Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '15

 
Kategori
Güncel
 

Murat Belge: 40 yıllık hatalar silsilesi

Murat Belge: 40 yıllık hatalar silsilesi
 

google


Açın bakın, eski dizi Birikim dergsinin Mart 1975 sayısındaki Murat Belge metnini okuyun. Dakka bir, gol bir. ‘Hatalı sürersem, aramayın, 40 yıl böyle, sağlı sollu, şerit ihlaliynen gidecem’ diye yazmış baştan.

Açın bakın, Şubat 2015 Murat Belge söyleşisini okuyun, minval aynı:

http://www.taraf.com.tr/yazarlar/chpyi-onermisim/

Sürekli bir elif-mertek karıştırması örnekleri silsilesi...

Ana başlıklara bakacağız:

“Mülâkatta, CHP’yi eleştiren (önemli olduğunu düşündüğüm) birçok söz var. “CHP’nin, AKP’ye muhalefet etmek dışında bir vizyonu yok” diyorum.”

Yahu, keşke CHP onu 13 yıldır azcıkın da olsa, yapabilmiş olsa. Onu yaptığı için değil, onu yapmadığı için buralardayız.

Haa, bir muhalefet partisinin doğru dürüst muhalefet yapmak dışında da misyonları olabilir. Onalrı kendi koyar ve eyler, ayrı konu. Biz, partiler kendi işlerini yapsınlar ona çıktan razıyız bilader.

“Kemalist solculuk yok olmaya yüz tutmuş bir ideoloji.”

Kemalist solculuk olmadı. Kemalist darbecilik oldu. Jakoben solculuk oldu. Jakoben Kemalizm oldu ki zaten Kemalizm tanımı gereği Jakoben idi.

“Jakobenizm, ideolojisini genel kitle ideolojisinden daha yeğ gören ve dikte yolu ile bu ideolojiyi kabullendirmeyi amaçlayan politik akım. Kelime anlamı itibarıyla, ‘keskin devrimci’ anlamına gelir.”

http://tr.wikipedia.org/wiki/Jakobenizm

Hani, Sezer türü, sivil darbeci, militan demokrasiciler gibi yani.

http://www.kitapyurdu.com/kitap/militan-demokrasi-irtica-ve-boluculuge-karsi/24469.html

O yolun, MİT başkanının bile sivil darbe yapması yolunu açtığını göremediler örneğin.

Bu konudan çıkış:

1971’de Türk marksistlerinin önemli bir bölümü, (12 Mart değil de) 9 Mart darbecilerini olumlamıştır ama Belge’nin bu konuya ilgili tam olarak ne düşündüğünü bilemiyoruz.

Dememiz o ki Belge’nin kendisi de, sivil darbeci jakobenizm pozisyonunda kalmıştır. En azından Taraf gazetesi rotası boyunca.

Ara şerh: Bu saptama, buradaki konu haricindeydi, ek babında.

“Türkiye’de gerçek anlamda sol bir örgütlenme olmamasının baş sorumlusunun CHP olduğunu söylüyorum…”

Oha yani...

Herhangi bir ülkede gerçek anlamda bir sol örgütlenme olmasının baş sorumlusu, sosyal demekratlar değil de, onun daha solundakilerdir. Uç marksistleri hariç tutalım bari de, olay netleşsin iyici. Belge’nin öyle olduğunu söylediği sosyalistleri kastediyoruz yani.

CHP hiçbir zaman sosyalist, orta-sol veya sosyal demokrat olmadı ama Belge, buna ne zaman aydı acaba?... Aydı mı acaba?...

“Öyle görünüyor ki CHP ile yan yana duracağız.” “Yan yana durmak”, arada bir “kimyasal” alışverişin olmadığı bir durumdur. “Yan yana” getiren de, tarihî- siyasî konjonktür, bu konjonktürde AKP’nin, daha doğrusu Tayyip Erdoğan’ın üstlendiği roldür. Sosyalistler, sanırım her türlüsü, Erdoğan’ın ve AKP’nin karşısında yer alıyor.”

Of of of... Kaç yanlış birarada acaba?

Ateşle barut isen, yanyana kimyasız kimyasız birarada duramazsın. Tabii bir kimyan varsa.

Frijid değilsen, ideolojik olarak da kardeş kardeş yan yana duramazsın.

Sosyalistlerin her türlüsü AKP’nin karşısında yer almadı, almıyor, almayacak. Başta Belge’nin kendisi. 7-8 yıl filan, gayet kardeş kardeş AKP’nin paralelinde yer aldı.

Sosyalizm-AKP çatışması ideoloji çatışmasıdır. Çakma parti veya kişi kültü çatışması değil.

7’yi bulduk sanırım.

“Şu konjonktürde kendi aramızda itişmeye gerek yok.”

Sonun başlangıcında, imha savaşında, topyekun savaşta, dost ateşi, düşman ateşini bastırır. Çünkü ricat ve hurç harekatları yoğunluk kazanır. Bakınız Tayyip-Fethullah dost ateşlerine: Yaktılar birbirlerini resmen yahu...

Belge CHP için şunu söylüyor:

“Şu günlerde Süleyman Şah harikaları yaratıyorlar.”

Bir kez daha oha yahu. Bu ne be?

Seyyar türbe olayına Belge’nin yorumu bu mu?: CHP kabahatlidir. AKP bu olayda, savaş suçu, uluslararası hukuk tacizi, savaş başlatması, dosta ihanet, iki terörist grupla pasif işbirliği, şu bu, onlarca halt yedi. Belge’de tık yok.

“Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumu  Demirtaş’a vermiştim. En doğru düzgün konuşan adaydı, güven de veriyordu.”

Evet, Belge bunamış.

Demirtaş ümmilerin ağzıyla konuştu, onlara hitap etti çünkü, 68’liler de bunu halk ağzı diye gargarasız yuttu. Demirtaş, Türkçe’nin canına okudu: Bilginin ve zekanın canına okudu tüm diskurlarında. Sonra da kalktı, Tayyip’i ayakta alkışladı, üstüne tüy dikmek için. Belge de, tüm bunları demokrasi haltı diye yedi yuttu anlaşılan.

“Demokratik değerlerin arkasında ‘biz kaç kişiyiz’” sorusu bana daha önemli görünüyor.”

E sen Belge, 7-8 yıl AKP’ye çanak tutarkene, demokrasiye karşı olmadın mi yani? Tayyip gibilerini tanıyamayacak denli saf dil misin, yoksa çıkarın mı vardı?

“...bu konjonktürde en fazla demokratik potansiyel orada ve bunun zenginleşmesinin imkânları da var."

Sayenizde Belge Efendi, şu an hiçbir yerde demokratik potansiyel de yok, demokratik aktuel de: Sayenizde savaş var, iç savaş var, engizisyon var, faşizm var. Senin gibi enteljejensiyalar bir de. Önce satılıp, sonra vazgeçenler yani... Çark edecekler, ettiler, ediyorlar yani...

La Fontaine’de neden yarasayı tabuta çivilemişler, bir kez daha oku Belge Efendi...

Artık, ‘Mezarlarınıza Tüküreceğim’in de ötesine geçmişsin sen...

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..