Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '10

 
Kategori
Futbol
 

Milan Baros Rüzgarı

Milan Baros Rüzgarı
 

Günün Yıldızı: Baros (resim:milliyet.com.tr)


Özlediğimiz ancak uzun zamandır göremediğimiz ve bir Ali Sami Yen klasiği haline gelmiş olan ilk dakikalardaki baskılı futbolu görünce yüreğime su serpildi doğrusu.

Ne de olsa rakip büyüklerin belalısı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) idi ve temkinli olmakta fayda vardı. Bendeki bu tekin hali 45 dakika boyunca sürdü. Her an baskın olacak ve gol yiyecekmişiz korkusu vardı. Sanırım bu son zamanlarda psikolojimizi de bozan Galatasaray’ın hediyesi bir fobi idi.

İlk dakikalarda Galatasaray bu denli etkili ve baskı olması sadece Galatasarayın marifeti değildi elbet. Büyüklere kök söktürmesi nedeniyle özgüveni yükselmiş ve bu özgüvenle maça rahat çıkmış olan İBB’in gevşek durması da bu baskıda etkendi.

Nitekim daha ilk dakikada Galatasaray atak yaptığı halde hemen ardından cesurca saldıran İBB kontratak yedi ve Milan Baroş ilk vuruşunda gol yapamasa da sinyali göndermiş oldu. İBB bunları görmeyince Galatasaray erkenden golü buldu.

Arkasından penaltıdan da gol atınca üzerine yattı. Bundan sonraki kısımda Galatasaray topu daha çok dolaştırmaya, rakibe şans vermemeye çalıştı. Teknik ayakların da katkısıyla büyük anlamda bunu başardı. Benim sürekli eleştirdiğim rölanti futbolunu bir türlü beceremeyişleri sanki mazide kalmış gibiydi.

İlk yarı biterken rakibin bıraktığı boşluğu da iyi değerlendiren Milan Baroş hat trick yaptı. Böylece yukarıda belirttiğim fobiyi de atlatmış oldum.

İkinci yarıda beklendiği gibi bir oyun vardı. İBB boşluklar bularak tehlike yaratmaya çalışıyor, Galatasaray o gedikleri vermeden topu güvenli bölgelerde oyalamaya uğraşıyordu. Her ne kadar zaman zaman tehlike yaratsa da İBB istediği pozisyonları bulamadı. Bunda Galatasaray defansının önceki maçlara göre daha uyumlu olması etkendi.

Daha önceki maçlarda olduğu gibi bu maçta da dikkatimi çeken Pino’nun ayrı dünyanın futbolcusu olduğuydu. Şu haliyle Pino bu takıma uymuyor. Kafasına göre takılıyor. Aldığı topları ya geriye veriyor ya da rakibe. Etkili olması gereken kontratak pozisyonlarında bile el freni çekilmiş bir araba gibi gidiyor. Umarım gerçek Pino bu değildir, yoksa Keita’yı çok ararlar (Ben gereksiz şovları nedeniyle Keita’yı da sevmezdim. Ancak o en azından pozisyonlarda etkili olurdu)

Misimoviç fena gitmiyor. Zaman geçtikçe takıma daha da alışacak ve daha etkili olacak gibi görünüyor. Elano kenardan maç izlemeye de devam edecek gibi sanki. Yine söylüyorum, bu kadar pahalı yedek oyuncuya sahip olacak kadar zengin miyiz? Ya oynatın ya satın. Disiplinsizlik yapıyorsa da verin cezasını yahu…

Hakem maçın genelinde öne çıkacak hatalar yapmadı. Servet’in kaydığı ve İBB’nin penaltı beklediği pozisyonda çok uzaktı. Zaten TV görüntüsünden de net elle oynama görülmüyor. Bu karardan dolayı hakemi eleştirmek yersiz. Genelde verdiği kararlar ve kartlar doğruydu.

Ancak değineceğim bir diğer husus ne yazık ki sadece bu maçta değil bir çok maçta hakemlerin gereksiz güç gösterisine sebep oluyor. Vakit geçirmeden dolayı gösterilen sarı kartlar konusunda ben çok zaman hakemlerin abartılı davrandıklarını düşünüyorum. Örneğin bu maşta Serkan Kurtuluş’a bu nedenle sarı kart veren hakem yanlış görmediysem Serkan’a 3 defa yaptın dedi ve kartı gösterdi.

Gelin basit bir matematik hesabı yapalım. Maç içerisinde 6 oyuncu değişikliği yapıldı. Bu yaklaşık 2 dakika maçın süresinden aldı diyelim. Bunun dışında iki defa Milan Baroş’un sakatlığından, birkaç defa da diğer bazı oyuncuların sakatlığından maç durdu. En kötü hesapla 2 dakika eder. Toplamda 4 dakika eklenmesi gerekirdi. Peki hakemimiz maça kaç dakika ilave etti? 3 dakika. Tamam bu da bir takdirdir diyelim. Ancak! Serkan kaç dakika oyunu geciktirdi ki sarı karta layık gördün ey hakem! Eğer sarı kart görecek kadar süre geçirdi ise neden 3 dakika uzadı maç. Nasrettin Hoca’nın ciğer-kedi hikayesine döndü olay!

Hakemlerimiz şu basit şeylerle uğraşmasınlar artık. Oyuncu uzatıyorsa, sen de uzat abi. Düdük sende. Bariz bir uzatma varsa kartını göster, tamam, ama o zaman maça da o süreyi ilave et. Gösterdiğin kart diğer takıma dakika olarak geri dönmüyor!

Maçın yıldızı kuşkusuz Milan Baros idi. Hayal kırıklığı ise Pino. Beğendiğim diğer oyuncular Serkan Kurtuluş, Ayhan, Servet.

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..