- Kategori
- Blog
Milliyet Komtere Dedik, 11 Yıldır Saya Saya, Üç Fakülte Bitirdik, O Zamandan Bu Yana

“Milliyet komtere “ dedik, 11 yıldır saya saya
Üç fakülte bitirirdik o zamandan bu yana
Kaderimiz buymuş, sap olamadık baltaya
Kıblemizi şaşırdık, bir oraya, bir buraya...
Editör de olamadık, dünyada doya doya
Bu dünya sanal dünya, gel kaçalım biz Ay’a
İstettiğimde seni, annen dedi: "Editörlerle aran nasıldır?”
Ablan sordu: “ Kitabın, plaketin var mı dır?”
Baban dedi: “Milliyet Kom Tere’de” ücret, kaç paradır.
Dayın dedi: “Maaşın bol mu, yoksa dar mı dır?
Ninen sordu: “Sende biraz akıl var mı dır?
Evdeki velet sırıttı: “ Tık - tık’ların fazla mı dır
Babaannen sordu: “ Yaptığın hamallık mı dır?
İstettiğim gün seni, kalıverdim ben yaya,
Dünyayı anladın ya, gel kaçalım biz Ay’a
Yeryüzünden Aya, ayak basınca
Oynayalım biz, oy dingala dingala
Eller kalksın havaya havaya
Ben çalayım sen oyna
Çalkala yavrum çalkala
Dış kapı mandallarında, ne ar kaldı ne haya
Blogların tadı kaçtı, gel gidelim biz Ay’a
Doğru yorum yaparsın, bit yeniği ararlar
Meyveleri taşlarsın, tutar çelme takarlar
Hem suyunu ısıtırlar, seni keşkek yaparlar
Punduna getirince, çıranı da yakarlar
Ömür gelip geçiyor, blog dostu araya araya
Bloglar bozuldu artık, gel kaçalım biz Ay’a
Ay’da ne klavye var, ne silme tuşu, ne de blog
Ne kopya var, ne yapıştırma, ne de Netlog
Ne twitter var, ne de çıtkırıldım Facebook
Fıttıra fıttıra “Onay” beklemek de yok
Nasıl olsa dünyada, olamadık zaten bir b . k
Ne makyaj derdin var, ne terzi, ne de boya
Ne editörler var, ne de anlı şanlı editorya
Bu dünya sanal dünya, gel kaçalım biz Ay’a
Ay’ın adı Ay amma, ay başı ay sonu yok.
Kadromuz yok, maaşımız yok, mangırımız yok
Kıdem yok, tazminatı yok, zılgıt derdi yok.
Artık kimse çıkmaz bizi, tık’larla kandırmaya
Dünya yalan dünyası, gel kaçalım biz Ay’a
Sen Ay’da ilkel güzel, parmağında yok ojen
Bizse Ay’da yaşayan, klavyesiz Diyojen
Ay’da ne belden aşağı vurma var, ne de geren
Ay benziyor göklerde, yüzen mutlu ada’ya
Bilgisayarlar çöktü, gel kaçalım biz Ay’a
Ben Ay’ın Ademi’yim, sense Ay’ın Havva’sı
Emin ol yarayacak, sana Ay’ın havası,
Her gün yap Ay dolması, bir de bulut tatlısı
Güneş kebabı, bir de Yıldız Çorbası
Yaşayalım göklerde, hep güle oynaya
Bloglar burada kalsın, gel gidelim biz Ay’a
Blog kategorisi mi, ne ararsan içinde var
İğneden ipliğe, taraktan mendile kadar
Mısır Çarşısında arama, hapsi burada var.
Gönlümüzün ışıkları, yansın sabaha kadar
Ey vefasız Pirmeteler, Balcı’lar,
Canısı canısı cansın’lar,
Melekli Rana’lar, Güverteci Serhat’lar
Blogların muhtarı İlyas Bayramlar,
Almanya’nın mahzun gözlü Meisel’leri
Kayıp Atlantis’li Kalyoncu’lar, Newyorker’ler
Öztürk’ler, Özsoylar, Culduz’lar, Voigt’ler
” Ayda’lar, Ay Şen’ler, şimdi, ne hallerdesiniz?
İyi mi siniz, hoş mu sunuz, yahşi mi siniz?
Çağırsam, Ay’a, yanımıza gelir misiniz?
Ne güzel, her gün yaparız Güneş dolması,
Ay tavası, bulut burması, sen sağ ben selamet.
Bizbize’yiz nasıl olsa, kopmaz kıyamet.
Bu dünyada iken, yediklerimiz çarşı ekmeği
Aydede de yiyelim biz, " Ay ekmeği"
“Yağmurcu” gelsin, ıslatsın inceden inceden
Ona takılanlar, aşık oluverirler hemen
Ay’da “aşk yağmurları” hiç dinmezmiş
Islak bedenlerden hep, aşk tütermiş
Gönülden gönüle, yayılır gidermiş.
Sallanalım, yuvarlanalım, bulutlardan bulutlara
Gönüllerden gönüllere, iz bıraka bıraka
Öptüm beyaz zambağın, o teninden
Sende iz kalsın diye, gönlümden,
Ay benziyor göklerde, yüzen mutlu adaya.
Dünya kokuştu artık, gel gidelim biz Ay’a.