- Kategori
- Güncel
Muharrem’in ölümü...

Yaklaşık bir hafta önce, Van’ın Gürpınar ilçesi, Yalınca köyü, Çeli mezrasında yaşanan bir olay, duyanları hayrete düşürdü.
Medyaya yansıdığı kadarıyla olay şöyle: Mezrada yaşayan Taş ailesi mensubu 3 yaşındaki Muharrem “soğuk algınlığı” nedeniyle hastalanıyor.
Aksilik ya bu, mezrayı köye bağlayan yol aylardır kapalı. Gerektiğinde yardım almak için tek çare GSM cihazı (yani cep telefonu) kullanmak!
Baba Abdulvahap’da bunu yapıyor. Mezrada, cep telefonun net sinyal aldığı yüksek bir yere çıkıyor, oradan jandarma karakolunu arıyor.
Hasta oğlunu ilçeye ulaştırmak üzere yardım istiyor. Karakol görevlisi ise, mezrada sağlık yardımı bekleyen hasta olduğunu, anında 112 Acil’e bildiriyor.
Yardım çağrısı alan 112 Acil, bilginin doğruluğunu teyit etmek için verilen numarayı (yani baba Abdulvahap’ı) arıyor, ancak ulaşılamıyor.
Çağrı merkezi “yanıltıcı ihbar” düşüncesiyle yardım talebini dikkate almıyor. Bu arada aynı gün sabaha karşı Muharrem, yardım beklerken vefat ediyor.
Cenazesi, defin işlemleri için sırtta taşınarak, 17 km mesafedeki Yalınca köyüne, oradan da araçla Van’a götürülüyor.
İşlemler esnasında otopsisi yapılıyor ve Muharrem’in ölüm nedeni “zatürre” olarak rapora yansıyor!
Olup, bitenler medyaya yansıdıktan sonra, başta ilin yetkilileri olmak üzere; Van’dan Ankara’ya kadar, herkes “ah-vah” ederek, hayıflanıyor...
Bir yandan ilin valisi, diğer yandan sağlık bakanı, Muharrem’in ölümü için mazeret bulmaya çabalıyorlar...
Ancak durum ortada olduğu için; kala, kala ellerinde “yanıltıcı ihbar” ve “bilginin teyit edilememesi” mazeretleri kalıyor.
Bunlar doğru olsa bile, 112 Acil’e “mezrada hasta var, yardım bekleniyor” diyen jandarmanın bilgileri neden hesaba alınmadı?
Ya da orada görev ifa eden personel (özellikle 112 Acil çalışanları), o mezrada GSM iletişiminin sağlıklı olmadığını bilmezler mi?
İhtimal o ki, yurdun ücra köşelerinde sıklıkla görüldüğü üzere, bu olayda da “keyfi bir ihmal” ve “hizmette kusur” olsun!
Zaten amca Abdurrahman’ın bu konuda TV kanallarında yayımlanan konuşmasında da benzer serzeniş ve yakınmalar var.
Kim, ne derse desin, bu olay; ülkemizde kamu hizmeti anlayışının, insana biçtiği değerin acı örneklerinden biridir!
Bu saatten sonra ne yaparsak, yapalım, artık Muharrem geri gelmeyecek, bunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Kendisine Allah’tan rahmet, acılı ailesine sabır ve baş sağlığı dilemekten öte elimizden gelen bir şey yok!
Ne yazık ki, geride kalan bizler için hala hayat devam ediyor. Olanlara bakılırsa, Muharrem’in başına gelenler, kolaylıkla, hepimizin başına gelebilir,
Asıl korkutan da budur!