Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '11

 
Kategori
Anılar
 

Mümkün müdür hala?

Mümkün müdür hala?
 

Ulaşmak isteyip de ulaşamamak... O saflığı, o güzelliği yakalayamamak.


Hepimiz, farklı hayatları, farklı yerlerde, farklı zamanlarda yaşıyoruz… Farklı olmayan ve değişmeyen tek şeyse özlemlerimiz. Özlem olmayınca, hayatın tadında değişik bir aroma oluşur. Kimine göre ekşi, kimine göre buruk, kimine göre acı, kimine göreyse tatlıdır ama yeri hep bellidir. Vücudumucun sol üst köşesinde sızıyla ortaya çıkar. Beyne doğru yolculuk eder ve nihayetinde tüm benliğimizi ele geçirir. 

Benim özlemim, eski günlere… hem de çoook olanından. Çocukluğum… tuhaf bir hastalık gibi giriveriyor bu aralar aklıma. Sürekli bir hissetme hali… Sonra derin bir sancı, şiddetli kıvranmalar... sonuç : hiçbirşey. Evet… hiçbirşey yapmak istemiyorum. Masamdaki evraklara, dolaptaki dosyalara bakıyorum ve gözümde büyüyorlar…. Evime geldiğimdeyse kısa bir süre sonra gözlerim ağırlaşıyor, oturduğum yerde uyumak istiyorum ama sadece istemekte kalıyor. Uyuyamıyorum… Çocukluğum düşüveriyor aklıma sonrasında, gülümsüyorum. Garip bir haz alıyorum düşünürken ve beni deli sanacaklar diye korkup tebessümümü yok ediyorum dudak kıvrımlarımdan hemen 

Ulaşmak isteyip de ulaşamamak… O saflığı, o güzelliği yakalayamamak… Birşeyleri ya da birilerini para için, çıkar için değil de sadece sana güven verdiği için sevmek… yürekten sevmek… 

Şimdi özlemini çektiğim o günlerde, çok da çabuk geçiyordu zaman. Annem, anneannemin bahçesinden eve sokmak için demediği kelimeyi bırakmazdı bana. Ne mümkün… “ Beş dakika daha ne oluurrr” deyişim kulaklarımda şu an. Ve yokuş aşağı koşarken düşüp yaraladığım dizimin acısı yüreğimde, ağlaya ağlaya eve varışımdaki gözyaşlarım yanaklarımda. Hiçbirşeyin her şey olacağını ve her şeyin hiçbirşey olabileceğini düşünmeden, koşup oynamak; seksekte mızıkçılık yapmak, misketlerin en yeşilini kapmak, arabaları yarıştırırken en hızlısı olmak, salıncakta uzun süreli sallanmak, körebe olduğumda hemen ebelemek, sıralı ikilerde takılıp düşmek, lastik oyununda bir bacak boyu yapmak, gazoz kapağı oyunu oynamak, mutfak camından elimde bir tüp çokokremle sokağı seyretmek, zillere basıp kaçmak, “benim babam senin babanı döver” demek… Mümkün müdür hala? 

Varsın mümkün olmasın. Ben bu masalı seviyorum. Bir varmışşşş… Bir yokmuşşşş…. 

:) 

 

funda 

 
Toplam blog
: 11
: 460
Kayıt tarihi
: 29.05.11
 
 

İ.T.Ü. Lisans eğitimli, halen çalışmakta olan biriyim. Okumayı ve okutmayı seviyorum:) Hayatı yaş..