Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mutluluk

Çevremdeki kişiler, yaşantımın güllük gülistanlık olduğunu, bu yüzden hayata pozitif bakabildiğimi ve mutluluktan geberdiğimi zannediyorlar...

Aslında ellememek lazım; öyle zannetmeye devam etsinler. Ama elim durmuyor işte:))

Hayır, korkmayın. Hayatımın güllük gülistanlık olmadığını ispat etmek için, benim de her insan gibi bir sürü sorunum olduğunu, dertlerimin derya benimse sandal olduğumu, acılar içinde kıvrandığımı felan anlatmayacağım.
Size ne! Kime ne!

İnsanoğlunun hayat içindeki temel hedefi mutlu olmaktır. Ancak insan denen doyumsuz yaratık, mutluluğunu bir takım şartlara ve koşullara bağladığı için, her defasında mutsuzluğa ebelenir. Üstelik mutlu olması için gereken şartların bir limiti de yoktur. Hep daha fazlasını ister ve şartlar her gün yeniden düzenlenir.

Bir arabası olsa, nasıl da mutlu olacaktır!

Arabası olur, bir üst modelini ister. Son modelini alır.
Bir evi olsa, başka ne ister?

Evi olur, yalı ister. Yalısı olur, ikinciyi ister. İkinciyi de alır, Havai’de de başını sokacağı bir evi olsun ister.

Diyelim ki bankada bir çuval parası, onlarca katı, atı, yatı, uçağı, arabası, kolunda manitası, sağlığı, boyu, posu, kaşı gözü zartı zurtu herşeyi var. Var da, mesela üçüncü kolu yok! Ya da saçları düz değil de kıvırcık. Bu şartlar altında nasıl mutlu olsun?

Diyelim ki birisi yalnızlıktan şikayet ediyor. ‘Çık insanların arasına karış, gezilere felan git, arkadaş edin’ diyorsun. ‘Memlekette güvenecek adam mı kaldı’ diyor. Eee sıkıntıdan patla o zaman!

Bu tür modeller sorunlarına çözüm üretmek bir yana dursun, başkalarının ürettiği çözümlere de burun kıvırırlar. Bunların derdi dert anlatmaktır, çözüm bulmak değil. O anlatmalı; siz dinlemelisiniz. Hatta onu onaylamalı ve ona acımalısınız. ‘Ah zavallı arkadaşım, nasıl üzülüyorum senin için bir bilsen!’

‘Sen de ne beriki yola, ne de öteki yola geliyorsun. Seçimlerinin bedelini ödüyorsun.’ felan gibi şeyler söylerseniz, ‘halden anlamayan kötü arkadaş’ olursunuz.

Eğer mutluluğu hedeflerinize ulaşma şartına bağlarsanız, sittin sene mızırdanırsınız. Nietzsche’nin de dediği gibi: Burada amaç hedef değildir. Amaç yoldur, o yolda yürümektir.

Elbette hedeflerin olacak. Elbette o hedeflere ulaşmak için saçını başını yolacaksınız. Ancak bu süreçten zevk almayı da bileceksin.

Hedefe giden yolda, şu anda, hemen şimdi, elinde ne varsa, hangi malzemeye sahipsen, onunla yapacaksın mutluluk pastanı.

Giderayak bir tüyo daha vereyim size:
Sürekli mızmızlanan, ondan bundan şikayet eden, kendine acıyan insanlar pek sevilmezler. Eninde sonunda yalnız kalıp, kendi kendilerine zırlamaya mahkum olurlar. Çünkü tıpkı sizin gibi diğerleri de dert dinlemeyi değil dert anlatmayı sever. En çok dinleyen, en çok sevilir. Bu da insanoğlunun en büyük ikiyüzlülüğüdür.

Cümle aleme lafımı koyduğuma göre, artık güllük gülistanlık yaşam hayatıma gidebilirim.

Sevgilerimle

 
Toplam blog
: 8
: 959
Kayıt tarihi
: 22.11.07
 
 

26 yaşında güzel bir evliliği olan ve bir anneyim. Daha ne olsun. Azınlık bunlari basaran.Okullar..