Mustafa Balbay'a Daktilo Yok, Hizbullah’a İnternet Var!...

Karşılaştırma, düşünceyi geliştirme yollarından biridir. Bu da, biliyoruz ki, “benzerlik” ya da “zıtlık” üzerine kurulur. Amaç, anlatılanı daha etkili, anlaşılır kılmaktır.

“Etkili, anlaşır kılma”yı örneklendiren bir haber, bugünkü Milliyet’in başlığında var:

“Hizbullahçılara hapiste internet”

Önder Yılmaz’ın “karşılaştırma”ya örnek haberi, deyiş yerindeyse, insanı derinden yaralayacak türden.

Nasıl mı, niye mi?

Birkaç gündür, CMK’nin 102. maddesi gereğince tutuksuz yargılanmak için salıverilenlerle tutuklu yargılananların durumu, duyarlı insanları yaraladı. Bu yaralamanın nedeni de, tutuksuz yargılanacakların "niye dışarıda", tutuklu yargılanacaklarının “niye içeride" olduklarıdır.

Ayrıca, içeride kalındığı sürede hangi olanaktan kimlerin yararlandığı, yararlanamadığı...

Haberde “Tahliye edilen Hizbullahçılara cezaevinde internet odası tahsis edildiği ortaya çıktığı"nı belirtiliyor. Haberin dayanağı da TBMM Cezaevlerini İnceleme Alt Komisyonu’nun raporu.

Komisyonun üyesi CHP'li üyesi Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, inceleme yaptıkları cezaevleriyle ilgili bir karşılaştırma yapıyor:

"Biz şimdiye kadar yaklaşık 30 cezaevine gittik, hiçbirinde internet taleplerine olumlu yanıt verilmemişti. Böyle bir uygulama görmedik. Hatta Silivri Cezaevi'nde gazeteci Mustafa Balbay ve diğer aydınlarla görüşmemizde bize, bilgisayar ve internet hatta daktilo verilmediğinden yakınmışlardı”

Mustafa Balbay, "Silivri Toplama Kampı ZULÜMHANE" adlı kitabını niye elle yazdığını anlatırken şunları söylüyordu:

“Nazım Hikmet’e 1940‘larda o dönemim en ileri yazma olanağı olarak daktilo verilmiş.

Bize verilmedi.

Gerekçe şu:

Hapishanede bilgisayar odası var.

Bu olanak bir önceden dilekçe vererek ve oda uygunsa size sağlanıyor. Uygunluğun ölçüsü şu: Aynı odada bir başka Ergenekon sanığı bulunamaz. Oda mesai saatlerinde, 9.30-12.00, 13.30-16.30 arası açık."

*****
Fazla söze gerek yok.

Karşılaştırma her şeyi anlatıyor.

Balbay’a daktilo bile verilmiyor, ama öte yanda başkalarına internet hizmete sunuluyor.

Olanları, olacakları bu karşılaştırma çok güzel anlatmıyor mu?

&

Adalet Bakanlığı'nın açıklaması:

cumhuriyet.com.tr/

08 Ocak 2011 tarihli Milliyet'teki başlık: Cezaevinde görüntülü sobet