Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

NAMUSUM VE ŞEREFİM ÜZERİNE ANT İÇERİM

Devletin değişik yerlerinde görev alanlar; son sözleri yukarıdaki gibi olan yeminle göreve başlarlar.

Bazılarının; (görevleri süresince de bu yemine sadık kalmakla yükümlü olmaları gerekirken) yaptıklarıyla hemen unuttukları anlaşılır!

Kanıtları saymakla bitmez örneklere bakınca ister istemez şu soru gündeme geliyor: ant (yemin) neyi simgeler?

Bir insan bile bile namus ve şerefini nasıl kirletir? Yoksa göz ardı edemeyeceği bazı değerler mi sunulmaktadır?

Para – hak etmediği üst görevlere yükselme, bu değerlerden başlıca ikisi midir?

Yargıtay Cumhuriyet Baş savcısı Refah Partisi’nin kapatılması için dava açtığında olumlu görüş bildiren Prof. Ergun Özbudun; aynı gerekçelerle dava açılan AKP’nin kapatılması istemine karşı çıkmıştır.

AKP bu kişiye “Sivil Anayasa" hazırlama görevi verdiği ve de bunun bir bedeli olduğu için mi? “bilim adamı“ namusunu hiçe saymıştır!

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve Raportör Osman Can hangi nedenle? Anayasa’ nın değiştirilemez maddelerinin tartışmaya açılması gerektiğini söylemişlerdir!

Prof. Ergun Özbudun, Haşim Kılıç ve Osman Can

Bu üç insanı örnekleme nedenim: Geçtiğimiz hafta Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı ’nda düzenlenen “ Anayasalardaki değiştirilemez ilkeler “ konulu sempozyumdur.

Özbudun: 4 temel maddeden “yönetim şeklinin Cumhuriyet olması“ aynen kalabilir diğerleri değiştirilebilir, demiş!

İran, Çin, Suriye, Amerika ve Libya’da da Cumhuriyet yönetimi var. Amerika‘da federal Cumhuriyet, İran’ da Şeriat Cumhuriyet’i, Çin’ de ise Sosyalist Cumhuriyet’i egemen. Bizdeki “Ilımlı İslam Cumhuriyet’i“ olur o zaman!

Haşim Kılıç: Anayasa Mahkemesi’ nin konuyu tartışmasının kişisel görüşü olduğunu, cesaretinin azlığını, belirtmiş!

Osman Can: raportörlük görevini yerine getirmiş! olumlu görüş ileri sürerek tartışmalıyız, demiş.

Anayasa’nın 4. maddesi: Başta sayılan üç temel maddenin “değiştirilmesinin“ bile önerilemeyeceğini belirtiyor.

O zaman bu insanlar “Anayasa suçu işlemişlerdir “

Bilerek suç işlemelerinin bir karşılığı olması gerekmez mi?

Prof. Özbudun AB ‘ den yaklaşık 1 milyon Avro hibe alan Türk Demokrasi Vakfı’ nın Yönetim Kurulu Başkan yardımcısıdır ! Aynı zamanda Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ inde öğretim üyesi.

Bu üniversitede AB‘nin “ERASMUS PROGRAMI“ uygulanıyor. Bu program çerçevesinde:

“Yüksek öğretim kurumlarının birbirleri ile ortak projeler üretip yaşama geçirmeleri, kısa süreli öğrenci ve çalışan değişimi yapabilmeleri için “ karşılıksız parasal destek “ sağlanmaktadır. “

AB’ ne göre:

“Kemalizm ayakta durduğu sürece, Türkiye‘nin AB’ ye katılması gerçekleşemez! Çünkü AB’ ye katılımın ön koşulu “ Ulusal egemenliği Hıristiyan AB’ ye teslime hazır olmaktır “Oysa Kemalizm‘in özünde “Egemenlik hiçbir anlam hiçbir biçim ve hiçbir renkte ve anlatımda ortaklık kabul etmez“ ilkesi yatmaktadır.

Özbudun’un AKP‘ye hazırladığı ve öncelikle ABD’ de tartışmaya açtığı ! sivil anayasa ile Atatürk ilkelerinden “Laiklik“ kaldırılınca kendilerine türban ve ardından gelecek diğer siyasi simgeler için geniş alan yaratılacaktır.

AB’ nin ve de ABD’ nin isteği ise üniter yapımızı federasyona çevirip Büyük Ermenistan ve Büyük Kürdistan adı ile “ kukla devletler “ kurdurarak petrol yollarına egemen olmak.

Her ikisininde amacına ulaşmalarına var olan anayasada Atatürk ilkeleri engel olunca anlaşılan birlikte çalışmayı mantıklı gördüler.

AB bu hibe ve destekleri daha demokratik bir Anayasa tasarlamak için değil; bize 85 yıldır yol gösteren Atatürk ilke ve devrimlerini Anayasa ‘dan çıkartmak ve üniter yapımızı, rejimimizi ve bir çok alanda “kağıt üzerinde de kalsa“ bağımsızlığımızı sözde demokratik maddelerle ortadan kaldırmak için vermektedirler.

Üniversite “ Bilim Namusu “ nu kurtarmak için tepkiler üzerine yaptığı açıklamada özetle şöyle dedi :

“ Sempozyum sonunda ortaya çıkan ağırlıklı görüş, değiştirilemez ilkelerin demokratik rejimle çelişmediği ve bunların gerekli olduğu yolundadır “

Ülkem insanları ekonomik güçlükler nedeniyle konu ile ne kadar ilgilidirler ? bilemiyorum. Ancak kendini “ sorumlu “ görenler her durum ve koşulda tepkilerini göstermelidirler !

“ Kurtulmak tek başına ya hep birlikte ya hiç ! “

Geleceğin güzellikler getirmesi dileğiyle…

Ahmet Metin Kılınçer

Emekli öğretmen- Balıkesir

17.10.2008

 
Toplam blog
: 35
: 350
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Emekli öğretmenim. Ödünsüz bir kemalistim. Bu düşüncelerimi gençlerle paylaşmak istiyorum. Sorumluyu..