Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '12

 
Kategori
Sinema
 

Muhafazakârların acımasızı: ‘Demir Leydi’…

Muhafazakârların acımasızı: ‘Demir Leydi’…
 

EMPERYALİZMİN DESTEĞİYLE İLERLEYEN BİR KADININ ÖYKÜSÜ!


‘Asla sürüye uyma, kendi yolunu çiz’! Bu söz; İngiltere tarihine ‘İlk kadın Başbakan’ sıfatıyla geçen, emperyalizmin katı uygulayıcısı olarak işçi kesiminin ve dar gelirlilerin nefrete varan tepkisini çeken, İrlanda başta olmak üzere tüm sorunlara sırtını dönen, Falkland Adaları’nı ve Reagan’la dostluğunun prestijini alabildiğine kullanıp dünya siyasetini yönlendirmeye kalkan, Türkiye’de de Tansu Çiller’in başbakanlığına model teşkil eden Margaret Thatcher’a DEMİR LEYDİ olma yolunda baba nasihati.

Markette fiyat kontrolü yapıp süt alan, kasada kenara itilişine tepki vermeyen ve hesabı ödeyip sallanarak evinin yolunu tutan yaşlı kadın Thatcher görüntüleriyle başlayan DEMİR LEYDİ (The Iron Lady), geçmişle bugün arasında mekik dokuyan bir biyografi.

Metodist Kiliselerinde vaazlar veren aynı zamanda Belediye Başkanı olan babasından ilk siyasi bilgileri edinen Oxford mezunu Margaret Hilda Roberts, ‘Yanlış bir şey varsa oturup şikâyet etmek yerine üstüne gitmek gerek’ diyerek Parlamento’ya girme işine soyunur. Ancak erkeklerin ve zenginlikleriyle koltukları kapanların dünyasındaki ilk atağı yenilgiyle sonuçlanır. Muhafazakâr Parti’nin en genç adayı Margaret için siyasetteki asıl fırsat, zengin işadamı Denis Thatcher’ın evlilik teklifidir. Bekâr bakkal kızı olarak giremediği Parlamento’ya zengin bir iş adamının karısı olarak girer. İşçi partisine karşı savaş açan Bayan Thatcher’ın varlığını ekonomik kriz içindeki İngiltere’nin imaj düzeltme şansı olarak görenler onun ‘kadın’ oluşunun avantajını da kullanarak işe koyulur. Bu koordine çalışma DEMİR LEYDİ’nin doğuşuna ve 11 yıllık başına buyruk Başbakanlık sürecine sebep oldu.

‘Eskiden önemli olan iyi bir şeyler yapmaktı, şimdiyse önemli biri olmak’diyerek, siyasette önemli işler yaptığını vurgulayan ‘neoliberal’ akımın yılmaz savunucusu ve acımasız uygulayıcısı Thatcher’ın yaşamını beyazperdeye taşıyan DEMİR LEYDİ, yumuşak ve fazlasıyla övgülü bir senaryoya sahip! Meryl Streep’in oyunculuğuyla ve İngiltere’nin klasik dokusunu mekân almasıyla daha başarılı hale gelen filmde, halüsinasyonlarla dönülen geçmişte ufak tefek günah çıkarmalarına yer verilse de, Thatcher’in gerçekleri tam olarak yansıtılmamış.

Arkasında koca ve para desteği olmasa Başbakanlık koltuğunu rüyasında bile göremeyeceği kesin olan DEMİR LEYDİ’nin‘Suç suçtur, siyaset değil’ umursamazlığıyla IRA ve İrlanda Ulusal Özgürlük Ordusu mahkûmlarını ölüme yollayışından; madencileri, acımasız ve sinsi taktiklerle bir yıl boyunca süründürüp sonra da özelleştirme formülüyle kapı dışarı etmesinden ya da NATO müttefiklerinin protestolarına aldırmadan ABD’nin İngiltere üslerinden Libya’yı bombalamasına göz yumuşundan bahsedilmemiş. Dolaylı vergiler ve yükseltilen KDV oranıyla, kendisine oy verenleri yoksullaştırışı, ekonomiyi aldığı rakamın gerisine düşürüp ‘savaş çığlıkları’ atarak ve askerlerinin hayatını hiçe sayarak saldırdığı Falkland sayesinde sonunu geciktirişi kısa başlıklardan ibaret kalmış.

Yaşlı ve hasta Thatcher’ın kocasının hayaliyle sohbetleri çerçevesinde gelişen biyografik çalışmada en büyük başarı, yönetmen Phyllida Lloyd ve aslına tıpatıp benzetilen Meryl Streep’te! Bu ikili ve başarılı yan oyunculuklar sayesinde, bizi İngiliz siyasetinin içine çeken DEMİR LEYDİ, yaşanmış gerçekleri unutturarak bıkmadan seyredilebilecek bir yapım olarak karşımıza çıkmakta… Sürüye uymayan ama sürüyü kendi gelişimi için kullanan ABD destekli bir kadının öyküsü… Tıpkı öykülediği karakter gibi, emperyalizmin her türlü olumsuzluğu hoş gösterme taktiklerinin bir ürünü adeta! Görünenin altında yatanları ve sallantıdaki ekonomisine rağmen dünyayı parmağında oynatmayı başaran İngiliz siyasetinin muhafazakâr gerçeklerini unutmadan izlenmeli.

Anibal Güleroğluhttp://www.sinematur.com

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..