Müslüman Dindar Olamaz.

                                        Müslüman Din dar Olmaz !!!

                     Evet yukarıda ki başlıkta denildiği  üzere Müslüman dindar olmaz olamaz. Zira İslam dinini diğer dinler gibi algılamak ve bu anlayış içerisinde değerlendirip görüş sahibi olmak İslam’a ve Müslümanlığa hakaret niteliğinde bir tavır olacaktır!

                   Neden böyle bir görüş söz konusudur diye düşünen değerli arkadaş ve okuyucularımıza detaylı ve objektif bir bakış acısıyla açıklamaya çalışalım.

                   İlk olarak şunu belirtmekte çok fayda var değerli arkadaşlar; Rabbimiz ALLAH Azze ve Celle katında ki yegâne din olan İslam Rabbimizin deyimiyle;

                  Bismillah ; Allah katında din İslam´dır/barış ve esenlik için Allah´a teslim olmaktır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık/doymazlık/azgınlık/denge noktasından sapma/yalancılık/zulüm/kibir/zinakârlık yüzünden ihtilafa düştü. Kim Allah´ın ayetlerine nankörlük ederse, Allah, hesabı çabucak görecektir. (Âl-i İmrân 3:19)

                  Buyurulduğu üzere dinimizin tek kaynağı olan kitabımız Kuran'ı tam ve eksiksiz OKUMADAN ve UYGULAMA safhasına geçirmeden Müslüman bir şahsiyet ve kişilik asla oluşmaz oluşamaz. Zira Rabbimiz bize adeta bir emir olarak Okumamızı bildirmektedir şöyle ki                       

                 Bismillah; İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için.(Bakara 2:2)

                Fakat günümüzün Müslümanı maalesef  raflarda terkedilmiş halde bırakmış bir durumda,ancak ya mezar başlarında ya da  yakın akraba veya başka bir kimsenin dünyasını değiştirdiğinde (öldüğünde) Kuran'a başvurulur !!! Bu mantıksız  ve tabiri caizse büyük bir aptallık göstrgesi olan bu tür durumlarda ki bu konuda  da  Rabbimiz şöyle buyurmakta;

                   Bismillah; Diri olanı uyarsın ve inkârcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir  (Yasin- 36/70) bu muhteşem yaşam rehberi olan kitabı !

                   Bununla birlikte Kitabımız olan Kuran'ı tozlu raflarda ,kütüphanenin bir köşesinde veya çok güzel bir şekilde muhafaza edilip sarıp sarmalanmış öpüp başımızın üstüne koyup ! abdestsiz dokunulamaz! sağ el ile almak belden aşağı tutulmaz ...vs. gibi hürmet ve tanzim göstermek dalkavukluktan başka hiç bir şey değildir !!!  Aziz ve Celil Rabbimiz işte bu konuda şöyle buyurmakta;

                  Bismillah; Resul de şöyle der: "EyRabbim, benim toplumum, bu Kur´an´ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."(Furkân 25:30)

                 Müslüman şahsiyetinde bulunan kimse kişilik,karakter,huy,ahlak tavır davranış ve ticari, sosyal ve ailevi yaşantısı süresince her daim en başta Kuranın ve onun öğreticisi ve rehberi olan peygamberini kriter kabul edip yaşantısını sürdürmekle mükellef ve mesuldür. Zira yukarıda saymış olduğumuz tüm sıfatlar Müslümanın kitabı olan Kuran da hepsi mevcut detaylı bir şekilde açıklanmıştır.Şunu da burada belirtmekte fayda görüyoruz ki İslam; diğer dinlerde olduğu gibi dört duvara sığmayacak kadar evrensel ve aynı zamanda hayatın her karesinde,nefes alıp verdiğimiz süre içerisinde kendi mevcudiyetini  tüm ayrıntılarıyla  gösterebilmektedir.

                 İste bu sıfat ve meziyetlerin hepsini topyekun yerine getirip hayatına uygulayan kimseye MÜSLÜMAN denir;DİN DAR denemez !!!

                 Hz.Aişe ye sahabeler kendisine;Hz.Peygamberin ahlakını sordukları zaman cevap olarak : SİZ HİÇ KURAN OKUMUYORMUSUNUZ ! onun ahlakıda o dur.buyumuştur., devlet başkanlığı yapan , yemek yiyen, ticaret yapan, cihad eden ,evlenip çocuk yetiştiren, spor yapan,hasılı tüm hayatı boyunca yürüyen Kuran olan Hz.Muhammed A.S.ın ümmeti olarak bizlelrinde ona yakışır tarzda model olmamız ümit ve gayesiyle....   

                   Son olarak ,Kitabımız kuran da

                 Bismillah; Allah´a çağırıp/yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım/ Allah´a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?!(Fussilet 41:33)

                                                                            En derin Saygı ve Sevgilerimle.

                                                                                    Şakir Şükrü Kadıoğlu