- Kategori
- Bilim
Modernizmin Gizli Yasaları (3)
Vladimir Kush, “Arrival of the Flower Ship”, 2001.
Modernizmin tüm faaliyetlerinde ortaya çıkan “gizli yasalar” vardır diye söze girmiştim serinin (1) ve (2) numaralı yazılarında. Anımsayalım… Modern toplumların eylem kodlarını programlayan bu gizli yasalar Toffler’a göre, birbirini tamamlayan altı temel bileşenden oluşmaktaydı Standartlaşma, uzmanlaşma, senkronizasyon, toplanma, büyüklük, merkezileşme. Ve modernizmin örtülü dinamiğini ortaya çıkarmak amacıyla ilk dördünü incelemiştik.
Bu yazıda da son ikisini, “büyüklük” ve “merkezileşme”yi ele alacağız.
“Büyüklük” ile vurgulanmak istenen; “büyük iyidir” paradigması, nicele yönelme, “büyük”e ait olma, “büyük” e sahip olma ve dolayısıyla “büyük” olma durumu.
“Merkezileşme” ise yaşamın tüm alanlarında egemen olan emir-komuta, hiyerarşi, yasaklar, sınırlar, cezalar çıktısını üretmekte. Tüm gizli yasaları birarada değerlendirdiğimizde karşımıza çıkan; “uzmanlaşmış standartlardan oluşan senkronize büyük toplulukların sosyal-kültürel-siyasal-ekonomik denetimle yaşaması”.
Bu tanımlar bağlamında modern zamanlarda ortaya çıkan çöküşleri şöyle fotoğraflayabiliriz:
Büyüklük sonucu; maddecilik, biçimsellik, yüzeysellik, tüketim tutkusu, savurganlık, duyarsızlık, doyumsuzluk, paylaşımsızlık, idealsizlik, stres.
Merkezileşme sonucu; olmayan hak ve özgürlükler, boyun eğme, bastırma, iç çatışmalar, hoşgörüsüzlük, öfke, şiddet, terör.
Bu kuramsal girişin ardından ilk olarak günümüzde yapısal bozulmalara ve kavramsal erozyonlara uğrayan aile, okul, fabrika, devlet, sermaye, iletişim ve yönetim gibi toplumsal örgütlenmenin temel kurumlarının modern koşullara göre kısa tanımlarını yapalım, ardından postmodern durumlarını değerlendirelim.
AİLE’nin modern durumu: Büyük kuruma aidiyet, büyük kazanç, büyüklere sahip olma: Büyük şehir, büyük şirket, ev-araba-eşya-giyside çokluk. Aile reisi olarak “erkek”. Çekirdekleşmiş ataerkil otoriter düzen.
AİLE’nin postmodern durumu: Değer ve anlam arayışları, kendini gerçekleştirme gereksinimi. Çoğulcu, eşitlikçi, katılımcı, paylaşımcı ve standart ötesi aile yapıları.
OKUL’un modern durumu: Bilginin miktarı ile eğitim kalitesi arasında doğru orantı: En büyük bilgiyi depolatan en büyük okul, en büyük bilgiyi depolayan en büyük öğrenci. Tüm eğitim kurumlarının planlamada ve denetlemede tek merkezde toplanması.
OKUL’un postmodern durumu: Bilgi kirliliği ve düşünce darboğazı sonucu yeni gereksinimler: Analitik düşünce, bilginin süreçlenmesi, bilginin uygulanması. Öğretim okulların tekelinde kalmamalı anlayışı. Şirketler, devlet daireleri, kâr amacı gütmeyen kuruluşların sorumluluğu; okulla işbirlikleri.
FABRİKA’nın modern durumu: Uzun dönemli planlar, büyük projeler, büyüme tutkusu. Büyük üretim, büyük dağıtım, büyük yatırım, büyük kâr. “Büyük=Verimli” anlayışı. Fabrikaların çekim bölgelerinde merkezileşmesi. Hiyerarşik yapılanma, dikey ve sivri örgüt yapıları, emir-komuta zinciri, holding merkezli kontrol.
FABRİKA’nın postmodern durumu: Büyük ve çeşitli üretim merkezlerinden, küçük fabrikalara dönüşüm. Kâr merkezlerine bölünerek küçülme, taşeronla çalışma. “Esnek=Verimli” anlayışı. Tüketicinin doğrudan kontrolü altında, tümüyle sipariş edilen nitelikte üretim. Merkezden uzaklaşma, dışa kayma.
DEVLET’in modern durumu: Büyüklük simgesi GSMH ve temsili hükümet. Tek hedef: Ekonomik gelişme. “Dev”i yönetmek için verilerin ve emirlerin tek elde toplanması: Merkezi hükümet. Sosyal-kültürel-siyasal-ekonomik denetim.
DEVLET’in postmodern durumu: Yeni ekonominin en önemli kaynağı olarak “bilgi”. Elektronik dünyada online devlet: Yurttaşların gereksinimlerini anında karşılayan, hak ve özgürlükler sunan, halk tarafından yönetilen.
SERMAYE’nin modern durumu: Ekonomik çap olarak üretilen “mal+hizmet”. Ekonomik çap büyüdükçe, gücün de büyümesi. Sermayenin merkezden planlanması, sermayeler arası ilişkilerin merkezileşmesi. IMF, Dünya Bankası vb.
SERMAYE’nin postmodern durumu: Büyümenin maliyeti: Enflasyon hızı, işsizlik oranı, gelir dağılımı, dış borçlar, krizler, çevresel-ekolojik etkiler. Ulusal ekonomilerden bölgesel ve yerel ekonomilere geçiş. Doğal ekonomik bölgeler: Coğrafi boyutlar sınırlı, ekonomik etkiler sınırsız.
İLETİŞİM’in modern durumu: Sistemin işlemesi için gerekli olan bilgiyi milyonlarca beyine pompalamak üzere standart mesajlar üretmek. Makro ölçekli ve standart formdaki “olgular”ın merkezi imaj fabrikasında üretilmesi.
İLETİŞİM’in postmodern durumu: Küçük fakat çeşitlilikte büyük mesajlar. Mesaj alış-verişinde büyüme. Yerelleşme, farklılaşma, birbirini daha çok tanıma gereksinimi, daha fazla mesaj. Elektronik haberleşmeyle gelen sınırsızlık.
YÖNETİM’in modern durumu: Verimlilik: Toplam performansın, çıktının miktarıyla ölçülmesi. Yukarıdan aşağı hiyerarşik örgütlenme. Yüksek ve sivri organizasyon.
YÖNETİM’in postmodern durumu: “Kalite” ile nitele yönelme. Küçülerek büyüme: Alan küçültüp, derinleşerek büyüme. Sürekli eğitim. Desantralizasyon: Basık, yalın, şebeke organizasyonlar. Liderlik, katılımcı yönetim, müşteri odaklılık.
Evet, üçlemenin bu son yazısıyla modern-postmodern dinamiğinin bütüncül değerlendirmesini tamamladık. Yaşamı algılayış, kavrayış ve organize olma biçimlerimizin kendi eski paradigmaları içinde değiştirilemeyeceğini biliyoruz. Yönetim gurusu Tom Peters, “Zaman çılgınlık zamanı ve bizlerin organizasyonlarla ilgili temel problemimiz çılgınlık eksiğimiz. Belki de kestirmeden, ellerimize baltalarımızı alıp mevcut organizasyon yapılarına dalmamız gerekiyor.” diyor.
Baltalamakla işimiz bitmiyor kuşkusuz. “İyi organizasyon-iyi yerleşke nasıl olmalı?” sorusu karşımıza çıkıyor. Bu soruyu da Lynch’in geliştirdiği bir argümanla yanıtlayalım:
“Bir kültürün sürekliliğini zenginleştiren ve o kültürün insanlarını ayakta tutan, zaman ve mekân arasında bir bağ olduğu duygusunu artıran, bireysel gelişime izin veren ya da bireysel gelişimi teşvik eden bir yerleşke, iyi bir yerleşkedir: Açıklık ve ilişki yoluyla süreklilik içinde gelişme…”
Bu nedenle, belki de, postmodernizm altında organize dünya hakkındaki normatif yapılarımızı yıkmak amacıyla sürekli olarak araştırmak, düşünmek, tasarlamak ve “iyi”yi kurmak gerekiyor…