N.Ç de suçlu...?

Günlerdir medyada tartışmalara ve köşe yazılarına konu olan şu N.Ç davası kararı…Kabul ederseniz bizimki de son nokta olsun…? N.Ç’ lerinde suçlu olabileceklerine dair bir perspektif  açalım.

Ve şimdi yazacaklarım kahir bir çoğunluğun şiddetli tepkisini çekecektir biliyorum, hatta zaman zaman tecavüzcüyü koruduğum kanaatine götürecektir sizi, ancak kuşkunuz olmasın ki duygusallıktan sıyrılarak, realist bir sorgulama olacaktır bizimkisi.

N.Ç gerçekten kaç yaşındaydı? Kemik yaşı ölçüldü mü? Kemik yaşı da çocuk olarak değerlendirilmesini zorunlu kılıyor mu?

Yaşı 18 in üstünde olsaydı (diğer tüm koşullar aynı) yine bu netice vicdanları ne kadar kanatacaktı?

Bu 26 kişi değişik zamanlarda bahsekonu menfur fiili işlediğine göre, her biriyle de mi kendi rızasıyla birlikte olmuş? İlkiyle cebren olmuşsa ama sonrakilerle rızasıyla, (veya içlerinden bazısıyla rızasıyla) tecavüzcüler açısından koşullar farklı farklı değil mi? Cezaları nasıl eşit oldu?

İlk tecavüzcünün cezası diğerlerine göre çok fazla olması gerekmez miydi?

Tecavüzcülerden bazıları belki çoluk cocuk sahibi mutlu bir yuvaya sahipken, N.Ç tarafından tahrik edilerek bu eyleme girişmişse, bozulan mutlu yuvalar sebebiyle N.Ç cezaya çarptırılmayacak mı? Tecavüzcülerin eşleri, çocukları yuvamızı dağıttı bu N.Ç diyerek mahkemeye gidemez mi?

Ergenliğe henüz ulaşmış yüz binlerce kızımız iffetini koruma hususunda maksimum hassasiyet gösterip, erkeklere en ufak bir ışık yakmazken, aklı uçkurunun altına kaydıranlar, adeta gel dercesine giyim, tavır, söz bolluğuna girenler kararttığı hayatlardan ötürü sorumsuz mu olmalı? Eğer öyleyse iffetini koruyanla korumayan arasındaki fark nerede? Siz hiç tahrikkar bir kızla, başı önde yürüyüp giden kızı bir tutabilir misiniz?

Hukukumuzun çocuk olarak gördüğü (dinimizin ise ergen, evlenilebilir)  13-14 yaşındaki kızlarımızla ilgili karar vermek durumunda kalan Hakim’in işi zor değil mi? Bu ülkede 13-14 yaşında gerdeğe sokulan kızlarımızın sayısı az mı? Bu kızlarımız da medeni kanuna göre hem de ailesinin onayıyla adresi belli bir mekanda tecavüze uğramış olmuyor mu? Kendi rızasıyla mı evleniyor? Rızasıyla ise çocuk sayıldığından, rızasının önemi var mı? Medeni kanun ve Devlet bu tecavüze göz yummuyor mu? Yoksa onlar evli mi sayılıyor? N.Ç nin farkı kamera ışıklarının kendisini aydınlatmış olması mı? Kamera ışıklarının aydınlatıyor olması, yani medyaya mal olmuş olmak kişiyi vicdanlarda masumlaştırmıyor mu? Bu doğru mu?

Tutun ki mahkemede sabitlenmiş bir zorla tecavüz vakasıyla karşı karşıyayız, tecavüzcülerin alacağı mahkumiyet, rızasıyla birlikte olmak halinde alınacak cazayla aynı mı olmalı? Siz hakim olsanız rıza olup olmamasına bakmadan aynı cezayı mı verirdiniz? Hakim rıza sözkonusu olduğu için ceza indirimine gitmedi mi?  Rıza olmasaydı ceza artırımına gitmek, rıza olduğu için ceza indirimine gitmekle aynı değil mi?… Bu ikisinin farkı ne? Sunuş biçiminden başka… Hakime bu denli yüklenilmesinin manası var mı?

Dava, hakimin bizatihi kendi kızının davası olsaydı veya hakim kız babası olsaydı yine bu karar çıkar mıydı? Yani ceza indirimi…

Hakim erkek değil de kadın olsaydı yine bu kararı verir miydi?

Hakime yüklenmenin dışında yasa koyuculara da yüklenmek gerekmez mi? Hakimin önünde kemik yaşına da rızasına da bakılmaksızın 18 yaşın altındaki kızla beraber olmanın cezası 20 yıldan başlar diye bir madde vardı da uygulamadı mı?

Bu fiilde erkeklerin suçu açıktır bu nedenle vicdanları rahatlatmayan da olsa bir mahkumiyet kararı çıkmıştır. Peki 3 gün de olsa N.Ç ye mahkumiyet kararı vermek gerekmez mi? Diyelim ki mahkeme süresi henüz bitmediğinden N.Ç ye de mahkumiyet yolda. Peki hangi hakim bu baskı altında böyle bir karara imza atabilir…? Bu mahkemeyi etkilemek değil midir? Bunu Bakan da dahil olmak üzere hemen herkes  yapmadı mı?

Benim kafam karışık olduğu için, daha doğrusu tarafları tanımadığım ve dosyayı bilmediğim için bu meselede taraf olmamaya çalıştım.  13- 14 yaşında olup başı kıçı her tarafı oynayan gözleri fır dönen kızlar veya kız çocukları biliriz hepimiz. Bir de gerçekten çocuk olan kendisini bir kız olarak hissettirmeyen, başı kitaplarında.

N.Ç acaba nasıl birisiydi?

SON SÖZ;

Yasaların ve dolayısıyla adaletin bu türden fiillere vereceği cezalar hususunda dikkate alması gerekenler başlıca şunlardır?

-Kızın yaşı.

-Kzın rızası.

-Erkeğin yaşı.

-Bu fiili tecavüzcülerin kaç kişiyle yaptığı.

-İlk teklifin kimden geldiği.

-Erkeğin evli veya bekar oluşu.

-Erkeğin çocuklu olup olmaması.

-Kızın bu fiili alışkanlık haline getirip getirmediği

-Erkekte bu fiile yönelimi sağlayacak tahrik durumu, söz, tavır, giyim vs.

-Fiilin işlendiği mekan, yer.

-Tecavüzcüleri ve mağdureyi yetiştiren, eğitenler, sistem.

 Ve daha pek çok faktör…

Şimdi siz sadece neticeye bakarak karar verin bakalım. Bu ne kadar adalettir. Olayın başlangıcını ve ara kademelerini by-pass etmek olur mu?

Ben olsaydım ilk erkeğe x gün, ikinci erkeğe, üçüncü, dördüncü…giderek azalan miktarda ceza verirdim. Ve N.Ç ye de, çocuk da olsa ne ceza verilebiliyorsa onu verirdim. Ama mutlaka verirdim. Toplumun ahlak kurallarına uygun davranmadığı, toplumda infiale neden olduğu, yuvaları dağıttığı için. Şayet ceza vermeye müsait değilse bu yaş, o zaman ıslah etmeye yönelik uzun süreli bir eğitime aldırırdım. Madem ki kendi rızasıyla olmuştur, derhal toplumdan soyutlanmalıdır. Aksi takdirde sokak, nasıl yaşaması gerektiğini bilmeyen bir kızın tehdidi altındadır.

Sizin olmasa da oğlunuzun başını yakabilir.

Çocuk da olsa belli kurallar dahilinde yaşamayı bilmeli, ona bu öğretilmeli. Toplumsal nizamı bozan 18 yaşın altında da olsa cezalandırılmalı veya sokağa salınmamalı ta ki yaşamayı öğreninceye kadar. Nitekim çocuk mahkemeleri de var bu memlekette.

İbrahim Erol

gazete54.com

7 Kasım 2011