Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Modernizm yaklaşımında yaşam, bizim dışımızda ve hep var… geçici olan bizleriz ve daimi olan…

Modernizm yaklaşımında yaşam, bizim dışımızda ve hep var… geçici olan bizleriz ve daimi olan…
 

Diyalektik Materyalizm kavram itibariyle yeniçağ düşüncelerine önderlik etmeye devam ediyor.


Not: "Yaratcılık süreçlerinde farkındalık" konusunda hazırlamış olduğum programı www.kamca.org adresinde media playerdan (başka bir programa gerek olmadan) internet radyosu KamCa Radyoyu dinleyebilirsiniz...

Modernizmde, düşünsel yaşama etkileri itibariyle diyalektik, felsefe düşünceler arasında kadir kıymeti en çok sorgulanandır.

Bir döneme vurduğu damga nedeniyle diyalektik artık hatıralarda kalmaya mahkumdur. Marksist felsefenin yapı taşı olan diyalektik sonraları bir parti ve ideoloji seyrine çekilmiştir.

Akışın en doğal sonuçlarından mahrum kalmak için bundan daha iyi nedenler olamazdı. Diyalektik ve materyalizmin olmadığı bir felsefe düşünülemez. Sürecin tümünden bugüne gelindiğinde ise artık gerçekte felsefeler arasında bir ayrım kalmamıştır.

Günümüz, bütün düşünsel alanları içine alan yeni dünya ve yeni çağ felsefelerine dönüşme sürecindedir. Keskinlikler ve köşeler yerini yumuşaklığa birbirinin içine geçen çözümlere ulaşmıştır.

Bu bağlamda felsefi düşüncelerin yaşamımızdaki konsantre haline gelmiş hallerini anlamayabiliriz ama ortadaki çorbanın lezzetinde tümünün payı olduğu gerçeğini unutmamalıyız.

Diyalektik Materyalizm içindeki kavramlar itibariyle yeniçağ düşüncelerine önderlik etmeye ve içinde olmaya devam ediyor. Bunların en önemlisi olan karşıtların birliği "farkındalık" yaklaşımının bugün en çok ele aldığı felsefi konudur. Diyalektik Materyalizmin şanssızlığı, Marksist özellikle de Leninist söylemlerde zemin teşkil etmesi ve o söylemlerle aynı sanılmasındandır.

Bu, diyalektiğin o düşüncelerle özdeşleştirilmesi ve aynılaştırılmasına yol açmıştır. Kolaylıkla aynı kefeye koyma alışkanlığı olan bizler de bu düşüncelerin geçtiği her yerde, her platformda işi Diyalektik Materyalizme bağlamışız.

Gerçekten de belirtildiği gibi dönemine uygun tez, antitez, sentez aşamaları bu felsefi düşüncenin aşamalarını tanımlar ama karşıtların birliği yasasıyla da aslında tümünün tek ve bir olduğunu ve çatışmanın da ilerlemenin bir aracı olduğunu vaaz eder.

Bu günümüzün de düşünce ve farkındalık yapısına uygundur. Çatışmaları gelişmenin temeli olarak var saymak ve konunun hem içinde hem dışında olduğumuzun ayırdına vararak hem hem mantığını o sürece uygulamak durumundayız.

Her düşünce, daha ortaya atıldığı anda eskimiş olur. Bu nedenle de yeni çağ düşüncelerinin diyalektik materyalizmi aşması ve onu dönüştürmesi kaçınılmazdır. İşin ilginç yanı bunca yüklenilen diyalektik felsefi düşüncenin karşısına koyacak başka bir sistemli felsefe de bugüne kadar olamamış, yaşanamamıştır.

Felsefeyi "varoluş" geyiklerinin çerçevesinde, anlam çöplenmesi yapan grup, düşünce adamı ve sistemlerini saymazsak. Felsefe gereklilikleri okul ders programları içinde kalan topluma uzak bir şatoda yaşamaya devam etmektedir. Toplumsal ve bireysel sorunları çözmek ve üzerinde düşünmek isteyen her kişi bu şatonun yolunu tutmak, orada kendini ve düşüncelerini kabul ettirmek ve gerekli açılımları ve sihirli formülleri oradan almak zorundadır.

Günümüzde mutluluğu “Karşıtların birliği” kavramının dışında tek kutupluluk olarak alan ve “orta yolu bulmak, farklılıkları kabullenmek ve dünya üzerinde mümkün olduğu kadar insanı sevgi içinde var etme çabaları için giden bir yol olarak” tanımlayan bir yaklaşım biçimi temel düşünce yaklaşımı olarak ele alınabilmektedir. BUnu önemli bulmakla birlikte;

Bu yaklaşımı şu cümlelerle söylersek makul bulabilirim. "Orta yolunda var olduğunu bilmek, farklılıkların farkında olmak ama onları olduğu gibi kabullenmek, sevgiyi ilişkilerin tek yolu saymadan kabullenmek, bir insanı, olayı veya durumu sevme zorunluluğum olmadan bir arada yaşamayı göze almak.

Çatışmalardan kaçınmamak ama tek yol saymamak, evrenin özü olan yaratıcı gerilim ve çatışmayı gelişimin unsuru saymak ve yok olmak zorunda olan zayıflara ve zayıflıklara takılmamak."

Her şeyin içinde, her şey var.. bu nedenle onları iyi kötü, güzel, çirkin vb şeylere bölen düşünce sistematiğinin kolaylığından uzak durmak.

Sevgisizliğin içinde de sevgi varsa o zaman neden dünyayı sevgiyle sarmaya uğraşayım ki? Ben uğraşmadan da o bir şey ve şikayeti yok, üstelik mutlu. Onu o haliyle kabul hoşgörüsü gösteriyor, bir arada oluyor ve tüm oluşların her biçimini kapsıyor ve sarmalıyorum.

Ayrım gözetmiyorum, çünkü şer - hayır, güzel - çirkin, iyi - kötü bizlerce uydurulmuş şeyler.. gerçekte yok böyle bir şey.. Olanı izlemeye almak, gelişmelere göre davranmak ve anda olmak.. (Mükemmel insan tarifi) Bundan ne kadar bize düşer o da pek bilinemez.

Yaşam, bizim dışımızda ve hep var… geçici olan bizleriz ve daimi olan…

Sevgiler

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..