- Kategori
- Güncel
Ne Çin işi ne Japon. Bu zevk işi
Çindeki hayvan popülasyonunun dağlara ve denizlere sığmadığını düşündüm önceleri. Çin insan nüfusunun artık bardaktaki son bombesini de yaparak taştığı , hayvanlara yer bırakmadığı endişesine kapıldım. Ne yazık ki yanılmışım! Kertenkeleler , balıklar, kaplumbağalar kendilerine barınacak yer bulamadıkları için değil, evrenin en büyük canlısının zevkleri ve egoları uğruna anahtarlık içinde hapis olmuşlar. Sonra da, hayvan hakları savunucularının hedefleri olmuşlar.
Bırakın bu laf ebeliğini, ne hayvan hakkı, ne kedi- köpek , kaplumbağa- kurbağa hakkı... Burada ki sorun, insan hakları sorunu. Benim insanlığımdan utanmama sebep olan insandaşlarım; içimde- içimizde yeşertemediğimiz gerçek insanın hakkını gaspeden, insana yakışır davranışları gösteremeyen egoistler; Allah bizi ıslah etsin...
Çindeki hayvan popülasyonunun dağlara ve denizlere sığmadığını, Çin insan nüfusunun artık bardaktaki son bombesini de yaparak taştığı, hayvanlara yer bırakmadığını düşünmek isterdim. Bu insanlar hayvanları o kadar çok seviyor ki; biryerlerine koyabilmek, onlardan ayrı düşmemek için aksesuar parçası yapıyorlar demek isterdim. Lakin sorun çok büyükmüş . Sorun insan hakları sorunuymuş. Ve insandan küçük; hayvan, bitki vb. yaratıkların hakları tartışmalarından önce , insanın kalıbına yakışır olma hakları tartışılmalıymış.