Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '11

 
Kategori
Basketbol
 

Müthiş Maç ve Kupa Galatasaray’ın

Müthiş Maç ve Kupa Galatasaray’ın
 

Cumhurbaşkanlığı Kupası Galatasaray'ın


27. Cumhurbaşkanlığı Kupası finali 12 Ekim Çarşamba günü Kayseri Kadir Kongre Merkezi’nde oynanan Galatasaray-Fenerbahçe Ülker karşılaşması sonucunda belli oldu. İki uzatmaya giden maç sonunda gülen taraf 103-97 ile Galatasaray oldu.

Maçın Özeti

Maça Galatasaray ideal beşiyle başlarken, Fenerbahçe Ülker Ukic’in sakatlığında Jerrels ile başladı. Maç başabaş başlarken Galatasaray biraz daha ağırlığını koydu ve ikinci çeyreğin ortasına doğru farkı on sayıya kadar çıkardı. Bu bölümde geçen Aralık’ta olduğu gibi Spahija’ya teknik faul çalındı ve Fenerbahçe Ülker maçtan kopma noktasına geldi.

Maçı Galatasaray domine ederken arka arkaya hücum fauller geldi ve Oktay Mahmuti’ye de bir teknik faul çalınarak maç tekrar aynı seviyeye getirildi. İlk yarıyı 39-38 FB Ülker önde geçti. Galatasaray ikinci yarıda geçen senekine benzer bir şekilde oynayarak maçın içinde kaldı. Lakovic-Songaila uzun süre kenarda otururken Caner-Shumpert ikilisi yerlerine oyunda yer aldı. FB Ülker maçın son bölümüne 72-65 önde girerek maçı koparmaya yaklaşırken Oktay Mahmuti mola sonrası alan savunmasına geçti ve bu FB Ülker’i şaşırttı. Oyunun hücum alanında ise büyük maçların adamları Andric-Shumpert skoru dengeye getirdiler. Maçın sonunda Gordon’ın kaçırdığı atış sonrası Emir Preldzic’in bence açık bir şekilde hücum faul olan pozisyonuna karar çıkmadı ve maç uzadı.

İlk uzatmada oyun biraz tersine döndü; uzatma bölümünün sonunda Galatasaray topa sahipken Gordon anlayamadığımız bir şey yaptı ve bitime beş saniye kala topu kaybetti, sonra topu Kaya Peker aldı, Kaya’ya faul yapıldı ama hakemler onu da çalmadılar ve maç ikinci uzatmaya kaldı.

İkinci uzatmada Galatasaray bitime 2.5 dakika kalmışken maçı koparmasına rağmen, anlamsız savunma hatalarıyla maça rakibini tekrar ortak etti ki, James Gist de adeta ‘’yok maç sizin olsun’’ dedi ve Andric maçı bitirdi.

Maçtan Notlar

Maçla ilgili birçok notum var, bunları paylaşmak istiyorum…

Galatasaray cephesi:

Jaka Lakovic gerçekten de bir süperstar. Yalnız, Galatasaray’a geldiği gün sezon ortasına kadar iyi oynayabileceğini, Galatasaray’ın sistemine zaten uymadığı için, Oktay Mahmuti de takımında kendinden büyük bir starı kaldıramayacağı için takıma uzun vadede katkısı olmayacağını düşünmüştüm. Görülen o ki, Mahmuti sezon ortasını beklemeden şimdiden Lakovic’i fazla sahada tutmayacak. Euroleague’de belki farklı olabilir ama Türkiye’de oynadığı maçlarda ona pek rol vermeyecek gibi duruyor. Jaka Lakovic daha çok oynamayı seven bir gard. Galatasaray’ın sistemi ise Shumpert’ı ve içerideki uzunları besleyecek Tutku-Ender gibi oyun kuruculara uygun. Galatasaray hücumda Tutku-Ender-Lakovic’ten ikisini sahada tutma yoluna gitse, savunmada FB Ülker’le eşleşmesi imkansızdı. Özellikle Bogdanovic-Preldzic ikilisinin sahada olduğu bölümde kısalmak maçı kaybetmek olurdu. İki koç da bu durumu çok iyi analiz ettiler. Spahija, Lakovic’in girmemesi için Bogdanovic’in üstünden oynadı, Mahmuti de Bogdanovic oyundayken Shipp-Caner-Shumpert’dan ikisini sahada tuttu.

Darius Songaila da önemli bir yıldız olmasına rağmen dün fazla süre bulamadı. Songaila açıkçası tam Galatasaray’ın aradığı uzun tipi. İçerden ve dışarıdan oldukça etkili bir oyuncu, sadece savunmada biraz aksıyor. Fenerbahçe James Gist gibi atletik bir uzuna sahipken Songaila’nın sahada kalması da galibiyet şansını oldukça azaltırdı.

Luksa Andric konusuna özellikle değinmemiz lazım. Andric büyük maçları çok seviyor. Geçen sezon FB Ülker’e kazanılan maçlarda olduğu gibi bu maçta da devleşti. Diğer maçlarda sadece kendi potasının altında etkili olan Andric büyük maçlarda rakip pota altında da etkili oluyor ve önemli pozisyonlarda topu almaktan çekinmiyor.

Geçen sezon Preston Shumpert olarak Galatasaray’ın bir numaralı kozu olan, bu sezon ise Mert Shumpert adıyla oynayacak olan Amerikalı forvet, Galatasaray’da dikkat çeken başka isimler varken daha fazla boş pozisyon buluyor ve daha rahat oynuyor. Shumpert eşleşme problemi yaratarak rakibin kafasını karıştırıyor, savunması da vasatın üstünde.

Tutku Açık gerçekten işini iyi bilen bir oyun kurucu. Topu kullanmak gibi bir hırsı yok, gerektiği zaman ise kullanmaktan çekinmiyor. Oyunu okumayı çok iyi biliyor ve Gordon gibi bir atletizme sahip olmamasına karşılık, onun tersine içeriye girmekten de çekinmiyor. Toplamda yaptığı 8 asistle ona olan güveni boşa çıkarmadı.

Fenerbahçe Ülker cephesi:

James Gist: ‘Adanalı James’ son derece yerinde bir transfer olduğunu ispatladı. 18 sayı-8 ribaund-3 asist yaparken 5/5 ikilik ve 2/4 üçlükle oynadığını da hesaba katalım. Gist savunmada da çok verimli oynuyor. Atletizmi, savunması, agresifliği ve hücuma katkısıyla Fenerbahçe Ülker için bu sezon çok faydalı olacak.

Emir Preldzic: Emir kaldığı yerden devam ediyor. 17 sayı-10 asistle oynayarak yine elinden geleni fazlasıyla yaptı.

Curtis Jerrels: Gist’in eki olarak gelen Jerrels’ın ne kadar kötü bir oyun kurucu olduğunu kupa maçlarından sonra dün de fazlasıyla gördük. Spahija antrenmanlardan gördü ki, Hakan Demirel’i getirdi, Erbil Eroğlu’nu oynatmaya çalıştı ama o da olmadı. Ukic’in sakatlığında Jerrels oyunu okuyamadı, savunmada Galatasaray gardlarına karşı etkisiz kaldı ve basit top kayıplardı yaptı. Spahija, sakat olmasına rağmen Ukic’i oynattı ve Ukic’le FB Ülker maça tutundu. Fenerbahçeliler Hakan Demirel-Erbil Eroğlu ikilisinin form tutması veya Engin Atsür’ün hızlı ve tam bir şekilde iyileşmesi için dua etseler iyi olur, Euroleague Jerrels ile geçilmez.

Bojan Bogdanovic: Yeni gelen Hırvat forvet %100’le oynadı ve 21 sayı attı. Tabloya bakınca çok güzel ama maçı izleyenler görmüştür, hiç de öyle değil. Bogdanovic’in attığı neredeyse tüm basketler topu alıp attığı atışlar. Yani, hiçbir zaman dripling yapıp basket atmadı veya topu çeviremedi. Bogdanovic şutları dışında topu hiç verimli kullanamadı. Zaten savunma yapamayan Hırvat, Shumpert karşısında ezilmesinin dışında, yaptığı top kayıplarıyla da gecenin göze ‘batan’ isimlerinden biri oldu. Geçen sezon da Cibona ile Euroleague’de çok sayı atan Bogdanovic yine atabilir ama Emir Preldzic gibi komple bir oyuncunun yanında fazlasıyla sırıtıyor. Fenerbahçe Ülker, Cibona olmak istiyorsa alsın oynatsın ama biz Fenerbahçe Ülker’den başka şeyler bekliyoruz.

Neven Spahija: Sloven koç oyunda önemli artılar yaparken, kendisinde var olan Kaya Peker sevgisini bir türlü çözemedi. Spahija, ikinci yarıda ve uzatmanın ilk bölümünde ‘’Jerrels yerine sakat Ukic daha iyidir’’ mantığıyla akıllıca bir hamle yaptı. İkinci olarak, ‘’Shumpert ve Andric varken Lakovic de girmesin’’ diye düşünerek Bogdanovic’i oynattı ki o da akıllıcaydı. Gist haricinde Oğuz-Kaya-Vidmar’a kalan pota altında ise üçlünün en zayıfı Kaya’yı neden oynattı, onu çözemedim. Geçen sezon final serisinde gördüğümüz üzere, Kaya Peker’in bu takımda oynaması mucizeye yakın bir şey. Sakatlıktan dönen Vidmar maça iyi başlamışken onu kenarda tutup savunmada ve hücumda perişan olan Kaya’yı oyunda tutmasa kupa FB Ülker’in olabilirdi.

Dün çok güzel bir maç izledik. İki takım için de artılar ve eksiler var ama böyle kıran kırana geçen bir maçtaki eksiler ne kadar önemli, bilemiyorum. Çok ufak farklarla galip değişebilirdi. Bu nedenle, takımları eleştirmek biraz acımasızlık olur. İki koçu ve takımları tebrik ederken, hakemlere de değinmeden edemeyeceğim. Normal sürenin sonunda, ilk uzatma sonunda ve ikinci uzatmada önemli hatalar yaptılar. Böyle yakın geçen bir maçta hakem hataları da çok dikkat çekiyor.

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara