Münih' ten Kafkaslar' a

Kırk beşincisi düzenlenen Münih Konferansı, Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan Devletleri’nin münasebetleri bakımından istikbalde ki diplomasi tarihine müspet bir teşebbüs olarak intikal edeceğe benziyor.

Söz konusu konferansta Dış İşleri Bakanı Ali Babacan’ın mevkiidaşı Edward Nalbantyan ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile bulunduğu birebir diplomatik temaslar kanaatlerimize teyit edici bir nitelik kazandırmakta.

Maalesef ülkemizde cereyan eden “Ermenilerden Özür Dileme Tartışmaları” söz konusu münasebetleri geçici bir şekilde akamete uğratsa da anlaşılan iki tarafın diplomasi yetkililerinin tartışmaların getirdiği olumsuz havaya serinkanlı bir şekilde yaklaşması ve mukavemet göstermeleri bu tehlikeyi bertaraf etmişe benziyor.

Münih Konferansı, bu bakımdan “Özür Tartışmaları”yla komaya giren Türk-Ermeni ve Azeri-Ermeni Münasebetlerine adeta bir can suyu vazifesi ifa edecektir.

Bu konferansa söz konusu münasebetlere müspet havayı yayması inisiyatifini veren de hiç şüphe yok ki Türkiye’nin gittikçe bölgesinde ve dünyada önemli bir aktör olarak ortaya çıktığı gerçeğidir.

Maç Diplomasisi’nden bu yana endişesiz bir şekilde ilerleyen münasebetlerimizin “Özür Tartışmaları”yla kesintiye uğramasından sonra Münih’te inşa edilecek barış köprüsü ilgili ülkeleri tekrar birbirine bağlayacaktır.