Modernlik yaklaşımı içerisinde çöpe gitmesi gereken şehir efsaneleri!

O kadar çok sayıda söylenti ve efsane haline gelmiş konu var ki çevremizde sıralasanız ansiklopedilere sığmaz. Şehrin sokakları ve semtleri kıymetleri kendinden menkul efendiler, hazretler ve söylentilerle doluyor. Belirtilen her görüş uygun bir ortam ve yayılma zemini bulursa bir anda çevremizde yer alıveriyor. Kişilere, olaylara ve kavramlara olduklarının ötesinde anlamlar yükleniyor. Ben şehir efsaneleri ile kendimce yüzleşiyor ve onlara yaşam kütüphenemde yer vermemeye özen gösteriyorum.
Şehir efsaneleri...

1: Kitaplar iyi olsun kötü olsun saklanmalıdır.
Yanlış. Kötü bulduğunuz bir kitaba başka kötü bulduğunuz her şey gibi davranılmalıdır. Bir özelliği yoktur. Ben size, kitaplığınızı elden geçirerek kötü bulduğunuz, beğenmediğiniz bütün kitapları çekirdekçilere falan vermenizi öneririm.
2: Aydın ve modern insan her yerde her koşulda kitap okur. Bak! Avrupalılar fırsat bulduğu her yerde okuyor!
Yanlış. Hayata at gözlüğüyle bakmaya alıştırıldıklarından, güzellikleri fark edemediklerinden. Doğaya, doğa için çıkarım. Plaja, deniz için giderim. Onca güneşin altında kitap okumak sağlığıma dokunur. Ayrıca orada bulunup ta kafasını kaldırmadan bir şeye bakan insanları da biraz değişik bulurum. Bu benim düşüncem ama. Kısacası özel ayırdığım anlar hariç hiçbir yerde kitap okumam.
3: Tiyatro, sinema sanat eseridir sonuna kadar izlenmelidir! Beğenmezseniz bile tiyatro bir emektir alkışlamalısınız.
Yanlış. Beğenmediğiniz bir tiyatro oyununa beğenmediğiniz her hangi bir şey gibi davranın. Çıkın, izlemeyin, gitmeyin. Beğenmediğinizi belli edin ve ifade edin. Kısacası, orada yapılan da bir grup insanın bir araya gelerek yaptığı bir iştir.
Lokantaya gittiğinizde kenarında leke kalmış bir bardak ile servis ne ise kötü bir oyun, şarkı, sinema, resim de öyle bir şeydir. Tüketmeyi reddedin. İfade etme biçiminin seçimini de size bırakıyorum.
Örneğin bu yazıyı da beğenmemişseniz bunu da ifade edin. Tabiî ki, her konuda ifade şeklinizin sizi yansıtacağını unutmayın.
3: Kitap bilgi demektir, onsuz olmaz.
Yanlış. Ben yaklaşık 4 yıldır kitap okumuyorum. Birikimlerimi, felsefemi bir ifade diline dönüştürmem için çözülmüş hazır kalıplardan uzak durmam gerektiğine inanıyorum. Bugün bilgiyi derleme değil yaratma aşamasındayım. Birey olarak oluşturduğum duruşumu, değişik ifade yollarıyla toplumla paylaşmak ve deneyimlerimi yaygınlaştırmak istiyorum. Herkes, kabının dolduğuna inandığı döneme girince hazırdan gelen bilgilerden uzak durmalı ve içindeki kaynağa dönmelidir.
3: Televizyon aptal kutusudur. Seyredilmemelidir!
Yanlış. Televizyonun iyi seçilmiş programlarını seyretmek, bilgiyi ve iletişimi artırıcı önemli bir araçtır. Bu efsanenin, sinemacılar ve yayıncılar tarafından çıkarıldığına inanıyorum. Ben, düzenli olarak ve keyifle seçtiğim televizyon programlarını seyrediyorum. Özellikle son dönemde dizi ve filmlerde oluşan sinema dilini önemsiyor ve emeği geçen, güzel şey yapmaya, sunmaya aracı olan herkesi kutluyorum.
Yıkılması gereken şehir efsaneleri konusuna devam edeceğim. Sizler de bu tür efsaneler için görüşlerinizi belirtmelisiniz.
www.kamca.org

www.kamca.net