gerçekte ne olduğunu bilmemekten kaynaklanır.

Hepimizin önem verdiğimiz değerler aynıdır ; özgürlük, mutluluk, fırsat eşitliği, barış, sevgi, refah vs. Bu değerlerde bir fikir ayrılığı yok. Bazılarımızın anlaşamadığımız konu bu değerlerin nasıl sağlanabileceği. Özellikle emekçi sınıfının ve halkın bu değerlere ancak Sosyalizmle sahip olabilecekleri görüşü büyük bir yanılgıdır. Tarihi incelersek Sosyalizmin hiç bir ülkede Karl Marx ve Friedrich Engels’in 1848’de yayınladıkları Komünist Manifestosunda olacağını iddia ettikleri gibi işçi sınıfının kapitalist burjuva sınıfına karşı yaptığı devrimle kurulmamış olup Sovyetlerin silah zoru ile çeşitli ülke halklarına dayatılarak kurulmuş olduğunu ve sosyalizmin dünyanın hiç bir ülkesinde tarihin hiçbir zamanında emekçi sınıfına özgürlük ve refah getirmediğini ve halkların kendilerine dayatılan sosyalizme karşı sık sık ayaklandıklarını bu isyanların da silahlı güçler tarafından kanlı bir şekilde bastırıldığını görürüz. Hatta kapitalist ülkelerdeki en alt gelir gruplarının yaşam standardının dahi sosyalist ülkelerde halkın ortalama gelirinin üstünde olduğunu da görürüz.

Bunları söylediğimde bazı insanlar hep aynı şeyi yapıyorlar, Amerika’nın yaptığını söyledikleri sözde kötülüklerin ve Kapitalizmin sözde kötülüklerinin up uzun bir listesini veriyorlar. Bu iddialar büyük ölçüde yanlış ama doğru dahi olsalar bu denenmiş ve çökmüş olan sosyalizmin insanlara refah ve özgürlük getirmediği ve emekçi sınıfı tarafından devrim yolu ile değil de halka silah zoru ile özellikle Sovyetler Birliği Diktatörleri tarafından dayatıldığı gerçeğini değiştirmez.

Tabi 1989’da Çin’in Bejing şehrindeki Tiananmen meydanında  Komünist Çin yönetimine karşı ayaklanan 1 milyon Çinliye, askerlerin gerçek mermilerle ateş ederek meydandaki göstericilerden yüzlercesini öldürten Komünist Çin yönetimi için de durumun bundan pek farklı olduğu söylenemez.

Rasih Bensan 17 Haziran 2013