- Kategori
- Gündelik Yaşam
Moda'da bir akşam

alıntıdır
Cumartesi akşamı Moda’da bilmediğim bir evin kapısında buldum kendimi. Bilirsiniz ilk tanışmalar genelde cılız bir gerilim yaratır. Ama farklı insanlar tanımak her zaman güzeldir.
Bireysellikten çıkıp daha kalabalığa yönelmek istedik. Öyle ya ikimizin de ait olduğu bir çevre vardı ve bu artık ortak çevremiz olacaktı.
Moda’da başka bir hava var sanki. Her gidişimde beni çeken, kendini sebepsiz sevdiren bir huzur belki.
Az sonra kapıda bizi karşılayan çifte bayıldım. O kadar sıcak, candan ve sevgi dolu bir karşılama ki…
Beyler siyaset, film, güncel konu sohbetlerine geçeceğinden ben soluğu mutfakta evin hanımı Hale’nin yanında aldım.
Bir yandan hazırlık bir yandan sohbet derken birbirimizi uzun süredir tanırmış gibi hissettik. Kahveleri yaparken bir yandan da bana mutfağın olmazsa olmazlarını söylüyordu. Kahve makinesi, süzgeç, soyacak ve altlıklar.
Hepsini unutmadan almakta ayrı bir meziyet olsa gerek. Laf yine dönüp dolaşıp bunların listelenmesine geliyor. Anlaşılan eksikleri keşfetmenin başka yolu yok.
Ailesi İzmir’de yaşıyor. Kendisi burada eşiyle beraber. Bazen semt uzaklıklarını gözümde büyütürken ne kadar anlamsız davrandığımı anlıyorum.
Aşk, aile olmak böyle bir şey demek. Fedakarlık istediği gibi, bir süre sonra benimsediğin evin, semtin fedakarlık olmaktan çıkıp senden bir parça oluyor.
“Allah iyilerle karşılaştırsın” diyor Hale. Ne çok severim bu cümleyi.
Ve insan nasıl da bilinmeze doğru gider gerçekleştirirken seçimlerini.
Akşam bitiyor. Sohbet kitaplara, filmlere geliyor. Ve en sonunda Moda da denizin dibinde çay içerek sonlanıyor.
Giderken sarılıyorum Hale’ye ve aramasını söylüyorum her istediğinde, kendini yalnız hissettiğinde.
Sonra düşünüyorum da o çoktan son vermiş yalnızlığına kendi ailesini kurup, kendi düzenini devam ettirmekle.
İskeleye geliyoruz. Az sonra vapur son kez kalkacağının sinyalini verircesine bağırıyor.
Aklımda aynı cümle “Allah herkesi iyilerle karşılaştırsın” diyorum iç sesimle.