Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '07

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Mutluyum! Çünkü zayıfladım!

Mutluyum! Çünkü zayıfladım!
 

Evet yaklaşık bir yılda 37 kilo verdim. Ve nihayet zayıf bir insanım. Hayatımdaki tek kompleksim şişmanlıktı. Ve ne acıdır ki, hayatım çocukluğumdan beri rejimlerle geçmesine rağmen ilk defa işi sonuna kadar götürüp amacıma ulaştım. Bunun sebebi sanırım bardağın dolup taşmasıydı…

Şişmanlığı yaşayan insanlar neden bahsettiğimi daha iyi anlayacaklardır.

Aslında şişmanlar da kendi aralarında ikiye ayrılıyorlar. Birinci bölümde yer alanlar kilolarını kabullenip mutlu mutlu yaşayan, yemeye içmeye devam eden şişmanlardır. Öyle bir salına salına yürürler ki 90-60-90 sanırsınız… Bir de benim bulunduğum ikinci grup vardır. Ve bu grup mutsuz şişmanlarla doludur. Her yediği lokmadan suçluluk duyup, giyinmenin işkenceye dönüştüğü, sokakta yürürken bile elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen grup…Kısacası her bir kilo mutsuzluktur…

İşte bütün bu duygularla yıllarca yaşadıktan sonra 2005 yılının yaz aylarında bir sabah kahvaltısında eniştemle bu konuda tartışmaya başladık. Benim bu konuda ne kadar hassas olduğumu ve üzüldüğümü bildiği halde bana artık 30’umu geçtiğimi ve kilo veremeyeceğim konusunda ısrarlarını sürdürdü. Tartışma inatlaşmaya döndü. Ben de istersem daha önce de birkaç defa yaptığım gibi 3 ayda 20 kilo verebileceğimi iddia etim. Ve tartışma sonunda iddiaya girdik. Evet 3 ayın sonunda 20 kilo verdim. Kolay olmadı ama başardım… (Bu kadarki kısmı için teşekkürler enişte…) İddiayı kazandım. :) :) :)

Kazanmaya kazanmıştım ama hâlâ zayıf değildim. Ve bu sefer iddia için değil kendim için rejim ve spora devam ettim. Bu defa sonuna kadar diyordum. Ve daha yavaş adımlarla 17 kilo daha verdim. Ve inanın hayatımdaki en büyük mutluluk diyebilirim kendi adıma…

Merak edenler için söyleyeyim: Herhangi bir ilaç ya da yan ürün kullanmadım. Sadece uzun süre disiplinli bir şekilde rejim ve sporu hiç bozmadan uyguladım. Ama gerçekten katı kurallarım vardı. Meyvelerdeki şekerlerden, baklagillerdeki karbonhidratlara kadar hesaplayarak çok sıkı tuttum işi. Çevremdekileri sinir edecek kadar…

Beyaz ekmek, pilav, makarna, pasta, börek, çörek, şekerli gıdalar hayal olmuştu. Ve en önemli püf noktası da, herkesin bildiği sıvı tüketimi… Neredeyse su deposu olarak dolaşıyordum. İçtiğim su ve bitki çaylarının haddi hesabı yoktu. Bunların başında yeşil çay, papatya çayı, adaçayı, ıhlamur ve normal çay geliyor. Bir de çok özel günler dışında alkol kullanmadım. O özel günlerde de bildiğiniz gibi en az kalorili olan şarabı tercih ettim.

Ve tabii gelelim spora… Özellikle ilk 20 kilo giderken oldukça fazla spor yaptım. Sabahları 5-6 km yürüyüşle güne başladım. Gün içinde bir iki kere 40-45 dakikalık yüzme ve su içi bölgesel hareketler yaptım. Evde de bu bölgesel karın ve bacak hareketlerini oldukça fazla yaptım.

Ve artık kilolarımdan kurtulmuştum. Eskiden alışverişe çıktığımda mağazalarda kıyafet bulamazken, ya da satış elemanının ‘üzgünüz bedeninize göre yok’ cümlesini işitip sıfır moralle çıktığınız mağazalarda şimdi 36 bedenlerin size uzatılması nasıl bir mutluluktur bilemezsiniz. Ya da herkese normal gelen ama benim ilk defa kullandığım kemerler... Bu da büyük bir mutluluk.

Sizi uzun zamandır görmeyen insanların verdiği tepkiler ise görülmeye değer. Şimdi işin en zor kısmını başarmaya çalışıyorum. Bu kiloyu muhafaza etmek inanın vermekten daha zor. Her gün tartı üzerinde sınav vermek ve frene basmak gerekiyor. Gerçekten isterseniz ve inat ederseniz oluyor bu iş. Tabii biraz da vakit harcamak gerekiyor.

Ne diyeyim ‘ DARISI TÜM ŞİŞMANLARIN BAŞINA!'

 
Toplam blog
: 7
: 7427
Kayıt tarihi
: 20.03.07
 
 

9 Eylül Ünv.'de Satış Yönetimi okumama rağmen ideallerim uğruna çabaladım ve piyasamızın tabi..