Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '06

 
Kategori
Mesleki Eğitim
 

Müfettişler rehber mi, öcü mü?

Müfettişler rehber mi, öcü mü?
 

Köy öğretmenlerinin müfettişlerden beklentileri

Türk Milli Eğitim Sistemimin birinci mihenk taşı öğretmen ise, ikincisi de kuşkusuz ilköğretim müfettişleridir. Öyleyse bu iki unsurun birbirleriyle ahenkli bir şekilde çalışması, eğitimin öğretimin gelişmesi açısından çok önemlidir. Peki uygulamada durum nasıldır? Öğretmen ve müfettişler birbirlerinin beklentilerini bilerek mi çalışıyor? Müfettişlerle öğretmenlerin ilişkileri konusunda Güneydoğu’da görev yapan birkaç öğretmene kulak verelim.

“Müfettişler bize yol göstersinler, rehber olsunlar. Sadece eksik ve olumsuz yanlarımızı bulmaya çalışmasınlar, biraz da yaptığımız güzellikleri görüp değerlendirsinler.” (2 yıllık köy öğretmeni)

“Maalesef müfettişler de muhtarlar gibi öğretmene değil, köy halkına itimat ediyor. Köylülere inandığı kadar öğretmene inanmıyor. Bizi köylüden soruyor, ona göre değerlendiriyor. Böylece köylü ile bizi karşı karşıya getiriyor. Bize güvensinler istiyoruz, güvensinler.” (4 yıllık köy öğretmeni, 30 yaşında)

“Müfettiş öğretmen üzerinde baskı unsuru olmamalı, kendisini ‘kötü adam’ konumuna koymamalıdır. ‘Bunları düzelt! Tamamla! Yap! Yoksa, stajyerliğin kalmaz ha! Gibi emirvari ve aşağılayıcı konuşmalardan ziyade, eksiklerimizi gidermede bize yardımcı olup, bizi motive etmelidir.” (2 yıllık öğretmen 24 yaşında)

“Müfettişler, teftiş sırasında çevre şartlarını hiç göz önüne almıyor. Okulda eğitim araçları yokken, deneyli fen dersi istemek, köyde su bulunmaz iken bahçede ağaç istemek, dil sorunu varken, onlardan güzel bir Türkçe beklemek yanlıştır. Beni değerlendirirken bunları dikkate almayan bir müfettiş, hayali teftiş yapmış olur.” (2 yıllık köy öğretmeni 22 yaşında)

“Kurs ve toplantılarda sevecen ve güler yüzlü olan müfettiş, neden teftiş sırasında tamamen değişip katılaşıyor? Neden otoriter, sert bir tutum takınıyor? Müfettiş neden köyde asık suratlı, hiyerarşik baskı sergileyen, yaptırım uygulayan bir öcü oluveriyor? Neden biz de her seferinde ezilip yıpranalım?”

(3 yıllık öğretmen 27 yaşında)

“Göreve yeni başladım, teftiş geçirmedim. Ancak, yeni başlayan bir öğretmen olarak mutlaka eksiklerim olacaktır. Müfettişlerden bana rehber olmalarını , eksiklerimi ortaya çıkarmalarını, bunları gidermek için neler yapmam gerektiğini açıklamalarını bekliyorum. Varsa yanlış ve hatalarımın hoş görülmesini istiyorum. Müfettiş kelimesi bana ürkütücü, korkulu bir öcü gibi gelmesin istiyorum. Müfettişin makamı öğretmenin dostu, sığınağı gerektiğinde rehberliğine ihtiyaç duyacağı bir makam olmalıdır.” (4 aylık öğretmen)

“Bazı müfettişler, bir eğitimci gibi davranıp eksiklerimizi bize tek tek göstererek bunların giderilme yollarını açıklarken, bazıları da durmadan hakaret edip gururumuzla oynuyorlar. Tüm umutlarımızı ve çalışma şevkimizi kırıyorlar, anlayış bekliyoruz.” (3 yıllık öğretmen, 25 yaşında)

Bu müfettişler Mars’tan mı geliyor, yoksa aydan mı bilmiyorum? Yerin çekim kuvveti ile ayınkini birazcık karıştırıyorlar bence. Hocanın biri arabadan iniyor, selam yok… “ad, soy ad! Planlar… Hıım, hımmm, hımmm’ tamam, işlenişleri biraz uzun tut! Yazıya dikkat! Çocuğum oku bakim!” En ön sıradaki çocuğu işaret ediyor, çocuk dil bilmediğinden şaşkın bir halde bakarak yanındaki ile fısıldaşıyor… “Hoca sen ne yaptın? Bunca zamandır ne verdin? Sayın müfettişim haklı olarak soruyor. Ben de mahcup bir şekilde boynumu büküyorum. Ve tabi cezayı da yiyorum. Sayın müfettişim, sınıfı kırıp geçiren bir diktatör gibi köpürüyor… Ben Çankaya’da görev yapmıyorum ki, dört dörtlük olsun. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Vallahi bunların sayesinde bu meslekten bir gün çekip gideceğim.” (4 yıllık öğretmen, evli, 28 yaşında)

BEKLENTİLER

Köy öğretmenlerinin ilköğretim müfettişlerinden beklentileri özetle aşağıya çıkarılmıştır:

Müfettişler köy okullarına her zaman teftiş amacıyla geliyorlar, rehberlik amacıyla gelmelerini bekliyoruz.

Müfettiş öğretmen ilişkisinden ziyade, köy okullarının teftişinde öğretmen öğrenci ilişkisi kuruluyor, bundan dolayı öğretmenlerin özgüveni kayboluyor.

Müfettiş öğretmene umut vermeli, daha ilk günden öğretmeni görevinden soğutacak davranışlara girmemeli…

Köyde çalışan öğretmenlere müfettişler daha fazla ilgi göstermeli, onların sıkıntılarına, zorluklarına, korkularına bir de müfettiş korkusu eklenmemelidir.

Müfettişlerden güler yüz ve motive edici güzel sözler bekliyorum.
Müfettişlerden hiçbir şekilde yararlanamadığımı düşünüyorum. Beklentim; yöreye hitap eden eğitim öğretim teknikleri hakkında yeni metotlar geliştirerek bu konuda bizlere yardımcı olmalarıdır.

İlköğretim müfettişlerinin panaroma gözetleyicilikten kurtulması gerekiyor.

Eksikleri tespitleyicilikten arınmalıdır. Trafik polisi gibi, “Hani şeyin? Şeyini göster’” şeklinde değil de, “bunu şöyle yapsak” şeklindeki söylemleri daha doğru olmaz mı?
Öğretmenin köyde ne gibi zorluklarla boğuştuğuna dikkat etmeyen, her şeyde bahane arayan adeta, “öğretmenim bu sınıf neden eğri?” mantığı ile hareket eden müfettişten ne beklenir? Ayakları yere basan ‘müfettiş ağabeyler’ istiyorum.
İlköğretim müfettişlerinden çok fazla beklentim var; köy öğretmenlerinden şehirdeki müstakil sınıfları bulunan öğretmenlerle aynı şeyleri bekliyorlar. Teftişte bizleri sürekli görevini ihmal eden, vazife başında durmayan kişiler olarak görüyorlar, köy öğretmenlerine karşı bu kadar katı tutumlarının nedenlerini anlamıyorum.

Öğretmenlerin bu konudaki beklentileri uzayıp gidiyor. Gelecek yazımda da İlköğretim müfettişlerinin köy öğretmenlerinden beklentilerini aktaracağım. Esen kalın.

 
Toplam blog
: 107
: 1402
Kayıt tarihi
: 01.11.06
 
 

1970 yılında Siverek'te doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Tarsus'ta tamamladım. İstanbul Üniversitesi ..