Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Ne evet ne de hayır

Ne evet ne de hayır
 

NE EVET NEDE HAYIR UMUT VAR MI UMUT


Yüksek okul okudun mu? EVET

Kurs, seminer, yabancı dil konularında eğitim aldın mı? EVET

İşe başvurmuştun, işi aldın mı? HAYIR

Kazancın yetiyor mu? HAYIR

Şimdi bir işin var mı? HAYIR

Kocan çalışıyor mu? HAYIR

45 saatten fazla çalışıyor musun? EVET

İşveren haklarını veriyor mu? HAYIR

Sigortan tam ödeniyor mu? HAYIR

Maaşın zamanında veriliyor mu? HAYIR

Gazete okuyabiliyor musun? HAYIR

Sinema, tiyatroya gidebiliyor musun? HAYIR

Sağlık açısından güvende misin? HAYIR

Borçların çok mu? EVET

Geleceğe umutla bakıyor musun? HAYIR

Etrafında herkes aynı durumda mı? EVET

Etrafında bazı kişileri iyi durumda görüyor musun? EVET

Şekil değişse bir şeyler değişir mi? HAYIR

Sonuçta NE EVETLER HAYIR; NE DE HAYIRLAR EVET..

Ölüyoruz gün be gün ne umut kaldı, ne huzur, ne de güven, sahipsiziz, sesimizi duyan yok, bizi umursayan da, feryat ediyoruz avaz avaz farkında olan da yok. Duyar mı belki sesimizi ey dağlar? HAYIR

Kasap et derdinde koyun can derdinde. Ülkenin terör sıkıntısına, işsizlik sorununa, emekli, memur, işçinin derdine çare mi bu referandum. HAYIR.

Vatandaş bir şikayette bulunduğunda çözüm üretiyor musunuz? Tüm partilerde, siyasetçiler için, bu iş bir meslek olmuş. Para yatırıp kat be kat kazanıyorlar. Kendilerini pof poflayanları, seçim sonrası zaten kazandırıyorlar. Nerde demokrasi. Kim başa gelirse onun sosyetesi oluyor, onun iş çevresi yedi ceddine yetecek imkanlara sahip oluyorlar. Aramızda dolaşamıyorlar. Bizlerden korkuyorlar. Korumalarla padişahlar gibi yaşıyorlar. Tabi ki bizi temsil edenleri Türk Halkı övünçle iyi şartlarda olmasını ister. Üniformaları, hizmetleri ile gurulandığımız , en büyük prestije sahip Silahlı Kuvvetlerin üzerine gölge düşürmek Türk Halkına gölge düşürmektir. Bu tip durumlarda vatana ihanet edeni elbette araştırmalılar ama bizim kültürümüzde aile reisleri bunu gizli yapar. Adaptandır. Konuşma kültürlerinde dalgacı, umursamaz, bizim dediğimiz doğrudur diyen 300 kelimeyi geçmeyen aynı uslup ve konulardan çok sıkıldık. Artık Türk Halkı eskisi gibi kendi ülkesinde ve bihaber değil. Global Dünya her birimizi vizyon sahibi yaptı. Geçmişi didiklemek, geçmişten prim yapmak en aciz durumdur. Bu yapamadıklarımı görme bak geçmişe vıdı vıdı vıdı .

Anayasa değişikliği bize yani Türk Halkına ne katacak? Hayatımızda neler değişecek? Sağlık reformumu bu, Toprak reformumu, daha çok iş, daha yüksek kalite hayatmı? Insanlarımız daha güzel evlerde oturup, sokaklarda oturmayı bırakacak mı? Çocuklarımız spor yapıp sınav teleşından kurtulacak mı? İnsan gibi çalışıp insan gibi hayatı yaşayabilecek miyiz? Hiç bir gruba ait olmadan demokratça haklarımıza sahip olacak mıyız? Başbakan'a milletvekiline soru soracak ve mantıklı cevaplar alacakmıyız?Mahkemeye gittiğimizde kısa zamanda sorunumuzu çözebilecek miyiz? İşveren hakkımızı vermediğinde, sigortamızı ödemediğinde, maaşımızı canı istediğinde ödediğinde birileri bize, biz sormadan, ihbar etmeden koruyacak mı? Halkımız yetiştirilip bir kilo fasulyeye , kömüre birilerini satmayı bırakıp kendi ideallerinin peşinde özgürce demokratik şekilde hareket edebilecek mi? Haksızlık yada değil farketmez , protesto edebilecek miyiz bazı şeyleri? Bu kültüre ulaşabilecek miyiz? Haklı, dürüst, doğrunun yanında olmayı bilen bu toplum artık yalan söyleyen, borcunu ödemeyen, giden kağnının peşine takılan, üç kuruş menfaate alıştırıldı. Kınamıyorum. Çünkü hayatta kalmanın tek yolu bu olarak sunuluyor. Ama unutmayın ki büyüttüğünüz yılan gün gelir sahibine de zarar verir. Tek yol doğruyu , medeniyeti öğretmektir. Medeniyet kuralları da tektir. Adap, usul, ahlak, bizlerin temel düsturu idi. Gel gör ki zaman tüm bunları yok ettirdi. Benim memurum işini bilir ile başladı bu, halen Osmanlı nın halkına uyguladığı, halkını ilerletme, al getir devşirme, onlara güven, mekanizması çalışıyor. Olmaz. Böyle olmaz. Adap, usul, ahlak düsturu olan kültürümüzü yok etmek bizim yok olmamız demek.

Yan yana dahi gelip tartışamayan temsilci olur mu? Bir temsilci diğer temsilciye cevap versin diye seçiyoruz biz, bizi yönetenleri. Bu yüksek maaş ödediğimiz iş , işlerinin parçası. Biz işe böyle aldık onları. Bu işletmede , iş akitlerine uymayanların HAKLI SEBEPLERDEN TAZMINAT HAKLARINI KAYBEDEREK İŞ AKİTLERİ FESEDİLİR. Kimler geldi geçti, ne demokratik saltanatlar kuruldu gitti bu memleketten. Bunu bilenlerin anayasası mı bu? Yoksa padişahlık gibi ben alırım, ben atarım, ben çıkarırımın değişikliği mi? Demokrasi de bu olamaz. Her kolluk birbirinden özgür olarak dengeyi sağlamalı. Haklı olanda hakkını sonuna dek savunmalı demokratça. Saygılar

 
Toplam blog
: 29
: 872
Kayıt tarihi
: 03.03.08
 
 

1968 İstanbul doğumluyum. 1989 YTU Fen-Ed Kimya Bölümü mezunuyum. Kimyagerim. 10 yıllık evliyim ve..