Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '15

 
Kategori
Dünya
 

Minsk görüşmelerinin ardından… ‘kim ne kazandı, ne kaybetti, Kırım sorunun neresinde?

Minsk görüşmelerinin ardından… ‘kim ne kazandı, ne kaybetti, Kırım sorunun neresinde?
 

Minsk görüşmelerinin ardından


Belarus’un başkenti Minsk’te uzun müzakereler sonunda varılan anlaşma, bir yandan barış umutlarını yeşertirken diğer yandan soru işaretleri bıraktı.

Bir çok açıdan tartışmalı olarak görülebilecek anlaşmada Rusya tarafından ilhak edilen Kırım’a atıf yapılmaması, Ukrayna’nın saldırıya uğrayan taraf olarak görülmemesi ve Rusya’nın çatışmanın tarafı olarak nitelendirilmemesi aslında kazanan kim? sorusunu akıllara getirdi.

Sorumluluk kimin üzerinde?

Dört liderin katıldığı yaklaşık 16 saat süren Ukrayan Zirvesi’nde nelerin gündeme geldiği bilinmiyor. Müzakerelerin sonunda ortaya çıkan anlaşma metni sadece Ukrayna’nın doğusu ile sınırlı.

Bölgede ateşkes öngören anlaşmada Rusya’yı çatışmanın bir tarafı olarak görülmüyor. Anlaşma Ukrayna’yı saldırıya uğrayan ülke olarak da nitelendirmiyor. Öte yandan sorunun çözümünde Ukrayna ile birlikte Almanya ve Fransa’nın aldığı sorumluluk daha da artmış görünüyor.

Anlaşmada Kırım yok

kırım haritası 2Rusya tarafından ilhak edilen Kırım’a anlaşma metninin hiçbir yerinde yer verilmemesi önemli bir ayrıntı.

Her ne kadar dört liderin toplanma amacı, geniş bir anlatımla ‘Ukrayna krizinin çözülmesi’ olsa da, Ukrayna’dan kopartılan Kırım’ın durumuna,  anlaşma metninin hiçbir yerinde atıfta bulunulmaması gözlerden kaçırılmayacak bir nokta.

Bu  durumda sanki Batı bloğu (ABD’den bağımsız olarak), Kırım’ın ilhakını yasal olmasa da ‘fiili’ olarak kabul etmiş gibi bir tablo ortaya çıkıyor. Rusya’nın bu konuda ‘ölümü gösterip vereme razı etmiş olabileceği’ hayli gerçekçi bir yorum.

Putin’in keyfi yerinde (mi?)

Doğu’daki ayrılıkçıları anlaşmaya razı eden lider rolüne bürünen Putin, elini güçlendirmiş görünüyor.

Doğudaki tartışmalı bölgeler için batıya (ve Ukrayna’ya) ‘özel statü’ formülünü kabul ettiren Rusya, -tabi kendi açısından- ‘bakın sorun çözülüyor yaptırımları kaldırın’ deme hakkında sahip.

Yaptırımlar kalkar mı?

Petrol fiyatlarındaki düşüş ve uygulanan yaptırımlarla zor günler geçiren Rus ekonomisi, yaptırımların kaldırılması (ya da hafifletilmesi) halinde derin bir nefes alabilir. Petrol fiyatlarının bundan sonra izleyeceği seyir ise daha çok ABD eksenli politikalar ile belirlenecek.

Öte yandan Avrupa Birliği’nin, geçtiğimiz hafta altı aylığına uzattığı yaptırımlar konusunda nasıl bir tavır alacağı netlik kazanmadı. Minsk Anlaşması sonrasında Almanya’dan gelen açıklamalar yaptırımların devam edeceği yönünde. AB bundan sonraki dönemde anlaşma şartlarına uyulup uyulmadığına göre tavır belirleyecek gibi gözüküyor.

Rusya yönetimini önümüzdeki dönemde zorlu bir ekonomik süreç ve uluslararası baskı bekliyor.

Ukrayna’nın durumu

Metinde Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yapılan atıf, Ukrayna için önemli bir kazanım. Ancak Kırım’dan hiç bahsedilmemesi işi hayli zorlaştırıyor. Bazı gözlemciler bunu ‘Putin Kırım’ın Ukrayna toprağı olduğunu kabul etti’ şeklinde yorumlarken, bazıları ‘anlaşmanın sadece doğu bölgelerini kapsadığını, batının ise Kırım’ın durumuna gözünü kapattığını’ savunuyorlar.

Savaşın bedeli

ukrayna goc 1Doğuda sağlanan ateşkes Ukrayna açısından en büyük kazanım. Savaşa milyarlarca dolar harcayan Ukrayna için çatışmaların durması, askeri sebeplerin çok ötesinde politik ve ekonomim anlam taşıyor.

Krizin hükümet, halk ve ülke ekonomisi üzerindeki baskısı bir nebze olsun ortadan kalkarken, dışarıdan gelecek kredi desteğinin de önü açılıyor.  Bunun ilk sinyalini IMF 17,5 milyar dolarlık kredi desteğini açıklayarak, Dünya Bankası ise 2015 yılı için 2 milyar dolarlık kredi sözü ile şimdiden verdi.

NATO üyeliği belirsizliğini koruyor

Rusya ile yaşadığı kriz sırasında batının desteğini arkasına almaya çalışan ve NATO’ya yaklaşan Ukrayna için bundan sonraki süreç son derece kritik.

nato 11Krizin şiddetinin dindiği bu süreçte, Ukrayna’nın NATO’ya katılma isteğini biraz törpülemesi gerekebilir. Rusya’nın kesinlikle karşı çıktığı üyeliğe NATO içindeki Fransa da sıcak karşılanmıyor.

Rusya’nın Ukrayna’nın NATO’ye doğru yapacağı bir hamleye vereceği tepkiyi şimiden kestirmek zor. Fransa gibi bir NATO ülkesinin Ukrayna’nın üyeliğine karşı çıkması ise işin tuzu biberi oluyor.

ABD bundan sonra ne yapacak?

Minsk Zirvesi’ne kadar Ukrayna’yı silahdırmayı tartışan ABD’de cephesinde, Almanya ve Fransa’nın  girişimlerinin ateşkesle (ve muhtemel barışla) sonuçlanmasının ardından sessizlik hakim.

Özellikle Cumhuriyetçi kanattan gelen ‘silah yardımı yapılsın’ baskısına temel oluşturan çatışmaların ortadan kalkmasından sonra, ABD’nin takınacağı tutum merak konusu.  Bir yumuşama olsa da ABD’nin Minsk Alaşması’nın şartlarının uygulandığını görmeden  Rusya’ya yönelik yaptırımları kaldırması uzak ihtimal gözüküyor.

Ayrılıkçıların durumu

Bağımsızlığı tek koşul olarak öne süren ayrılıkçıların ‘özel statü’ye razı olmaları kendileri açısından geri adım olarak kabul edilebilir.

Öte yandan çatışmaların sürdüğü bölgelerdeki ölümler, harap olan şehirler, yok olan alt yapı sistemleri ayrılıkçıların diğer kayıpları arasında gözüküyor.  İşleri kolay değil.

merkel hollande poroshenko 1Almanya ve Fransa neyi ispat etti? Merkel diplomasisinin sonuçları…

Angela Merkel’in (Ukrayna ve Rusya’da Francois Hollande ile birlikte) kıtalar arasında dokuduğu mekik diplomasisi, Belarus’ta ‘barış’ ile sonuçlandı.

Amerika’ya yönelik yaptığı ‘askeri seçeneğin çözüm değil’ çağrısını bir çok kez tekrar eden Angela Merkel (ve Fransa) birinci raundu kazanmış görünüyor.

Barışın kalıcı olup olmayacağını ise Minsk Anlaşması’nın şartlarına uyulup uyulmadığı belirleyecek.

Anlaşma Ukrayna ekonomisini nasıl etkiler?

Belarus’taki müzakereler,  doğudaki çatışmalar için milyarlarca dolar harcayan Ukrayna ekonomisi iflastan önceki son istasyondu. Varılan anlaşma;  ağır devalüasyon, daralan piyasalar ve artan işsizliğin etkisi ile hızla uçuruma sürüklenen Ukrayna ekonomisi için umut oldu.

IMF ve Dünya Bankası’ndan gelen kredi açıklamaları, ekonomik çöküşü bir süreliğine erteleyecekmiş görünüyor.  Öte yandan bu erteleme ekonomide hızlı bir iyileşme anlamına gelmiyor.  Ekonomi ve finans sistemlerinde yapısal değişikliklere paralel olarak  halkın bankalara güveninin yeniden sağlanması ve kamu maliyesindeki (çatışmaların da etkisi ile) bozulan dengelerin yerine oturması gerek. Bunun için ise en iyimser takvim 2015 yılının sonu.

İyi ve kötü senaryolar

ukrayna ordusu  ato2Ukrayna’nın doğusunda 15 Şubat gecesi yürürlüğe girecek ateşkes ve ardındnan başlayacak süreç bir çok yenliğe gebe.

Çok zor sağlanan ve kırılgan olan ateşkes süreci provokasyonlara açık. Poroşenko’nun kontrol edilemeyen Rusya sınırındaki bölgelerde yıl sonuna kadar kontrol sağlanacak açıklaması bu yılın gergin müzakere konuları arasında.

Sorunlu bölgelere sağlanacak ‘özel statütünün’ şartlarında karşılıklı anlaşmaya varılması için çelik gibi sinirler gerekecek.

Bu şartlar altında en iyi senaryo, tüm tarafların Minsk Anlaşması şartlarına uymaları, bölgeye kalıcı barışın gelmesi ve silah seslerinin tekrar duyulmayacak şekilde kesilmesi.  Bunun için sadece Ukrayna’nın çabası yeterli değil, başta ABD olmak üzere batı dünyası ve Rusya’nın barışı gerçekten istemesi gerek.

Aksi taktirde ateşkesin bozulması ile başlayacak çatışmaların uzanacağı noktayı anlatmak için ‘kötü senaryo’ hafif bir tanım kalabilir.

Savaşsız günler.

Ukrturk.net / F.Serkan BAG

 
Toplam blog
: 17
: 612
Kayıt tarihi
: 11.02.13
 
 

Dipnot Tablet'te yazar   Social media strategist   Türk Ukrayna Sanayiciler ve İş..